Buradasınız
BES Değil Gözü Aç Bir Canavar
Sefaköy’den bir eğitim emekçisi
Merhaba kardeşlerim, hepinize merhaba. Geçenlerde çok ilginç bir durumla karşılaştım. Şaşkınım. Zar zor kazandığım, hiçbir şekilde geçimimi karşılamayacak, boynu bükük, mütevazı maaşımdan 60 lira kesinti yapıldı. Uzun süredir beklediğimiz, ama hiç gelmesini istemediğimiz bu 60 liralık kesinti devletin “Bireysel Emeklilik Sigortası” dediği canavara yedirilmişti. Belki bir yıldan fazladır duymama rağmen, “Kardeş bu canavar kimdir, neyin nesidir?” diye sormak aklıma gelmiş olsa da bununla ilgili iki cümle okumak ya da bir bilene sormak ne de zormuş ki ancak maaşımdan 60 lira kesilince gözlüğü takıp, önlüğü giyip araştırmacı bilim insanı kesildim. Abooov, neler öğrendim neler! Adı ve amacı kulağa hoş gelen bu emeklilik sistemini öğrendim ama öğrenmez olaydım. Meğer mesele sadece 60 liralık kesinti değilmiş. Bir de bu canavarın ileriye dönük çok acımasız planları varmış. Benim dört yaşında bir kızım var. En çok da ona üzüldüm. Size de bahsedeyim de bu BES denilen illetten, siz de başkalarına anlatın. Bu öyle bir şey... Siz de başkalarına anlatın... Ama muhakkak anlatın.
2018 yılı için yapılan bir yasal düzenleme ile işçi sayısı elliden fazla olan işyerlerinde, işçilerin Bireysel Emeklilik Sigortasına (BES) giriş yapması zorunlu tutuldu. Benim de bu ay 1603 lira olan asgari ücretimden 60 lira BES kesintisi yapıldı. Konu güncelliğini koruduğu için (en azından bizim işyerinde) temel soruyu hatırlatıp sorumuza yanıt aramaya çalışacağız. Sorumuz: Mevcut bir sigorta varken neden bir sigorta daha yaptırılmak isteniyor? Ve çıldırmamak elde değil, bunu bana neden yapıyorlar!
İlk olarak BES’e yakından bir bakalım. BES’in özel bir sigorta olduğunu belirterek başlayalım. Sizin adınıza her ay belirli bir miktar para maaşınızdan kesilip, özel bir sigorta şirketine aktarılacak. Devlet de teşvik amacıyla yatırdığınız paranın (eğer sistemde 10 yıl kalırsanız) dörtte biri kadar bir parayı sizin adınıza bireysel emeklilik sigortasına aktaracak. İsteyen işçi altı ay içerisinde BES’ten çıkabilecek. Kalan işçiler için on yıllık prim yatırdıktan sonra biriken parasına göre ek bir emeklilik geliri veya toplu para vaat ediliyor. Burada ek emeklilik gelirinin sınırlı bir süre için olduğunu vurgulayalım. Normal sigortada olduğu gibi ölünceye kadar maaş almıyorsunuz. Paranız bittiğinde ek geliriniz kesiliyor.
Bu sistemde iki kritik nokta var. Şimdi bu noktalara yakından bakalım:
Birinci nokta: Devlet milyonlarca işçinin maaşının bir kısmını altın tabakta özel sigorta şirketlerine sunuyor. Üstüne teşvik adı altında yatırılan paraların dörtte biri kadarını kendi veriyor. Kendi veriyor diyorum ama aslında devlete bu parayı yine çeşitli yollarla, vergilerle biz veriyoruz. (İyi iş değil mi?…) Çok büyük bir rant! Daha ne olsun. Bitti mi? Tabii ki hayır. Sigorta şirketinin başına bir iş gelirse borçlar devlet tarafından ödenecektir. Yani yine vergilerle biz işçiler tarafından. Ne güzel iş öyle değil mi? Devlet garantisiyle ki devlet garantisi demek bizim vergilerimiz demek… Vallahi güzel iş. Yaman bir iş…
İkinci nokta: Benim, çocuklarımız için, gelecek günlerimiz için korktuğum yer tam da burası. Yani meselenin ötesi, yani 60 liradan fazlası tam da bu noktada. Ülkemizde bundan otuz yıl önce çok az sayıda özel okul, özel hastane vardı. Bugün yüz binlerce öğrenci özel okullarda okuyor. Milyonlarca insan özel hastanelerde tedavi hizmeti alıyor. Bugün her ne kadar sağlıkta ve eğitimde devlet desteği ile sistem çalışsa da, orta uzun vadede devlet desteğini bu işlerden çekecektir. BES’in amacı budur. Özel sağlık ve eğitim kurumları yalnızca parası olanlar için eğitim ve sağlık hizmeti verecekler. Dünyada gelişmiş ülkelerdeki örnekler de durumun böyle olacağını gösteriyor. Örneğin ABD’de çalışma yaşında olan kimsenin devlet sigortası yoktur. 65 yaş sonrası sigorta ise her şeyi karşılamıyor. Hatta çalışma yaşındaki insanların sigortaları da birçok sağlık sorununu kapsamayabiliyor. Yani kalbin sıkışıyor ama hastanede öğreniyorsun ki sigortan kalbinin tedavisini karşılamıyor. Ya da ilacı… Çok acı bir durum değil mi? İleri ülkeler denilen gelişmiş kapitalist ülkelerde bunlar oluyor. Ve bizde de aynı durumlar yaşatılmak isteniyor. Çünkü birileri için daha kârlı. Parası olan sigorta yaptırsın, parası olmayanın canı cehenneme. İnsan ömrünün kritik bir dönemi olan yaşlılıkta toplumsal dayanışma yerine herkes kendi başının çaresine baksın. İstenen budur. Devletimiz de patronlar sınıfının hizmetinde olduğu için elbette patronların istediğini yapıyor. BES’e giriş zorunlu. BES işçi sınıfının yavaş yavaş özel sigortaya da alıştırılma çalışmasıdır. Bunları unutmamalıyız.
Kapitalizmin kâr hırsı hiç kimseye iyilik getirmedi. Bireysel emeklilik sigortası da bu kâr hırsının bir sonucudur. İşçi sınıfına bir iyiliği olacağını da düşünmek saflıktır. Kimin on yıl boyunca iş garantisi var? 1603 lira ile ay sonunu getirmek mümkün mü ki, 60 lira kesinti yapılıyor? Asıl mesele insanca yaşayacak ücret ve iş garantisi değil mi? Bu soruların cevapları patronların derdi olamaz. Bu soruların cevaplarını biz işçiler düşünmek zorundayız.
İşçilerin Sordukları/52 [Bireysel Emeklilik Sistemi] 24 Kasım 2016
BES Üzerine Bir Çay Molası Sohbeti 25 Ocak 2017
Bellum Omnium…
8 Marta Sahip Çıkalım!
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...