Buradasınız
İşçilerin Sordukları/21

Rapor alan işçinin ücreti kesilir mi?
İşçi aynı gün hastaneye gider ve sonra rapor almayarak işine geri dönerse ücretinden kesinti yapılmaz. Eğer rapor alırsa işçinin son bir yılda 90 günlük prim ödemesi olup olmadığına bakılır. Yoksa SGK’dan iş göremezlik ödeneği alamayacağı için ücretinden kesinti yapılamaz. 90 günlük prim ödemesi varsa rapor parası alabilir. Ancak rapor aldığı ilk iki gün için SGK ödeme yapmaz. SGK, 3. günden itibaren ödeme yapar. Fakat meslek hastalığı veya iş kazası durumunda daha ilk günden itibaren ödeme yapılır. Ödeme miktarı, ödeme yapılan her gün için yatarak tedavi gören işçinin günlük ücretinin yarısı, ayakta tedavi gören işçinin günlük ücretinin üçte ikisi oranındadır.
SGK’dan alınan rapor parası konusunda mevzuat bu kadar netken, işveren tarafından yapılacak ödeme konusunda tam bir karışıklık söz konusudur. Çünkü rapor alan bir işçiye nasıl ödeme yapılacağı yasada net olarak belirtilmemiştir. Netlik olmadığı için her işveren keyfine göre yasayı yorumlamaktadır. Yaygın olan uygulamaya göre, işveren işçinin rapor aldığı hiçbir günün ücretini ödemek zorunda değildir. Dolayısıyla SGK’nın ödemediği iki günlük ücreti de ödemek zorunda değildir. Sadece maktu aylıkla çalışan işçilerin raporlu olduğu günlere ait ücreti kesilemez. Ancak bu durumda işçi SGK’dan aldığı rapor parasını işverene vermekle yükümlüdür.
“Maktu aylık” diğer adıyla “kesin aylık” derken ne kastedildiği de net olarak belirtilmediği için uygulamada ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Normal şartlarda saat ücreti, parça başı ya da günlük ücret değil de net aylık ücret (maaş) alan tüm işçilerin maktu aylık aldığı kabul edilmelidir. Ancak fiiliyatta böyle olmuyor. Sadece sendikalı işyerlerinin toplu iş sözleşmelerinde ücret kesilmeyeceğine ilişkin madde varsa ya da işe girerken imzalanan iş sözleşmesinde ücretin “maktu aylık” olduğu belirtilmişse raporlu olduğu gün işçilerin ücreti kesilmez. Demek ki burada belirleyici olan işçilerin örgütlülüğüdür. İşçiler haklarını arıyorlarsa her koşulda ücretlerinin kesilmesini engellerler. Ama haklarını aramıyorlarsa, işverenler yasadaki belirsizliği fırsat bilerek “ben senin raporlu olduğun günlerin ücretini ödemek zorunda değilim” diyebilmektedirler.
İstirahat parası nasıl alınır?
İstirahat parasını ya da diğer adıyla geçici iş göremezlik ödeneğini almak için işçi öncelikle rapor almalıdır. Düzenlenen raporun bir nüshası işçiye, bir nüshası hastane tarafından sosyal güvenlik kurumuna gönderilir. Bir nüshası da hastanede kalır. Rapor, kâğıt olarak alındığı gibi yeni uygulamada mail yoluyla doğrudan işyerine de ulaştırılmaktadır. Hastane ve işverenin SGK’ya gerekli bildirimleri yapmasının ardından ortalama 2 haftalık bir sürenin sonunda ödemeler Ziraat Bankası şubelerinden yapılmaktadır. İşçi TC kimlik numarasını vererek parasını alır.
Serbest bölgede çalışan işçiler AGİ alabilir mi?
Serbest bölgelerde üretim yapan ve ürettiği ürünlerin yasalarca belirlenmiş kısmını ihraç eden işverenler, gelir vergisi ödemekten muaf tutulmuştur. Bu işverenler işçilerinin sigortasını yatırırken gelir vergisi ödemek zorunda değildirler. Yaygın kanı, serbest bölgede üretim yapıp gelir vergisi ödeme yükümlülüğü olmayan bu işyerlerinin işçilerine asgari geçim indirimi (AGİ) ödemeyeceği yönündedir. Ancak bu doğru değildir. Serbest Bölgeler Kanunu Genel Tebliğinin Diğer Hususlar bölümünde “İstisna uygulamasında, asgari geçim indirimi mahsup edilerek kalan tutar tecile konu olacaktır” denilmektedir. Yani işveren işçiye vermesi gereken AGİ’yi verdikten sonra kalan gelir vergisinden muaf tutulmaktadır. Bu durumda gelir vergisi istisnasından yararlanıp yararlanmadığına bakılmaksızın serbest bölgede üretim yapan bütün işyerlerinde çalışan işçilerin hepsi istisnasız AGİ almalıdır.
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İcra ve İflas Yasasındaki değişiklik ne anlama geliyor?
- Covid-19, Kısa Çalışma ve Ücretsiz İzin Gerçeği
- AKP’nin Torba Yasası: Patronlara Kıyak, İşçilere Saldırı
- Pandemi, Ücretsiz İzinler ve Hak Gaspları
- İş Güvenliği Yasasına 4. Kez Erteleme Ne Anlama Geliyor?
- Kronik Hastalığı Olan İşçilerin ve Hamile Kadınların Yasal Hakları
- Koronavirüs ve Yasal Haklarımız
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/2
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/1
- İşçilerin Sordukları/78
- Emeklilik Hakkımız İçin Topyekûn Mücadele Edelim!
- Yargıtay’ın Hamile İşçiler İçin Emsal Kararı
- İşçilerin Sordukları/75
- İşçilerin Sordukları/74
- İşçilerin Sordukları/73
- İşçilerin Sordukları/72
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...