- UİD-DER Nedir?
- Video
- İşçi Hareketi
- Gündem
- Dünya
- Fabrikalar
- Alanlardan
- Etkinliklerimiz
- Bildiriler
- Haklarımız
- Arşiv
- Tarihimizden
- Ezgiler
- Languages
Milyonlarca işçi ve emekçinin hastalık, işsizlik, sakatlık, ölüm ve analık halinde korunmasını sağlamakla, emekli aylıklarını ve sağlık harcamalarını ödemekle yükümlü Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Cumhurbaşkanının imzaladığı bir kararnameyle Sayıştay Denetiminden çıkarıldı. Başka bir düzenleme yapılmaması durumunda SGK artık her yıl Sayıştay tarafından denetlenmeyecek ve oluşturulan raporlar kamuoyu ile paylaşılmayacak.
Sayıştay, kamu idarelerinin gelir, gider ve mallarına ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığını denetlemektedir. Sayıştay tarafından son olarak 2016’da yapılan denetlemede kurumun neden denetim dışına çıkarıldığı açıkça belli olmaktadır. Sayıştay denetçilerinin SGK “mali rapor ve tablolarının doğru ve güvenilir bilgiler içermediği” kanaatini ifade ettikleri rapordaki tespitlerden bazıları şöyle:
SGK’nın eninde sonunda hesap verme ihtimali, hükümeti rahatsız etmiş olacak ki kurum denetimden çıkarılmış. Zaman zaman haberlerde SGK’yla ilgili olarak “SGK rekor açık verdi, SGK bütçesi yetersiz tüm ilaçları karşılayamıyor” gibi başlıklar yer alıyordu. Bu haberlerin kaynağının ne olduğu ve milyonlarca işçi ve emekçi için hayati önem taşıyan kurumun doğru düzgün işletilemediği ortadadır. Kurumda biriken paralar sistemli bir şekilde, hiçbir hükümete bağlı olmadan işçilerin denetiminde işletilseydi, biriken paralarla karşılanmayan ilaç kalmazken, tüm işçiler nitelikli ve ücretsiz bir sağlık hizmetinden yaralanırlardı.
SGK’nın bütçesi işçilerden ve onlar adına kesilen primlerden oluşuyor. 2017 sonu itibariyle 288 Milyar TL geliri ve 312 Milyar TL gideri ile neredeyse devlet bütçesinin yüzde 48’i oranında bir bütçeye sahip olan SGK’nın keyfi bir düzenlemeyle Sayıştay denetimi dışına çıkarılması bu fonun da çeşitli bahanelerle başka kanallara aktarılacağının göstergesidir.
Sosyal güvenlik sistemi işçi ve emekçiler açısından hayati bir önem taşıyor. SGK, geniş işçi yığınlarının sağlık sorununda başvurabilecekleri, çalışamaz duruma geldiklerinde, emekli olduklarında onların güvencesi olacak kurumdur. Sosyal güvenlik sistemi bir toplumsal dayanışma fonudur. Bu dayanışma fonu işçilerin mücadelesi ile ortaya çıkmıştır. Bu fondan işçi ve emekçilerin yararlanmasını engellemek için hükümet tarafından türlü uygulamalar düzenlemeye konularak bu güvence ortadan kaldırılmak istenmektedir. Özel hastanelere teşvikler, sağlıkta reform düzenlemeleri, emeklilik yaşının ve prim gün sayısının yükseltilmesi, emeklilik maaşının kademeli olarak düşürülmesi, hastaneye adım atar atmaz ödenen ücretler, Aile Hekimliği uygulaması… Bunlar hep sosyal güvenliğin ortadan kaldırılması için hükümetin yaptığı yasal uygulamalardır. “Paran kadar sağlık” politikasıyla işletilen sağlık sistemi gün geçtikçe işçi ve emekçilerin belini daha da bükmektedir.
Parası olanın geleceğini garanti altına aldığı, parası olmayanların açlık ve ölümle yüz yüze kaldığı kapitalist sistemde, sosyal güvenlik kurumları herkese parasız ve ayrımsız hizmet vermemiştir. Ancak yine de işçi sınıfının ekmek-su kadar muhtaç olduğu hizmetleri kısmi de olsa karşılayan bu kurumun varlığı önemlidir. Bu yüzden tüm işçi ve emekçiler, sosyal güvencelerine ve kendilerinden kesilerek oluşturulan fonlarına mücadele ederek sahip çıkmalı ve denetlemelidirler.