Buradasınız
İşyerinde Verilen Yemekler Ne Kadar Besleyici?
Sancaktepe’den bir işçi
Salgından dolayı işçilerin nasıl beslendiği daha bir önem kazanıyor. Ortalama bir insanın günlük alması gereken enerji miktarı 2000-2600 kalori iken, fiziksel enerji sarf eden, ağır işlerde çalışan bir insanın alması gereken enerji miktarı 3500 ile 4500 kalori arasında değişiyor. Ancak kalori miktarı tek başına yeterli bir ölçüt değil… Asıl olarak protein-karbonhidrat dengesinin sağlanması, vitamin ve minerallerin yeteri kadar alınması gerekiyor. Fakat hayat pahalılığı karşısında alım gücü düşen, evinde yeterince beslenemeyen işçiler ne yazık ki işyerlerinde de sağlıklı beslenemiyorlar.
Fabrikalarla yemek şirketleri arasında yapılan hizmet anlaşması bir yıllıktır. Her yıl yeniden ihale yapılır, en uygun fiyatı veren yemek şirketi ihaleyi alır. Yemek şirketleri ihaleyi alabilmek için fiyatları alabildiğine düşürürler. Fiyatların düşmesi aslında yemek hizmetinin ve kalitesinin düşmesi anlamına gelir. Bunu her iki taraf da pekâlâ bilir. Ama ne ihaleyi veren ne de alan firmanın umurundadır bu. Şirketler ihaleyi verirken “aman işçim gerekli gıdayı alsın, dengeli beslensin” demezler. Çünkü işçilerine verdikleri yemeği “maliyet” olarak görürler. Onlar için önemli olan görünüşte her şeyin yerli yerinde olmasıdır. Öğünlerde protein, karbonhidrat dengesinin gözetilmesi, kişi başına düşen et miktarının yeterli olması gerekir. Ama bunlar kâğıt üzerinde olsun yeter, mutfak kısmı onları ilgilendirmez.
Maliyeti düşürmek için ana yemek et ise “çaktırmadan” gramajından düşülüyor. Etli yemeklerde un, patates gibi mali değeri daha düşük olan gıdaların miktarı arttırılarak et azaltılıyor. Bakliyat yemeklerinde de kişi başına düşen gramaj düşürülüyor. Çorbalarda kullanılan bakliyat azaltılarak unla çoğaltılıyor. Yemeğin adı değişmiyor ama kullanılan malzemeler daha kalitesiz oluyor. Şöyle bir örnek verelim; firma ile yapılan anlaşmada etli yemekler için gramaj belirlemesi çiğ et üzerinden yapılıyor. Donuk çiğ etler daha ucuz olduğu için özellikle son dönemlerde çok tercih edilir oldu. Ancak donmuş et çözüldüğünde yaklaşık yüzde 35 oranında su kaybı oluşuyor. Bu, yemekteki et miktarının neredeyse yarı yarıya düşmesi demek. İhaleyi veren şirket, alan şirket, eti satan şirket, hepsi bu gerçeği biliyor ama ne gam! Ucuza geliyor ya, önemli olan bu!
Bir diğer örneği köfteden verelim. Kıymanın taze etten çekilmesi gerekirken, tedarikçiden donuk şekilde temin ediliyor. Dolayısıyla köftede de miktar kaybı oluyor. Bu kıymanın içeriğine gelince... Löp et kemiğinden ayrıldıktan sonra kemik üzerinde kalan et parçaları, kas, kıkırdak, sinir vs. ne varsa kıyma haline getiriliyor, bu da köftelik kıyma olarak yemek şirketleri tarafından satın alınıyor. Şimdi bu köftenin ne kadar yeterli bir protein kaynağı olduğunu siz düşünün. Günlük beslenmemizde olması gereken A, B, C, E vitaminleri, protein, kalsiyum, demir, çinko gibi minerallerin de belirlenmiş miktarları var. Normalde işyerlerinde verilen yemeklerde, yemek şirketlerinin bu miktarlara dikkat etmesi gerekiyor. Ancak bu en çok ihmal edilen, hatta hiç dikkate alınmayan bir ayrıntı olarak kalıyor.
Sonuç olarak; evet işyerinde yemek yiyoruz, görünüşte karnımız doyuyor, hatta yemeklerde çeşitlilik de oluyor. Peki ya kalite? Üstelik benim sözünü ettiğim şirketler görece büyük, hatta bazısı sendikalı olan yerler. Sorsanız işçisinin sağlığını düşünen, özen gösteren şirketler. Diğerlerini düşünemiyorum bile! Ama tatlı kârlarından bir kuruş olsun vazgeçmek istemeyen yemek şirketlerine bu hileler de yetmez oldu. Gıdadan kısmak yetmeyince salgını fırsata çevirerek işçilik maliyetinden de kısmanın yollarını buldular. Kuralsız, hukuksuz bir şekilde kısa çalışma ve ücretsiz izin dayatıyor, fiilen çalışan işçi sayısını azaltıyor, iki hatta üç işçinin işini bir işçiye yüklüyorlar. Sonra da yoğun tempoda çalışıp yemekleri yetiştirmeye çalışan işçilere “hijyene dikkat edin” diyerek sözde denetlemeler yapıyor, uyarı tutanakları tutuyorlar. Kısacası sermaye sınıfının her iki tarafı da birbirinin “günahını” biliyor ama göz yumuyor. Körler sağırlar birbirini ağırlıyor. Ne sağlık, ne hijyen önemli onlar için. Önemli olan maliyet! Bir de kâğıt üzerinde her şeyin usulüne uygun yapılması… Sağlık Bakanlığı da denetleme yaparken sadece evraklarla ilgileniyor. Gerçeklik buyken medyada her gün dengeli ve sağlıklı beslenmemizi öğütleyen uzmanların boy göstermesi, iktidar sözcülerinin her fırsatta “maske, mesafe, temizlik” nakaratını tekrar etmesi ikiyüzlülük değil mi?
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...