Buradasınız
Nitelikli Kreşler En Doğal Hakkımızdır!

Yüz binlerce işçi kadını iş hayatından uzak tutan en önemli sebeplerden biri çalışma saatlerinde çocuklarını emanet edebilecekleri bir kreş olmamasıdır. Vardiya sistemi de hesaba katıldığında işçi çocuklarının en iyi şekilde bakılabilmesi için, işveren tarafından 24 saat açık kreş hizmetinin sağlanması gerekir. Oysa kanuna göre işyerlerinde emzirme odaları açılması için 100-150 kadın çalışan olması gerekiyor. Aynı kanuna göre kreş açılması içinse 150’den fazla kadın çalışanın bulunması şartı var. Türkiye’de sadece 7 bin civarında işyeri 150 ve üstünde kadın işçi çalıştırıyor. Üstelik bu işyerlerinin çoğunda patronlar kreş yükümlülüklerini yerine getirmiyorlar. Geçtiğimiz yıllarda sadece 300 işyeri denetlenmiş, bunların %45’inde kreşin bulunmadığı tespit edilmişti. Doğru düzgün denetimler yapılmadığı gibi cüzi para cezaları ile kreş açma yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenlere adeta kıyak geçilmektedir.
Bazı işverenler 100 kişinin altında kadın işçi çalıştırarak hem kreş yükümlülüğünden hem cezadan kurtuluyor. Kimileri ise işçilerin iş saatlerinde çocuklarını emzirmelerini ve kontrol etmelerini engellemek için işyerlerine uzak mesafedeki kreşlerle anlaşıyor. Aynı sorunu kamu çalışanı 3 milyonun üzerinde kadın işçi de yaşıyor. Kamuda bile kreş sayısı devede kulak kalıyor.
TÜİK’in 2018 verilerine göre, Türkiye’de kreş çağında olan 9 milyon 361 bin çocuk var. Kamuya ait kreş, gündüz bakımevi ve çocuk kulübü sayısı ise sadece 2 bin 443. Bu kreşlerin kapasitesi sadece 96 bin çocuğa yetiyor. Bu da her 100 çocuktan sadece birinin kamudaki kreşlerden faydalandığı anlamına geliyor. Bu veriler kadın işçilerin her gün yüz yüze kaldığı sıkıntıları göz önüne seriyor.
Çalışan anne-babaların çocukları, nitelikli ve ücretsiz kreşlere gitmeleri gerekirken, daracık evlerde büyükannelere emanet ediliyor. Çocuğunu bırakabileceği bir yakını yoksa, kadın işçi çalışmak istese de bunu yapamıyor. Özel kreş ücretleri neredeyse kadın işçilerin kazandığı ücrete denk geliyor. Devletin gündeme bile almadığı kreş sorunu işçi aileleri için can yakan bir sorun olmaya devam ediyor.
Bu koşullarda, çalışabilecek durumda olan her 3 kadından yalnızca biri çalışabiliyor. Çalışamayan kadın, ev işleri, çocuk bakımı, yaşlı-hasta bakımı derken dört duvar arasında sıkışıp kalıyor. Ücretsiz ve nitelikli kreşler, yaşlı-hasta bakımevleri, ortak yemekhaneler, çamaşırhaneler tüm emekçi kadınların ve işçi sınıfının hakkıdır. Her işyerinde, her mahallede, işçi çocuklarının bakımı için nitelikli, sağlıklı, ailelerin çocuklarına kolay ulaşabilecekleri kreşler olmalıdır. Kadını ev işlerinin yükünden kurtaracak önlemler alınmalıdır. Bu taleplerimiz lüks değil en doğal haklarımızdır.
Peki, kadın işçilerin bu taleplerinin karşılanması zor ya da imkânsız mı? Elbette hayır! Yeter ki patronların daha çok kâr etmesine değil, toplumun ihtiyaçlarına öncelik verilsin! Rus işçi sınıfının 1917’de devrim yaparak iktidarı ele geçirmesinden sonra her işyerine her mahalleye kreş açıldı. Kırsal bölgelerde çalışan kadınlar için hasat dönemlerinde sezonluk kreşler, gezici çocuk yuvaları bile açıldı. Kırsal bölgelerde çocukların %60’ı, sanayi kentlerinde ise %100’ü çocuk yuvalarında bakılıp eğitiliyordu.
Geçmişte başka pek çok ülkede de işçi sınıfı ve onun bir parçası olan emekçi kadınlar kreş hakkı için büyük mücadeleler vermişlerdir. Bugün de hem kadın hem erkek işçiler olarak önceki kuşakların mücadelesi ile hayata geçirilen haklara sahip çıkmalıyız, hep birlikte kreş hakkı talebimizi yükseltmeliyiz. Biz işçilerin çocukları için kreşler ücretsiz olmalıdır. Her işçi çalıştığı işyerindeki işçi sayısına bakmaksızın kreş hakkından yararlanabilmelidir. Her bölgede tüm işçilerin yararlanacağı çok sayıda kreş açılmalıdır. İşçiler çalışma saatleri içerisinde çocuklarına ulaşabilmelidir. Kreş yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenlere verilecek cezalar tek sefere mahsus bırakılmamalı ve işçi sayısına göre arttırılmalıdır. Sendikalar kreş hakkının yasalarda daha geniş bir hak olarak yer alması için mücadele etmelidirler. Bu hak toplu sözleşmelerle güvence altına alınmalıdır.
İşçilerin Sordukları/78
Atasözleri ve Bugünümüz
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/