Buradasınız
Nitelikli Sağlık Hizmeti Yok, GSS Soygunu Devam Ediyor

2002 yılında tek başına iktidar olan AKP hükümeti, işçi ve emekçilere çok parlak vaatlerde bulunmuştu. Sağlık sisteminde köklü reformlar yapacağını, bu alandaki sıkıntıları gidereceğini, artık kimsenin hastanelerde kuyruk beklemeyeceğini, kötü muamelelere maruz kalmayacağını iddia etmişti. Sağlık sistemi o kadar sorunluydu ki, bu vaatler yoksul kitlelerin desteğini kazandı. Göze çarpan birkaç iyi uygulama bu desteği iyice arttırdı. Herkes geçmişe bakarak çok iyi sağlık hizmeti aldığını düşünmeye başladı. Oysa ilk zamanlar yapılanlar, ne kadar parlak görünse de sağlık hizmetini daha pahalı ve daha sorunlu hale getirmekten başka bir şey değildi.
AKP hükümeti iktidar olduğundan beri pek çok şey değişti biz işçilerin hayatında. Patronların temsilcisi olan AKP hükümetinin ilk icraatları, tıpkı kendinden önceki hükümetler gibi işçi haklarına saldırmak oldu. “Demokrasinin sınırlarını genişleteceğim, çalışma hayatını düzenleyeceğim” diyen AKP, işçileri daha büyük cenderelerin içine attı. Önce İş Kanununda yaptığı değişikliklerle esnek ve güvencesiz çalışmanın önünü açtı. Taşeronluk denen katmerli sömürüyü alabildiğine yaygınlaştırarak milyonlarca işçiyi kölelik koşullarında çalışmaya mahkûm etti. Patronlara tanıdığı kolaylıklar sayesinde üretimde ilerleme sağlandı, çalışma temposu iyice arttı. Hızlanan özelleştirmeler ve yükü işçilere yıkılan krizler nedeniyle işsizlik arttı. İşçi eylemleri gazla, copla bastırıldı. İş kazalarında ve iş cinayetlerinde eşi görülmedik artışlara neden oldu. Tüm bunlar işçilerin, yoksulların sağlığını iyice bozdu. AKP hükümeti, bunu da fırsata çevirdi ve “Sağlıkta Dönüşüm” projesini başlattı. Bu proje ile her muayene için katkı payı alınır oldu.2012 yılında çıkardığı torba yasayla birlikte Genel Sağlık Sigortasını hayata geçiren AKP; yoksul emekçilerin, işçilerin belini daha da büktü. Sigortasız kimse kalmayacağını iddia eden AKP hükümeti; işsizleri, gençleri, yoksulları sağlık primi adı altında vergiye bağladı. Zaten işsiz olan, hiçbir sosyal güvencesi olmayan binlerce işçi-emekçi, GSS adı altında bir soyguna tâbi tutuluyor. Hiçbir geliri olmayan binlerce insan sağlık primi ödeme zorunluluğu ile karşı karşıya bırakıldı. Bu primleri ödeyemeyecek durumda olan insanlar devlete borçlu çıkarılmış durumda. Pek çoğu durumdan haberdar bile değil. Durumdan haberdar olanlarsa, borçları daha da artmasın diye Sosyal Güvenlik Kurumlarının yollarını tutmuş durumdalar. Öyle ki 4 bin liralık, 7 bin liralık borcu olan ve çaresizlik içinde bu borcu nasıl ödeyeceğini düşünen binlerce insan var.
Elbette herkesin sağlık sigortası olması, sağlık hizmetlerinden kolayca yararlanması gerekir. Ancak GSS soygununa maruz kalan insanların bu hizmetlerden yararlandığını söylemek çok zor. Çünkü primleri ödemek pek çok yoksul için neredeyse imkânsız!
Gelir tespiti yaptırdıktan sonra GSS’ye göre;
- Aylık geliri, asgari ücretin üçte birinden asgari ücrete kadar olduğu tespit edilenler için, 357 lira x %12 = 42,84 lira,
- Aylık geliri, asgari ücret ve asgari ücretin iki katına kadar olduğu tespit edilenler için, 1071 lira x %12 = 128,52 lira,
- Aylık geliri, asgari ücretin iki katından fazla olduğu tespit edilenler için, 2142 lira x %12 = 257,04 lira prim ödeme zorunluluğu var. Ayrıca bu ödemeler asgari ücrete endeksli olduğu için de miktar Ocak ve Temmuz aylarında artıyor.
Yani işsiz ve sigortası olmayan birinin “ben hasta olduğum zaman hastaneye giderim ve o zaman parasını öderim. Neden her ay ben bu parayı ödeyeyim?” deme şansı yok. “Ücretim, gelirim prim ödememe elvermiyor” deme şansı yok. Yani ister hastaneye gidin ister gitmeyin devlet size “bu parayı bana ödeyeceksin” diyor.
Zaten yüklü vergiler veren emekçiler, bir de bu şekilde yolunuyorlar. Asgari ücretten kestikleri vergiler, aldığımız ekmekten, içtiğimiz sudan aldıkları vergiler yetmiyor bir de sağlık sigortası adı altında biz işçileri borç yükünün altına sokuyorlar. Sinekten yağ çıkarmanın peşinde olan AKP, “ekonomi büyüyor” diyor; ama bu büyüme işçilere yalnızca yoksulluk olarak geri dönüyor. Her insanın en temel hakkı olan ve ulaşması gereken sağlık hizmeti, kapitalist sömürü düzeninde sadece bir kâr kapısı olarak görülüyor. Sağlık hizmetlerinin herkese ulaşması için işçilerin, yoksul emekçilerin örgütlü mücadelesi şarttır.
Herkese Parasız, Nitelikli, Kolay Ulaşılabilir Sağlık Hizmeti!
“Sendika Olsa Ne Olur?”
Kanımızla Büyüyen Teknoloji
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/