Buradasınız
Ancak Ölüler Bir Şey Yapamaz!
“Gereksiz yere yanan ışıkları kapatın”, “duş süresini kısaltın”, “pencerelerinizi kontrol edin”, “diş fırçalarken suyu kapatın”, “peteklerinizin arkasındaki duvarı kaplayın”… Biz işçi ve emekçiler böyle tavsiyeleri çok sık duyarız. Ama koronavirüs korkutmacasıyla insanların evlerine kapatıldığı aylarda bu tavsiyeleri çok daha sık duyduk, duymaya devam ediyoruz.
Elbette bu tip haberlerin korona zamanında yoğunlaşması tesadüf değil. Korona salgını bahanesiyle pek çok işçi evden çalışmaya zorlandı. Okullar kapandığı için çoluk çocuk tüm aile evde kaldı. Bu durum faturaları, mutfak masraflarını ziyadesiyle kabarttı. Biz bu yükün altından nasıl kalkacağımızı kara kara düşünürken haber programlarında işte böyle türlü türlü tavsiyeler duymaya başladık. Faturaları düşürmek için “tavsiyeler”, tasarruf etmek için “püf noktaları”, tüketimi azaltacak “çözüm” önerileri ardı ardına geldi. Tabii evin içinde bu uyarıları dikkate alması gereken de emekçi kadınlardı! Şimdilik kimimiz işe geri döndü, tüm aile evde değiliz. Ama “tavsiyeler” devam ediyor.
Bu gibi öneriler ilk bakışta pek çoğumuza mantıklı görünebilir. Ama durup bir düşünürsek biz işçi ve emekçiler zaten son derece tutumlu davranıyoruz. Faturaları azaltmak için her türlü önlemi zaten alıyoruz. Mutfağımıza ancak en ucuz gıdalar giriyor. Buna rağmen ay sonunu getirmek, faturalara yetişmek, pazar parasını denkleştirmek için büyük çaba harcıyoruz. Çünkü sorun bizim tutumlu ve dikkatli olup olmamamız değil. Hayat pahalı, ücretler düşük, işsizlik yüksek, vergiler, masraflar çok… Bu sorunlarımız orta yerde dururken faturaları, masrafları kısmak için bin bir önlem alsak da nafile!
Bize öneriler sıralayıp duranların ne kadar ikiyüzlü olduğunu görmek için şu örnek yeterli: Korona yasakları sırasında çok sayıda beyaz yakalı işçi evden çalışmaya zorlandı. Dolayısıyla evde çalışan işçilerin masrafları daha da arttı. Patronların servis, yemek, elektrik, internet, su, evrak masraflarıysa azaldı, yani işçilik maliyetleri düştü. Yemek ve benzeri ihtiyaçlar artık işçilerin cebinden çıkar oldu. Tüm gün evde bilgisayar başında çalışmak elektrik ve internet tüketimini arttırdı, faturaları kabarttı. İşte bunu dile getiren ve maaşına zam isteyen bir emekçi kadın patronu tarafından “şaşkınlıkla” karşılandığını anlatıyor. Patronunun “insanlık can derdinde, sen para derdindesin!” dediğini dile getiriyor. Oysa böyle taleplere kulak tıkayan, işçileri nankörlükle suçlayan patronlar, evden çalışma sistemine geçer geçmez yol ücretlerini derhal kaldırmayı ihmal etmiyorlar. İşçinin artan masraflarını görmezden gelip “evde rahat rahat çalışıyorsunuz, ne zammı?” diyebiliyorlar.
Evet, bu sözleri gece gündüz nasıl kâr edeceklerini düşünen, sırtımızdan inmeyen patronlar söylüyor! Egemenler işsizliğin, yoksulluk ve sefaletin sorumlusu değillermiş gibi yaşanan krizin tüm yükünü bize yüklüyorlar. Sonra da utanmadan koronavirüsü bahane ederek bu saldırılarını haklı göstermeye çalışıyorlar. “Hepimiz aynı gemideyiz” diyerek fedakârlık gazeli okuyorlar! Bu zorlu süreçte “sabır ve sağduyu” beklediklerini açıklıyorlar.
Ücretsiz izinler iyice yaygınlaşıyor. Ücretsiz izne çıkarılan işçi günde 39 liraya mahkûm ediliyor. Çalışan işçilerin ücretleri düşürülüyor. Sözde yasağa rağmen işten atmaların ardı arkası gelmiyor. İşsizlik, işçilerin yoksulluğunu, sorunlarını arttırıyor. Salgın tantanasının koparıldığı ilk günlerde “korkmayın, biz bize yeteriz” diyen egemenler bugün bizleri açlıkla yüz yüze bırakıyorlar. İşte biz işçi ve emekçilere tavsiyeler verenler, bu gerçekleri gizlemek, sorunlarımızı konuşmamıza engel olmak, bizi oyalamak, kafamızı karıştırmak istiyorlar!
Emekçi kadın kardeşlerimiz, tek başımıza bu ağır sorunların üstesinden gelemeyiz. Pek çok ülkede yoksul emekçi kardeşlerimiz egemenlerin dayatmalarına karşı yeniden meydanlara iniyor. Lübnanlı emekçiler “koronavirüs korkutmacasına geçit vermeyeceğiz” diyor. Bangladeşli, Tunuslu işçiler “açlıktan ölmeyeceğiz” diyor. Almanyalı kardeşlerimiz “asıl sorun kapitalist sistemin kendisi” diyor. Bizim de yapmamız gereken korku duvarlarını aşmak, artan hayat pahalılığına, işsizliğe, yalanlara ve baskılara karşı yan yana gelmektir. Bir metal fabrikasında çalışan kadın işçi kardeşimizin dediği gibi: “Ancak ölüler bir şey yapamaz!” Bir araya gelelim, örgütlü gücümüzü, dayanışmamızı arttıralım ve yaşadığımızı gösterelim!
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
Son Eklenenler
- Bir an için zifiri karanlıkta kaldığımızı düşünelim. Yanımızı yöremizi görememenin huzursuzluğuyla korkuya kapılırdık. Ne yazık ki bugün milyonlarca işçi ve emekçi yüreğinde benzer bir korku taşıyor. Çünkü dünyamıza egemen olan kapitalist düzende,...
- İşçi Dayanışması’nın 197. sayısında, Emekçi Gençlik köşemizdeki “Yaşadım Diyebilmek İçin” yazısında şöyle deniyordu: “Öyle bir zamandan geçiyoruz ki her geçen gün daha fazla sayıda genç arkadaşımızın kendine “en güzel yıllarım bu mu?” diye sorduğunu...
- Merhaba, ben Polonez işçisiyim. Daha doğrusu işçisiydim. Direnişimizin 163. günündeyiz, son 21 gündür direnişimizi Çatalca Adliye Sarayı önünde yürütüyoruz. Geçenlerde bir gazeteci arkadaşımız “2025’ten beklentiniz nedir?” diye bir soru sordu. “...
- Sendikalı, sendikasız, hatta sigortasız çalıştırılan işçi kardeşlerim, her yılın son ayında hepimizin kulak kesildiği asgari ücret tiyatrosu başlar. Bu sene de aynı şekilde adeta bir tiyatro izledik. Sınıf temelinde örgütlü mücadelenin bir parçası...
- Yıllar önce fabrika önlerine gidip işçi kardeşlerimize vardiya çıkışlarında İşçi Dayanışması’nı ulaştırıyorduk. Bu fabrikalar arasında sendikalı olan da vardı olmayan da. Amacımız sendikalı ya da sendikasız olsun fabrikalardaki işçi kardeşlerimize...
- Kocaeli’de Gebze Organize Sanayi Bölgesinde üretim yapan Betek Boya (Filli Boya) işçileri Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinde örgütlendiler. Çoğunluğu sağlayarak yetki belgesini alan sendika, toplu sözleşme görüşmeleri için haftalardır patrona çağrı...
- 24 Aralıkta Balıkesir’de ZSR A.Ş’de meydana gelen patlamada 11 işçi hayatını kaybetti. Katledilen işçilerin kimi henüz hayatının baharında fidan, kimi ana, kimi babaydı. Hepsi bir ananın evladıydı. Patlamanın ardından şirket internet sitesinde...
- Birleşik Metal-İş’in Aralık ayında grev kararı aldığı işletmelerden beşincisi olan Green Transfo Energy’de 25 Aralıkta grev başladı. Kocaeli Çayırova’da bulunan fabrikada çalışan 263 işçi, “sefalet ücreti dayatmasına boyun eğmiyoruz” diyerek şalteri...
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı temsilcileri, 2025 yılı için belirledikleri asgari ücreti düzenledikleri ortak toplantıyla açıkladılar. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ve Çalışma ve Sosyal...
- 11 fabrikada 2 bin işçiyi kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinde metal işçilerinin MESS’e cevabı grev olmuş, Birleşik Metal-İş Sendikası, 4 Aralıkta Hitachi Energy’nin 4 fabrikasında, 13 Aralıkta Grid Solutions ve Schneider Elektrik fabrikalarında...
- Balıkesir’in Karesi ilçesinde bulunan ZSR A.Ş. mühimmat fabrikasında 24 Aralıkta sabah saatlerinde meydana gelen patlama sonucu 11 işçi hayatını kaybederken 3 işçi yaralanarak hastaneye kaldırıldı. Mühimmat, av, spor ve ses fişeği gibi patlayıcılar...
- Merhabalar dostlar. Yaklaşık 9 yıldır iş güvenliği uzmanı olarak çalışıyorum. Aslında yapmamız gereken çok daha fazla şey varken yasalar, yönetmelikler, patronların baskıları ve işçilerin canını umursamamaları nedeniyle temel olarak yapabildiğimiz...
- Birleşik Metal-İş üyesi 500 işçinin Hitachi Energy’nin Kartal, Tuzla, Dudullu ve Dilovası fabrikalarında 4 Aralıktan bu yana sürdürdüğü grev 20. gününde anlaşmayla sonuçlandı. 14 Aralıkta Cumhurbaşkanlığı kararıyla metal işçilerinin grevi “erteleme...