Buradasınız
Uyandıran Masalcı Samed Behrengi’nin Ekini
Avcılar’dan bir eğitim emekçisi
Küçük Kara Balık onlara der ki: “Durmadan düşünmenin yararı yok, ilerlemek istiyorsak harekete geçmek gerek.” Samed Behrengi ünlü masalı Küçük Kara Balık’ta balığın ağzından böyle seslenmişti hepimize. Çünkü onun masalları diğerlerininkinin aksine insanları ağır uykulardan uyandırıp harekete geçirmek için yazılmıştır. O, Küçük Kara Balık masalının yazarı, bir İranlı ozan Samed Behrengi’dir. Nam-ı diğer “uyandıran masalcı”!
Samed Behrengi ve onun gibi kendini işçi sınıfının özgürlük mücadelesine adayan tüm aydınlarını sırtlarında ince söğüt dallarından yapılmış kocaman küfelerle düşünürüm. Ekin ekerler toprağa. Karınlarının üzerine bağladıkları küçük çuvallara ellerini daldırır ve avuçladıkları tohumları büyük bir umutla tarlaya savururlar. Peki ya sırtlarındaki küfeler? Sırtlarındaki ince söğütten küfeler de tohumla doludur. Sadece kendileri değil, ardından gelenler ellerini daldırıp kendi topraklarını bereketlendirsinler diye. Bu amaçla ömür tamamlayan tüm aydınların yeri yurdu neresi olursa olsun sırtlarında biz ardılları için de tohumlar saklıdır. Ne mutlu elini küfeye daldıranlara, ne mutlu küfeyi sırtında taşıyıp ömürlerine ömür katanlara, ekin ekenlere, uyananlara, uyandıranlara ne mutlu!
Samed Behrengi, aslen İran Türklerindendir. Bugünkü adıyla Doğu Azerbaycan vilayetinin merkezi konumunda olan Tebriz’in bir mahallesinde 1939 Haziranında dünyaya geldiği bilinmektedir. Dar gelirli bir işçi ailesinin 6 çocuğundan biridir. İki kız, üç de erkek kardeşi vardır. Samed Behrengi yoksul bir çevrede büyür. İran’ın diğer bölgelerine göre nispeten daha gelişmiş olan Tebriz’de işçilerin yoğun bir şekilde yaşadığı Çerendab Mahallesinde okula başlar. Ardından Tebriz’deki öğretmen okullarından mezun olur. 18 yaşındayken başladığı öğretmenliği boyunca köy köy dolaşır ve çocuklar yetiştirir. Öğretmenlik yaparken bir yandan da çocuk masalları derler, çeviriler yapar, edebiyat dergilerine yazılar yazar. Samed Behrengi kendi çocukluğunda ve öğretmenlik için gittiği köylerde dinlediği halk efsanelerini, destanları, masalları, çalışmalarında kendi amacına uygun bir tarzda ele alıp onlara kitaplarında yer verir. Bir yandan öğretmenlik yaparken bir yandan da Azeri ve Fars halk edebiyatı hakkında araştırmalar yapar.
Samed Behrengi hem hikâyelerinde hem de çeşitli araştırma ve inceleme yazılarında egemenlerin insanlara reva gördüğü adaletsiz düzeni eleştirmiş ve insanları hakları için mücadeleye davet etmiştir. Adına yasaklar konulunca türlü takma adlarla yazılar yazmaya devam etmiştir. Halkını savaşa ve baskıcı rejimlere karşı duyarlı olmaya davet etmiş, insanların arasındaki ayrı gayrılığın son bulmasını istemiş, toplumsal adaletsizliklerin çocuklar üzerindeki etkilerini gözler önüne sermiştir. Örneğin “Bir Günlük Düş ve Gerçek” adlı masalında Latif adında bir sabiyi, Tahran’a çalışmaya giden babasıyla geziye çıkartır. Gerçeklerle düşlerin iç içe geçtiği masalda Latif’in yirmi dört saatini ve zengin kesimin görmediği fakirlerin hayatındaki zorlukları olabilecek en çarpıcı şekilde gözler önüne serer. “Bir Şeftali Bin Şeftali” adlı masalında ise meyvelerini yoksul çocuklarla paylaşan ama ağanın evine meyve vermek istemeyen bir şeftali ağacının neler yaptığına şahit oluruz. Her bir çalışmasında ve bir bütün olarak yaşamıyla işçi sınıfının değerlerini yansıtan ve hem bizlere hem de çocuklarımıza hakikatin masallarını anlatan Samed Behrengi’yi anlatabilecek en güzel sözü ellerini Samed’in sırtındaki küfeye daldıran ve kavradıkları tohumları sınıfımızın mücadelesine savuran yarenleri söylemiştir. Onun adına “uyandıran masalcı” demişlerdir.
Samed Behrengi’nin egemenlerin biz emekçilere reva gördüğü yaşamı kabullenmemesi onu zalimlerin hedefi haline getirmiştir. Ama o yolundan şaşmamış ve inandığı doğruların peşinden gitmiştir. O en son kitabı ve aynı zamanda en tanınmış masalı Küçük Kara Balık’ta şöyle söyletir Kara Balık’a: “Ben bilmek istiyorum, hayat gerçekten bir avuç yerde durmadan dönüp durmak, sonra da yaşlanıp ölüp gitmek mi, yoksa dünyada başka türlü yaşamak da mümkün mü?” Bugün dünyanın dört bir yanında, çocuklarının zorbalığa karşı dirayet sahibi olmasını isteyen her anne ve baba çocuklarına Küçük Kara Balık’ı tanıtır ve çocuğunu onunla deryalara doğru yolculuğa çıkartır.
Samed Behrengi 1968’in 31 Ağustosunda, henüz 29 yaşındayken İranlı egemenler tarafından öldürtülür ve Aras Nehrine atılır. Onlar büyük bir yanılgıyla Behrengi’yi bitirdiklerini, yok ettiklerini düşünür. Fakat bizler biliyoruz ki onun sırtında sınıfının mücadele tohumları vardı ve amacı onları toprağa ekmekti. Edindiği bu amaçla 29 yıllık kısacık bir ömürde, işçi sınıfının mücadelesinin nihayetine kadar eşlik edecek uzun ömürlü tohumlar serpmiştir. O tohumlar yeşerdikçe kuşkusuz Samed Behrengi de aramızda olacaktır. Tekrar edelim: Ne mutlu elini küfeye daldıranlara, ne mutlu küfeyi sırtında taşıyıp ömürlerine ömür katanlara, ekin ekenlere, uyananlara ve uyandıranlara ne mutlu…
- Jack London: İşçi Sınıfının Kalbinden Bir Yazar
- Sömürü Düzenine Paydos Örgütlü İşçilerle Gelecek
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- Uyandıran Masalcı Samed Behrengi’nin Ekini
- “Mübadele Öyküleri” İzmir’den Anlatıyor…
- Ana Romanı ve Bugüne Yansıyanlar
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- Erzurumlu Emrah’ın Hikâyesi, Bizim Hikâyemiz
- Savaşın Gerçek Yüzünü Anlatan İki Kitap
- Sarı Mehmet Olmak!
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Şikago Mezbahaları ve Kapitalizm
- Cefakâr Galip Ustalar ve İnsanlığın Özgürlük Bahçesi
- “Ölümün Ağzı”
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Büyük Biraderler İş Başında!
- Rıfat Ilgaz: Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol!
- Genç İşçi Xu Linzi
- İşçi Sınıfının Tarihe Tanıklık Eden Ozanları
- Bal Arıları, Bülbül ve Açgözlü Dev
- 24 Ocak Kararlarından Orta Vadeli Programa Saldırılar Sürüyor
- Görkemli Eylemleriyle Madenciler
- Jack London: İşçi Sınıfının Kalbinden Bir Yazar
- Savaş ve Sömürü Kıskacında “Dünya Çocuk Hakları Günü”
- Netaş Grevi İlham Vermeye Devam Ediyor
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- Barış, İşçi Sınıfının Mücadelesiyle Gelecek!
- Srebrenitsa Katliamının 29. Yılında Emperyalist Savaş Gerçeğini Bir Kez Daha Hatırlamak
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Haziranda Ölümsüzleşenlere…
- Süleyman Hocamızla Arının Balı, İşçinin Bilinci
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
- DİSK’e Giden Yol: Paşabahçe Grevi
- Kavel Destanı ve Grev Hakkı
- 24 Ocak Kararlarından Bugüne Sermaye İktidarlarının Zihniyeti Değişmiyor
- Şafaktan ve Ümitten Korkanlara İnat
- Maden-İş Geleneği, Singer Fabrika İşgali
- 1991 Madenci Yürüyüşü: Yerin Derinliklerinden Umudun Kararlı Adımlarına
- ABD’den Türkiye’ye, 1913’ten 2023’e
- 1991-95 Balkan Savaşı: “Kardeştik, Düşman Ettiler”
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...