Buradasınız
“Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”

Hey kızlar siz de, katılın bize
Kızıl gül bahçeleri coşsun
8 Mart armağandır bizlere
Göğsümüz onurlarla dolsun
8 Mart 2024’te UİD-DER’in “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!” başlıklı etkinliklerinde hep birlikte söylendi Elif Çağlı’nın, tüm emekçi kadınlara, işçi kadınlara armağan ettiği Hey Kızlar parçası. Emekçi kadınların 8 Mart coşkusu, 8 Mart ruhuyla mücadele azmi büyüdü.
Fabrikalar bizleri bekler
Hayat bu hep acı ve keder
Kardeşim aldırma sen bunlara
Birliğimiz her şeyi yener
Emekçi kadınlar olarak bazen sorunlarımızın çözümsüz, önümüze dikilen duvarların yüksek ve aşılmaz olduğunu düşünebiliriz, tükendiğimizi de hissedebiliriz. Yaşamı, sorunlarımızı sadece bugüne, kendimize odaklanarak anlamaya çalışırsak, sanki sisli bir yolda yürür gibi ne etrafımızı ne de önümüzü görebiliriz. Gerçekten çözüm istiyorsak geçmişte bu yoldan yürümüş kişilerin izlerini takip etmemiz, sisi dağıtmamız gerekir. İşte sınıfımızın tarihi, karşılaştığımız sorunların üstesinden nasıl gelebileceğimizi ve geleceği nasıl şekillendirebileceğimizi gösteren bir yol haritası gibidir. Mesela geçmişte oy hakkı, çocuğun velayeti, seçilme hakkı, eğitim hakkı gibi kadınlar için esamesi bile okunmayacak haklar, bugün sanki ezelden beri varmış gibi kabul ediliyor. Oysa bu haklar kendiliğinden var olmadı, egemenler tarafından bahşedilmedi. Yok sayılmaya, yoksulluğa, adaletsizliğe karşı mücadele eden emekçi kadınlar, karşılarında kendilerini küçümseyen, aşağılayan, taleplerine tahammülsüzlük ve öfke duyan egemenleri buldular. Fakat taleplerinde ısrarcı olan ve mücadele etmeyi seçen emekçi kadınlar, bugün elde edilmesi imkânsız gibi görünen bir çok hakkın direngen mücadelelerin ürünü olduğunu gösterdiler.
Mücadele bizleri eğitir
Tarihtir ilk öğretmenimiz
Örgütlüyüz kadınız güçlüyüz
Sesimiz göklere yükselir
Elbette her mücadele zaferle sonuçlanmadı, sonuçlanmıyor.İşçi sınıfının kadınları geçmişte de çok acılar yaşadı, bedeller ödedi. Ama hepsi gelecek kuşaklara miras kalacak büyük deneyimler olarak birikti. Mesela bugünün emekçi kadınlarına armağan kalan 8 Mart da geçmiş işçi kuşaklarının ödediği bedeller sonucunda ortaya çıktı. Bundan 168 yıl önce, New York’lu 129 dokuma işçisi kadının yaşamlarıyla ödedikleri bedel, kendilerinden sonra gelen mücadeleci kadınlar için başkaldırının sembolü oldu. Dünya emekçi kadınlarının sömürüye, çifte ezilmişliğe, emperyalist savaşlara karşı birlikte ve kardeşçe mücadele etmesi için ilan edildi 8 Mart. Birliğimizin her şeyin üstesinden geleceğine inanan kadınlar, 8 Mart’ı bir mücadele çağrısına dönüştürdüler. Emekçi kadınları mücadele içinde öğrenmeye, birleşmeye ve kızıl gül bahçelerini coşturmaya çağırdılar. Çünkü tarihi kendilerine öğretmen belleyen sınıfımızın mücadeleci kadınları, zorluklarla ve engellerle başa çıkmanın yolunun dayanışmamız, birliğimiz ve mücadelemiz olduğunu biliyorlardı.
Emekçi kadınlar olarak 8 Mart’ın mücadele ruhunu kuşanmaya ve geçmişin deneyimlerini öğrenmeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Çünkü sorunlarımızın büyüdüğü, kendimiz ve evlatlarımız için gelecek kaygımızın derinleştiği bir dönemdeyiz. Haklarımız, taleplerimiz, bir araya gelme ve örgütlenme isteğimiz yok sayılıyor, maruz kaldığımız saldırılar artıyor. Sorunlar büyüdükçe şiddet ve nefret de körükleniyor.
Ama bu durum bizleri umutsuzluğa ve karamsarlığa sürüklememeli. 8 Mart’ı yaratan mücadeleci sınıf kardeşlerimiz, en zor zamanlarda bile sömürüsüz bir dünya kurma mücadelesine dört elle sarıldılar. İşçi sınıfının mücadelesinin asla bastırılamayacağına yürekten inandılar. Yarınlara umutla bakabilmek için dünyayı değiştirme mücadelesine katılmak gerektiğini kavradılar.
Bizler de sorunlarımızın üstesinden gelmek için geçmişin derslerine daha sıkı sarılmalı, emekçi kadınlar olarak mücadelede ön saflarda yer almalıyız. İşte bu yüzden 8 Mart’ın mücadele günü olduğunu unutmamalı, bu mirasa sahip çıkmalıyız. Çünkü 8 Mart, yarınlara umutla bakan, iyiden, güzelden yana olan ve yüreğini karanlıklar karşısında soldurmayanların sesidir, sembolüdür. 8 Mart’ın mücadele ruhuyla birleşelim, sesimizi göklere çıkaralım. Geçmişin ayak izlerini sürelim, geleceğe köprü kurmak üzere bu zincirde sağlam bir halka olalım. 8 Mart’ın onur verici mirasıyla kızıl gül bahçelerini daha da coşturalım.
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
Son Eklenenler
- TÜPRAŞ Rafineri'de kendilerine haber verilmeden taleplerinin çok altında zam oranlarına ve 3 yıllık sözleşmeye imza atılmasına tepki gösteren işçiler üretimi durdurarak, yürüyüş yaparak sözleşmeyi protesto etti.
- Hiçbir şey siyaset üstü değildir. Ekmekten suya, yediğimiz peynirin kalitesinden oturduğumuz evin sağlamlığına kadar her şey siyasetin içindedir. İş cinayetlerini “kader” diye yutturanlar, depremleri de “fıtrat” diye anlatıyorlar.
- Toplu İş Sözleşmesi (TİS) sürecinde olan belediyeler ile petrokimya sektöründeki fabrikalarda birer birer grev kararları alınıyor. İzmir’de Narlıdere Belediyesi işçileri grevin ilk gününde kazanım elde ederken Konak Belediyesinde 7 Mayısta grev...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü mücadelesi 1889’dan önce başlamıştı. Ancak 1 Mayıs 1889’da, 8 saat çalışma, 8 saat dinlenme ve 8 saat canımızın istediğini yapma talebiyle kitlesel olarak alanlara çıkıldı. 1 Mayıs bu başkaldırının ve daha adil bir...
- Genel-İş Sendikası İzmir 6 Nolu Şubenin örgütlü olduğu Narlıdere Belediyesine bağlı NARBEL’de çalışan işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 6 Mayısta greve çıktı. NARBEL işçileri bir müddettir ücretleri eksik ve...
- Bu mektubumda sizlere sınıf temelinde örgütlü olmanın ne demek olduğunu dilim döndüğünce anlatmak istiyorum. Önce kendi deneyimimden, ardından da 1980 öncesi işçi kuşaklarının örgütlü mücadelesinden örnekler vereceğim.
- 15 Nisanda geçirdiği kalp rahatsızlığı nedeniyle 18 gün yoğun bakımda kalan ve 3 Mayısta yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder on binlerce insan tarafından sonsuzluğa uğurlandı. Siyasi parti yöneticileri, sanatçılar, gazeteciler, Barış Anneleri, Kürt...
- Sırrı Süreyya Önder’i, Sırrı Abimizi kaybettik. O, işçilerin birliği, halkların kardeşliği mücadelesine katkılarıyla hep yaşayacak, yüreğindeki umut ve direncin sembolü olan gülümsemesiyle hep saygı ve sevgiyle hatırlanacak.
- İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL’de işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin tıkanması üzerine 2 Mayısta tam gün iş bıraktı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir Çiğli Belediyesinde tasarruf bahanesiyle işten atılan ve verilen sözlere...
- Dünya işçi sınıfı bu sene de 1 Mayıs’ı baskıcı ve anti-demokratik uygulamaların, işçi sınıfına yönelik saldırıların katlanarak arttığı bir dönemde karşıladı. Öfkesini ve taleplerini tek ses, tek yumruk olup haykırmak isteyen işçi ve emekçiler ABD’...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, Türkiye genelinde kitlesel katılımla kutlandı. İstanbul başta olmak üzere birçok kentte alanlara çıkan yüz binlerce işçi ve emekçi, yaşadıkları ekonomik ve siyasal sorunlar...
- UİD-DER, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Kadıköy’de düzenlenen mitingde, “Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!” pankartıyla yerini aldı. Her sene olduğu gibi bu...
- İşçi ve emekçilerin sorunlarının ağırlaştığı, toplumda iktidardaki rejime yönelik tepkilerin büyüdüğü bir dönemden geçilirken, tüm Türkiye’de 1 Mayıs mitingleri gerçekleştirildi. 1 Mayıs meydanları bir kez daha işçi ve emekçilerin sömürüye,...