Buradasınız
Pandemide Kadın İşçilerin İş ve Yaşam Koşulları Ağırlaştı

Emekçiler olarak yaşam koşullarının giderek ağırlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Patronların ve iktidarın dozu sürekli artan saldırılarına maruz kalıyoruz. Haklarımız yeni yasalarla ve uygulamalarla elimizden alınıyor. Yoksulluk, işsizlik artıyor, ağır çalışma koşulları daha da çekilmez bir hal alıyor. Bu olumsuz gidişattan kadın emekçilerin payına da hep daha fazlası, daha kötüsü düşüyor.
Mesela patronlar işsizlik orağını salladıklarında daha fazla kadın işçiyi biçip evlerine gönderiyorlar. Son bir yıl boyunca erkek işgücü yüzde 3 azalırken, kadın işgücündeki azalmanın yüzde 7’yi bulması bunu açık biçimde gösteriyor. DİSK-AR verilerine göre Ağustos ayında kadın işgücü sayısı geçen yıla göre 763 bin kişi azalarak 10 milyon 156 bine düştü. Ücretsiz izin uygulamalarının başlamasıyla işbaşında olan erkeklerin sayısı yüzde 4,4 oranında azalırken, kadınlarda yüzde 8’lik bir azalma yaşandı. Ağustos 2020’de geniş tanımlı işsizlik oranı erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,9’luk artışla yüzde 22,4’e, kadınlarda ise yüzde 6,5’lik artışla yüzde 34,6’ya yükseldi. Zaten çok yüksek düzeylerde olan işsizliğin daha da büyüdüğü anlamına geliyor bu sayılar.
İşsizliğin artmasıyla birlikte katlanan yoksulluk çalışmakta olan emekçileri de derinden etkiliyor. Düşük ücretler, yüksek enflasyonla birlikte fiyatları sürekli artan temel ihtiyaçları karşılamaya hiç yetmiyor artık. Yoksullaşmaya neden olan faktörlere daha fazla maruz kalanlar kadınlar oluyor. Çünkü işyerlerinde kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin dayatmasıyla kadın işçiler daha fazla karşı karşıya kalıyorlar. Kadın işçilerin büyük bir kısmı, ücretsiz izine gönderilme tehdidi yüzünden daha düşük bir ücretle çalışmaya mecbur kalıyorlar. İşsiz kalanlar, günlük işlerde, yevmiyeci olarak çalışmaya başlıyorlar ve sürekliliği olmayan işler nedeniyle toplam kazançları düşük oluyor.
Patronlar ve iktidar bu tablonun nedenini Covid-19 pandemisi olarak göstermeye çalışıyorlar. Ancak biz biliyoruz ki pandemiyi de, emekçiler için bu zorlu koşulları da yaratan onların düzenidir. Bu süreçte patronlar sınıfı servetlerini katlarken biz alabildiğine yoksullaştık. İşimizi kaybettik, ücretsiz izinlere zorla gönderildik. Çalışmaya devam edenlerimiz hastalığa yakalanmalarına neden olacak koşullara maruz bırakıldı. Bu yüzden en çok işçi evlerine taşındı hastalık. Okulların kapatılmasıyla çocukların, sokağa çıkma kısıtlamalarıyla 65 yaş üstündeki yakınların bakımı da çoğunlukla kadın emekçilerin üzerine kaldı. Ev işlerinin yükü arttığı gibi çocukların ve yaşlıların bakım yükü de arttı.
Kadın işçilerin içinde bulunduğu bu sıkıntılı tablo zaten birikmiş olan pek çok sorunun üzerine yenilerinin eklendiğini gösteriyor. Kadın emekçilerin koşullarının ağırlaşmasının bir geçmişi var. Özellikle son yirmi yılda kadın emekçilerin hakları çok geriledi. İktidar partisinin “kadın istihdamını arttırıyoruz” söylemiyle hayata geçirdiği uygulamalar kadınların eskiye oranla daha fazla çalışma yaşamına katılmasını sağladı. Ancak iktidar bunu yaparken kadınları geçici, düşük ücretli işlere, esnek iş sözleşmelerine mahkûm etti. Yıllar içerisinde pek çok hakkı budayarak kadınların sıkıntılarının artmasına yol açtı.
2003’te İş Kanunundaki değişiklikle işyerlerindeki emzirme odalarının ve kreş açılmasının yasal zemininin ortadan kaldırılması bunun çarpıcı örneklerinden biri mesela… Kreş açılması zorunlu olan işyerlerinde patronlar çok cüzi cezalarla bu sorumluluklarının üzerinden atlama imkânına sahipler. Kadınlara üç beş çocuk yapmayı salık verenler çocukların bakımı söz konusu olduğunda ortalıkta görünmüyorlar. Aksine eldeki kısıtlı olanakları bile elimizden alan yasalar çıkarıyorlar. Örneğin 2008’de emeklilik şartlarında yapılan değişiklikle kadınların da emeklilik yaşı yükseltildi. Erkekler gibi kadın işçilere de mezarda emeklilik reva görüldü. 2010’da Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle 40 işkolu ağır ve tehlikeli iş kategorisinden çıkarıldı. Kadın işçilerin en ağır işlerde, daha da sağlıksız koşullarda çalışmasının önü açıldı. 2013’te ise bu yönetmelik tümüyle kaldırıldı. Kaldırılan yönetmelikte kadın işçilerin ay hali günlerinde ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmayacağı yer alıyordu. Kadın işçiler ay hallerinde 5 gün izin kullanma hakkına sahiptiler. Kadın işçilerin çoğunlukla çalıştırıldığı iplik, dokuma ve giyim sanayii işkolunda ve hava alanında çalışan kadınların ay hali hakları yapılan değişiklikle kaldırılmış oldu. 2017’de turizm, özel güvenlik ve sağlık hizmeti yürütülen işlerde kadın işçilere 7,5 saatin üzerinde gece çalışması yaptırılmasının önü açıldı.
Bu örnekler daha da çoğaltılabilir. Ancak durum ortada. Patronlar sınıfı ve iktidar, kadın emekçileri ağır koşullarda ve çoğunlukla düzensiz işlerde çalışmaya, düşük ücretlere, ücretsiz izinlere ve işsizliğe mahkûm etmiş durumda. Emekçi kadınların bu durumu kader olarak görüp kabullenmesini istiyorlar. Ancak sınıf bilinçli, mücadeleci kadın işçiler buna yanıtlarını İşçi Dayanışması bültenimizin geçen sayısında verdiler: “Mücadelenin sonu selamettir!”
“Ekmek Yediğin Kaba Pisleme!”
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...