Buradasınız
Yıllık Ücretli İzin Hakkımızı Yedirmeyelim!
Bir metal işçisi
Uzun çalışma saatleri ve zorunlu mesailer, bütün bir yıl boyunca gezmeye, eğlenmeye, dinlenmeye, ailemizle zaman geçirmeye fırsat vermiyor. Yaz geldi, havalar ısındı. Koca bir yılın yorgunluğu üzerimizde. “Şöyle bir iznimiz olsa da dinlensek” diye düşünüyoruz. Ama önümüze türlü engeller çıkabiliyor. Patronların hakkımız olan yıllık iznimizi kullandırmaması ya da yıllık iznimizi keyfine göre bölmesi ve kullanılmaz hale getirmesi gibi sorunlarla sık sık karşılaşıyoruz. Peki, bizler yıllık izin hakkımız hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Patron dilediği zaman, dilediği gibi izine çıkartabilir mi, bizim rızamız olmadan?
Yıllık ücretli izin hakkı ve izin süreleri
4857 İş Kanunu’nun 53. maddesine göre bir işyerinde işe başladığımız günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalıştığımızda yıllık ücretli izin hakkını elde ederiz. Yıllık ücretli izin süremiz ise, çalıştığımız süreye bağlı olarak değişiyor. Yıllık ücretli iznimiz, bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dâhil) çalışmışsak 14 günden, beş yıldan fazla on beş yıldan az çalışmışsak 20 günden, on beş yıl (dâhil) ve daha fazla çalışmışsak 26 günden az olamaz. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez. Yani izin hakkımız nakit olarak ödenmez. Ancak iş akdinin fesih edilmesi durumunda hak edilmiş olan yıllık ücretli izin ücretini alabiliriz.
18 ve daha küçük yaştaki işçilerle 50 ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi 20 günden az olamaz. Ayrıca yıllık izin sürelerimizi iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırabiliriz.
İş Kanunu’nun 54. maddesine göre yıllık ücretli izine hak kazanmak için gerekli süreyi, aynı patronun bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştığımız süreleri birleştirerek hesaplayabiliriz. Örneğin çalıştığımız işyerinin isim değiştirmesi yıllık izin hakkımızı olumsuz etkilemez. Bu konuda patronların oyunlarına karşı uyanık olmamız lazım.
Yıllık ücretli izin patron tarafından bölünemez
İş Kanunu’nun 56. maddesi şöyle yazar: “Yıllık ücretli izin patron tarafından bölünemez.” Yıllık ücretli iznimizin İş Kanunu’nda belirtilen süreler içinde, patron tarafından bölünmeden verilmesi zorunludur. Ancak bizim rızamız ile izin süremiz, bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebilir. Örneğin 14 gün iznimiz varsa bunun 10 günlük kısmını kullandıktan sonra kalan kısmını 1+3 veya 2+2 şeklinde kullanabiliriz. İşveren tarafından yıl içinde verilmiş olan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izinden düşülemez. Aynı şekilde yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz.
Eğer yıllık ücretli iznimizi, işyerinin kurulu bulunduğu kentten başka bir yerde geçireceksek, bunu belgelediğimiz ve işyerinden istekte bulunduğumuz takdirde, gidiş ve dönüşlerde yolda geçecek süreleri karşılamak üzere patron toplam 4 güne kadar ücretsiz izin vermek zorundadır. İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösteren bir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır.
Yıllık ücretli izinler biz işçilerin ruhsal ve bedensel sağlığı için kazanılmış bir haktır. Bizlerin de insan olarak dinlenmeye, güzel bir tatile hakkı vardır. Bütün bir yıl boyunca kurulmuş bir robot gibi sabahtan akşama kadar çalışıp duruyoruz. Patronlar gibi “canım sıkkın, çok yoruldum, birkaç gün de işe gitmeyeyim, gidip tatil yapayım” deme şansımız yok. Bir yıl boyunca yıllık iznimizi bekliyoruz. Buna bile patronlar göz dikiyorlar. İşlerin yoğunluğundan bahsedip duruyorlar. Dinlenmeye ve gezmeye ihtiyacımızın olup olmadığı umurlarında bile değil. Onların çıkarlarına ne zaman uygun gelirse o zaman izinlerimizi kullandırıyorlar. İşler durmaya başladığında, örneğin kriz gerekçesiyle on binlerce işçi istemedikleri halde kışın ortasında yıllık izne çıkarıldılar. Patronun böyle bir hakkı olmadığını bilmeliyiz. Çoğu zaman haklarımızı bilsek dahi bunları uygulamaya geçiremiyoruz. Çünkü haklarımızı ancak örgütlenip mücadele edersek hayata geçirebiliriz. İzin hakkımızı yedirmeyelim, örgütlenmenin ve mücadele etmenin ilk adımı bu olsun.
Baskılara Boyun Eğmemeliyiz!
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...