Buradasınız
Umursamazlıktan Dönüşüme, Mücadeleye!
Pendik’ten bir kadın işçi
İşçi mahallelerinden ilerleyen servisler kimi zaman sabahın kör karanlığında, kimi zaman da gecenin zifiri karanlığında yedek parça gibi insan taşır fabrikalara. Tekdüze yaşam ve durmaksızın tıkır tıkır işleyen makine fare gibi kemirir, santim santim, parça parça tüketir ömürleri. Bu cenderenin içinde patronlar karşısında tek tek duran işçiler kahırlı yaşamlarının kader olduğuna inandırılır. Hayata dair hayaller, istekler egemenlerin belirlediği sınırları aşamaz. Ancak hayatın ufacık şeylerine bağlı yaşayan işçilerin kendilerini aştığı, hayatı bütün genişliğiyle fark ettikleri anlar gelir. Kimi zaman bu bir grevdir, kimi zaman bir mitingdir, kimi zamansa toplumsal hareketliliktir. Ama çoğu zaman da tek tek işçiler için doğru insanlarla tesadüfî karşılaşmalardır. Yeni tanışıklıklardır. Hacay Yılmaz’ın “Nehirler Okyanusa Akmalı” kitabında anlattığı genç işçi kızın hayatında tam da böyle bir tanışmayla yeni ufuklar açılır.
İsmi yoktur genç işçi kızın. Hayatı fabrika ile ev arasında dokunan mekikten ibarettir. Fabrika yaşamı ise cehennemi andırır. Keyfi biçimde uzatılan çalışma saatleri, amirlerden yenen dayaklar, işitilen küfürler, ödenmeyen ücretler ve daha nicesi… Amirlere, şeflere itaat etmeleri kutsaldır. Karşı gelinemez. Bu koşullarda yaşayan bütün kadın işçiler gibi genç kız da bir gün sevdiği adamla evlenip barklanmanın ve çoluk çocuğa karışmanın hayali ile yaşar. Ne de olsa yaşam böyle kurulmamış mıdır? Genç kız emeği ile yaşadığı halde emeğine, yaşadığı tüm sorunlara karşı kayıtsızdır. Savaş, bomba, top, tüfek, darbe, darağaçları, grev, direniş nedendi? Bunları düşünmek “tehlikeli ve yasaktır.” Tek görev verilmiştir onlara: “çalışmak ve üretmek.” Ta ki genç kız kuyumcu dükkânında bir zamanların fabrika işçiliğinden, demiryolu işçiliğinden, grevlerden, direnişlerden, hapishanelerden süzülen deneyimlerle dolu yaşlı bir adam ile tanışana kadar. Genç kız, küpe almak için dükkânın sahibi ile pazarlığa girişir. Bunun üzerine dükkân sahibi, genç kıza “peki, ama sen hiç patronunla pazarlık yapıyor musun? Örneğin bu aldığım ücret benim çalışmamın karşılığı değil diyebiliyor musun?” sorusunu yöneltir. Daha önce hiç karşılaşmadığı bu soru üzerine genç kızın kafasında türlü düşünceler belirir. Bu sorunun cevabını bulmak için, içi içini yer. Cevabı bulmak için sık sık yaşlı adamı ziyaret eder. Genç kız, her sohbet sonrası konuştukları üzerine düşünür.
Ancak değişim sancılıdır. Değişime direnen tüm insanlar gibi genç kız da yaşlı adam karşısında direnir, her söylediğine itiraz eder. Geçen her gün onu biraz daha yoğun tartışma, konuşma ve öğrenme isteğiyle doldurur. Yaşlı adamın emeğiyle, kaygı yerini güvene bırakır ve derin bir saygıya dönüşür. Genç kızın bilinci doğru bildikleriyle savaşa girişir. Suyun önü açılmıştır artık. Genç kızın kafasının içinde bir dizi kavram yer eder; “sömürü”, “artı değer”, “haklar”, “mücadele”, “sendika”, “grev”, “direniş”, “sevgi”… Günler akıp gittikçe genç kız değişmeye, bu değişimi hayatının her alanına yansıtmaya başlar. Ve bir sonbahar günü gazete haberlerinde giyim işçilerinin iş bırakıp direniş başlattığı haberi yer alır.
Bu hikâyede olduğu gibi mücadeleye atılan kadın işçiler önemli değişim ve dönüşümler yaşarlar. Hayata dair kaygıları, ümitleri ve hayalleri değişir, edilgenlikten kurtulurlar. Emekçi kadınlar mücadele ettikçe özgürleşir ve özgüven kazanırlar. Kendine güven kazanan emekçi kadınlar mücadelede erkek işçi kardeşleriyle birlikte ön saflarda yer alırlar. Emekçi kadınlar mücadele ettikçe özgürleşecek, özgürleştikçe mücadeleyi güçlendireceklerdir.
Gölge
Öğretmenim İntihar Etme, BİRLEŞ!
- Sömürü Düzenine Paydos Örgütlü İşçilerle Gelecek
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- Uyandıran Masalcı Samed Behrengi’nin Ekini
- “Mübadele Öyküleri” İzmir’den Anlatıyor…
- Ana Romanı ve Bugüne Yansıyanlar
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- Erzurumlu Emrah’ın Hikâyesi, Bizim Hikâyemiz
- Savaşın Gerçek Yüzünü Anlatan İki Kitap
- Sarı Mehmet Olmak!
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Şikago Mezbahaları ve Kapitalizm
- Cefakâr Galip Ustalar ve İnsanlığın Özgürlük Bahçesi
- “Ölümün Ağzı”
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Büyük Biraderler İş Başında!
- Rıfat Ilgaz: Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol!
- Genç İşçi Xu Linzi
- İşçi Sınıfının Tarihe Tanıklık Eden Ozanları
- Bal Arıları, Bülbül ve Açgözlü Dev
- Yaşamı Geliştirenler: Haliç’in Direnen İşçileri
Son Eklenenler
- Arjantin’de sendikaların çağrısıyla işçiler 9 Mayısta 24 saatliğine genel greve gitti. Faşist devlet başkanı Javier Milei ve hükümetine karşı yapılan genel grev çağrısına çeşitli sektörlerden işçiler karşılık verdi. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT...
- Zorlu bir yıldan geçerken işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı, heyecan ve coşku içinde karşıladık. UİD-DER olarak 1 Mayıs’a işçi kentleri Lüleburgaz ve Bursa’da katıldık. Lüleburgaz’da geçirdiğimiz ilk 1 Mayıs’ımız...
- Emekli bir işçi: Bu 1 Mayıs’ta da sınıf kardeşlerimizle kol kola yürüdük. Sınıfımızın taleplerini hep birlikte haykırdık. İyi ki önümüzde bizlere yolu açan sınıfımızın mücadele örgütü UİD-DER var. Kendini, sınıfın taleplerine ve sadece sınıfın...
- Bugün 13 Mayıs 2024. Soma madenci katliamının 10. yıldönümü. 10 yıldır dinmeyen bir acı ve öfkedir Soma Türkiye işçi sınıfının kalbinde. Çünkü Soma’nın hesabı sorulmadı, çünkü Somalar devam ediyor, çünkü kapitalistlerin kâr hırsı yeni Somaların...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- Çorum’un Dodurga ilçesinde bulunan maden ocağında faaliyet gösteren ODAŞ Elektrik bünyesindeki Yel Enerji’de çalışan işçiler patronun sendika düşmanlığına karşı 9 Mayısta direnişe başladı. Yel Enerji işçileri kötü çalışma koşulları ve düşük...
- Sınıfımızın uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Mücadele örgütümüz UİD-DER, bu sene 1 Mayıs’ı işçi kentleri olan Bursa ve Lüleburgaz’da kutlama kararı aldı. Bizler de bu doğrultuda tüm hazırlıklarımızı yaparak...
- Öz İplik-İş Sendikası, Başkanlar Kurulunu, direnişteki Durak Tekstil işçileriyle dayanışmak amacıyla Bursa’da gerçekleştirdi. Kurulun ardından sendika yöneticileri direnişlerinin 83. gününde Durak Tekstil işçilerini ziyaret etti. Burada yapılan...
- 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü. Her 1 Mayıs’ta UİD-DER’li mücadeleci işçiler bir gelincik tarlasını andırır gibi dolduruyorlar meydanları. Her 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının bu çalışkan evlatları coşku dolu, disiplinli...
- Merhaba dostlar, uzun zamandan beri çalışma şartlarım nedeniyle birçok etkinliğe katılamıyordum. Yaşımın genç olmasına rağmen heyecanımı yitirmiştim. Hem yaşadığım şehirlerde etkinliklerin olmaması hem de maddi imkânsızlıklar yüzünden uzak kalmıştım...
- İstanbul Eyüpsultan’da özel bir lisenin müdürü 74 yaşındaki emekli öğretmen İbrahim Oktugan öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürüldü. Öğretmenler “Can Güvenliğimiz Sağlansın, Gerekli Tedbirler alınsın!” talebiyle İzmir’den Bursa’ya, Mardin’...
- 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve 12-18 Mayıs Dünya Hemşireler Haftası vesilesiyle 10 Mayısta İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hemşire ve ebeler basın açıklaması gerçekleştirdi.
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...