Buradasınız
1969 Gamak Direnişi ve Şerif Aygün

1961 yılında kurulan, Eskişehir’in ünlü zenginlerinden İbrahim Gamgam’a ait olan Gamak, Türkiye’nin ilk elektrik motoru üretiminin yapıldığı fabrikadır. Dönemin önemli işçi havzalarından İstanbul Topkapı’da bulunan fabrikada o zamanlar 500’ü aşkın işçi çalışmaktadır. 1968 ve 1969 yılları, Kemal Türkler’in başında olduğu Maden-İş’in iyiden iyiye kök saldığı, patronların tüm karşı koyma çabalarına rağmen metal işçilerinin Maden-İş’e geçmek için başlattığı ses getiren direnişlerin birbirini izlediği yıllardır. Gamak da böylesi anlamı olan bir direniştir, işyerinde çalışan 514 işçinin 504’ü patronun tüm saldırılarına rağmen Maden-İş üyesi olmuştur.
Gamak patronu, işçilerin Maden-İş üyesi olmasından o kadar hoşnutsuzdur ki “Maden-İş’i bu fabrikaya sokarsam tüm dünya yüzüme tükürsün” demiştir. Başka bir sendika kurdurtan patron, işçileri zorla Maden-İş’ten koparmaya çalışsa da başarısız olur. İki ay boyunca işçileri yarım yevmiyeyle çalıştırır, zorunlu ücretsiz izin saldırısına başvurur. Takvimler 22 Aralık’ı gösterdiğinde işyerine gelen işçiler karşılarında polisi bulurlar. Polis 124 işçinin işten çıkarıldığını, 4 Ocak’a kadar fabrikanın kapatıldığını söylemiştir. Gasp edilen ücretlerini isteyen işçilere 29 Aralıkta tüm alacakların ödeneceği söylenir.
“Kan damlar yüreğime”
“Mezarlardan çıktılar
bayram benim neyime
çekip Şerif’i vurdular
kan damlar yüreğime…”
29 Aralık 1969’da işçiler sözleştikleri gibi Topkapı’da buluşurlar, fabrikanın önüne gelirler. Ancak patron dalavere peşindedir, yine polisler karşılar işçileri, içeri girmelerine izin verilmez. O anlara dair tanıklığını, ANT dergisinde şöyle aktarır Işıl Türkben Özgentürk: “Günlerden pazartesi, saat 12.15... Polisler avanslarını almaya gelmiş işçileri, fabrikanın 50 metre ilerisindeki yol ağzında durdurmuş, içeri sokmuyorlardı. 15 gündür paralarını alamayan ve fabrikalarının polis işgalinde olmasını kabul edemeyen işçiler hep bir ağızdan bağırıyorlardı:
-Bırakın geçelim, fabrika bizim.
-Paramızı verin, gidelim.
-Polis kardeşler, bizim sizinle işimiz yok. Muhasebeci lazım bize, paramızı alacağız.
Saat 12.25… Polislerden küfürler yükselmeye başladı.
-Ulan, biz burada fabrikayı koruyoruz. Sizin paranız, çoluk çocuğunuzun aç kalması bizi ilgilendirmez.”
Derken bir gümbürtüdür koptu, polisler coplarla işçilere saldırmaya başladılar. Gamak’a komşu Yılmaz Kablo işçileri dışarı fırlayıp işçi kardeşlerine yardım etmek istedilerse de polisler tarafından engellendiler. Sonra bir yaylım ateşi başladı, polis haklarını almak için fabrikaya gelen işçilerin üzerine kurşun yağdırıyordu. Henüz daha 30 yaşındaki Yugoslavya göçmeni Şerif Aygün göğsünden vurularak yaşamını yitirdi. O sırada Şerif’in yanı başında olan yine Gamak işçisi Selim, Işıl Özgentürk’e verdiği röportajda şöyle diyordu:
“Şerif bir deli oğlandı. Gözünü budaktan sakınmazdı. O gün de en önde, en yiğitçe atılanlardan biriydi. Beraberce yemekhanenin damına çıkmış, olayları gözlüyorduk. Birden her yanımızdan kurşunlar geçmeye başladı. Ne olduğuna şaşırmıştık. Tam dönüyorduk ki, Şerif bağırdı: «Vurdular beni.»” Geri çekilen işçilerin peşinden fabrikanın yakınındaki mezarlığa giren polis, ateş etmeye devam etmiş, pek çok işçiyi yaralamıştı.
DİSK/Maden-İş’in çıkardığı gazeteden olay işçi sınıfına şöyle duyurulur: “Şerif’i patron ve polis kurşunu öldürdü. Haklarını isteyen Gamak işçilerine patron-polis ikilisi fabrika önünde kurşun sıktı. İşçi kardeşimiz Şerif Aygün şehit oldu. Gamak işçileri 16-20 yaş arasında gencecik insanlardır. […] Sıkılan kurşunlar ceketleri, pantolonları, ciğerleri deliyordu. Ve polisler «sizi teker teker vuracağız» diyorlardı. Patron bu olaylardan önce «bütün dünya yüzüme tükürsün, Maden-İş’i bu fabrikaya sokarsam» demişti. İşçiler olaydan sonra surlar dibinde buluşup, sonuna kadar dövüşmeye ant içtiler.”
MESS’ten “tavsiye”, Maden-İş’ten söz!
Şerif Aygün’ün tabutu, en önde Gamak işçileri olmak üzere binlerce işçinin omuzlarında taşınır, cenazede sermaye sınıfına karşı öfke sel olup akar. Maden-İş ve işçiler Şerif’in ailesini yalnız bırakmazlar. Maden-İş’in işçi aidatlarından oluşturduğu fonla Şerif Aygün’ün çocukları Ferhat ve Nihat’a burs, eşi Hatice’ye maaş bağlanır ve aileye bir ev alınır. İşçilerin düşmanlarının açık seçik ortada olduğunu söyleyen Maden-İş üyeleri, mücadeleyi büyütme ve Şerif Aygün’ün hatırasını yaşatma sözü verir.
Gamak direnişinin ardından metal patronlarının örgütü MESS tüm üyelerine tavsiye mektubu gönderir.“Oturma eylemi, boykot, işyeri işgali gibi yasadışı direniş biçimlerinin yaygınlaşmaya ve bir işyerinden ötekisine sıçramaya başlamasıyla birlikte” diye başlayan mektup, işyerlerindeki sendika üyesi işçilere iş bırakma eylemleri yapmaları halinde uyarı cezası verilmesini, eylemlerin devam etmesi halinde de işçilerin “Haysiyet Divanı”na verilmek suretiyle işten çıkarılmasını salık verir. Aynı günlerde Maden-İş ise üyelerine şöyle seslenir: “İşçi sınıfı özgürlüğünü aramaya başlamıştır. İşçiler kendi sendikalarını seçtikçe zaferler elde ettiler, bu zaferleri gördükçe gerçekleri daha iyi kavradılar. Maden-İş sendikası da artık kendini ispatlamış bir sendikadır. Kendi işkolundaki bütün sarı sendikalar yıkılmaktadırlar.”
Gamak direnişi, yükselen işçi hareketini dize getirmek isteyen sermaye sınıfı tarafından bastırılmak istenmiş, Şerif Aygün bu sebeple katledilmiştir. Bu direnişin de bir parçası olduğu 1960’larla birlikte yükselen işçi hareketi, 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişinde zirve noktasını gördü. Maden-İş üyeleri sözünü tuttu, Şerif Aygün’ün hatırasını yaşattı, mücadeleyi büyüttü. Başını metal işçilerinin çektiği işçi sınıfı hareketi 1970’lerde DGM’leri kapattırdı, yasaklı 1 Mayıs’ı yeniden alanlarda kutlamaya başladı ve MESS’e kök söktürür hale geldi. İşte tüm bu mücadelelerin önemli bir parçası olan Gamak işçilerinin omuz başındadır Şerif Aygün. Gamak direnişinden bugüne pek çok önemli ders ve Şerif Aygün’ün hatırası kaldı. Bir de sözlerini Ruhi Su’nun yazdığı, Rahmi Saltuk’un seslendirdiği “Bayram Benim Neyime” ağıdı…
“Ezilip duruyoruz
bayram benim neyime
iktidara yürüyoruz
gül damlar yüreğime”
Hep Aynı Aldatmacalar
- Onurlu Bir Mücadele Deneyimi: 1948 Maden İşçileri Grevi
- Maden-İş Geleneği, Singer Fabrika İşgali
- ABD’den Türkiye’ye, 1913’ten 2023’e
- “Cinnet” Değil İşçinin Hak Mücadelesi: 1974 Ülker Direnişi
- Sungurlar Kazan Fabrikası Direnişleri
- Tariş Direnişi ve Direnişin Dönüştürdüğü Emekçi Kadınlar
- Cumhuriyet Tarihinin İlk Kitlesel İşçi Mitingi: 1961 Saraçhane Mitingi
- Tarihin Aktarma Kayışı ve Cezmi Baba Gibi Olmak!
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- 1928 Tramvay Grevi
- Tarihten Bir Yaprak: 1974 Gıslaved Grevi
- Türkiye İşçi Sınıfının Mücadele Tarihinde DİSK’in Yeri
- 1969 Gamak Direnişi ve Şerif Aygün
- Berec Grevi ve Kadınlar
- Fotoğraf ve Tanıklıklarla 1968 Derby İşgali
- Tarihten Bir Yaprak: 1910 Bursalı İpek İşçilerinin Grevi
- Tarihten Bir Yaprak: “Magirus’ta Grev Var”
- Tarih Bizim Rehberimizdir
- Özal’ın Yakasına Sarılıp Hesap Soran Baştemsilci
- 24 Ocak Kararlarından Orta Vadeli Programa Saldırılar Sürüyor
- Görkemli Eylemleriyle Madenciler
- Jack London: İşçi Sınıfının Kalbinden Bir Yazar
- Savaş ve Sömürü Kıskacında “Dünya Çocuk Hakları Günü”
- Netaş Grevi İlham Vermeye Devam Ediyor
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- Barış, İşçi Sınıfının Mücadelesiyle Gelecek!
- Srebrenitsa Katliamının 29. Yılında Emperyalist Savaş Gerçeğini Bir Kez Daha Hatırlamak
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Haziranda Ölümsüzleşenlere…
- Süleyman Hocamızla Arının Balı, İşçinin Bilinci
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
- DİSK’e Giden Yol: Paşabahçe Grevi
- Kavel Destanı ve Grev Hakkı
- 24 Ocak Kararlarından Bugüne Sermaye İktidarlarının Zihniyeti Değişmiyor
- Şafaktan ve Ümitten Korkanlara İnat
- Maden-İş Geleneği, Singer Fabrika İşgali
- 1991 Madenci Yürüyüşü: Yerin Derinliklerinden Umudun Kararlı Adımlarına
- ABD’den Türkiye’ye, 1913’ten 2023’e
- 1991-95 Balkan Savaşı: “Kardeştik, Düşman Ettiler”
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...