Buradasınız
Asap Bozukluğu Psikolojik Bir Problem Değildir!
Mersin’den bir işçi

Uzun zamandır birçok işçi arkadaşım gibi ben de iktidarın yalanlarına tahammül edemediğim için ne televizyon yoluyla gündemi takip ediyorum ne de herhangi bir tartışma programı izliyorum. Akıl sağlığımı korumam gerekiyor. Ancak kafamızı ne kadar çevirirsek çevirelim gözümüzün içine baka baka konuşmaya devam ediyorlar. Sabrın da bir sınırı var, insan sinirlenmeden edemiyor.
Tek yumrukla iktidarın şemsiyesinin altına sığınan yandaş gazetecinin programında, mahalledeki tefeci hacının oğlu kılıklı damat, dolardaki yükselişin tedirgin etmemesi gerektiğini vurgulamak için soruyor: “Dolarla mı maaş alıyorsunuz? Dolar borcunuz mu var?” Bu soruları duyduktan sonra kan basıncının yükselmesi, nefes alıp vermede zorluklar, vücut ısısının yükselmesi falan ne fizyolojik ne de psikolojik rahatsızlık göstergesi. Böylesi durumlarda asap bozukluğu bir psikolojik problem değil, hâlâ hayatta olduğumuza delalettir.
Öncelikle damat bey kardeşim; maalesef maaşımızı dolarla almıyoruz. Zira dolarla maaş almış olsaydık bu yıl içerisinde maaşımıza ortalama %25 civarı zam yapılmış olacaktı. Cebimize giren böyle bir para olmadığına göre korkulacak bir durum yok; “MAAŞIMIZI DOLARLA ALMIYORUZ!”
Peki, dolar borcumuz mu var? Uyanık damat tek kapılı arabasının camını yarıya kadar indirip afili güneş gözlüğünün üstünden bakarak soruyor bu soruyu. Kendilerinden önce insanlar birbirlerine dolar ve mark üzerinden borç verirlerdi. Oraya bir gönderme yapıyor. Ancak 431 milyar olan dış borç dolarla! Damadın kayınbabası ödemeyeceğine göre bu borç bizim sırtımıza yüklenmiş durumda. Ayrıca günlük yaşamımıza doğrudan etkisi olan pek çok kalemin ücreti de dolarla ödeniyor. Elektrik, doğalgaz, otoyollar, ilaçlar, sağlık ekipmanları, tohum, teknoloji ürünleri, krediler, kâğıt, sanayi ekipmanları… Bunların hepsi dolarla alınıyor. Yapılan zamlar doların yükselişinin hayatımıza olan doğrudan etkilerinden başka bir şey değildir.
Damat bey dâhil bütün iktidar sahipleri aynı yalanları tekrar tekrar gözümüzden, kulağımızdan içeri boca etmektedirler. Desteksiz yalanlarını böyle savurabilmelerinin nedeni ise karşılarında örgütlü, hakkını arayan ve hesap soran bir işçi sınıfının olmamasıdır. Ancak bu yalanlar işçi sınıfı içerisinde öfke birikimine yol açmaktadır. Henüz nasıl hesap soracağını bilmeyen ve birlikte hareket edemeyen işçi sınıfı, bu yalanlar ve acı gerçekler sayesinde mücadele etmeyi öğrenmektedir.
Şaha Kalktım Geliyorum!
Şiddet, Merhamet ve Tarihin Tekerleği
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...