Buradasınız
Şiddet, Merhamet ve Tarihin Tekerleği
Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri durmaksızın artarken emekçi kadınlar aynı sorulara cevap arıyor: Kadına yönelik şiddetin önüne neden geçilemiyor? Şiddet neden artıyor? Siyasi iktidarın temsilcileri şiddetin nedeninin eğitimsiz, cahil, vicdansız, merhametsiz, öfkesini kontrol edemeyen, ailevi ve ahlâki değerlere sahip çıkamayan kişiler olduğunu söylüyor. Erkekleri vicdanlı ve merhametli olmaya çağırıyorlar. Söylenen sözler ilk anda kulağa hoş gelebilir ama kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin artmasının sebebi tam da siyasi iktidarın aileyi korumak adına kadınların haklarına saldırması ve erkek egemen zihniyeti körüklemesidir.
Bugün kadına yönelik şiddetin önüne geçilemiyorsa, bunun başlıca nedeni eşitsizlik ve adaletsizlik üzerine kurulu kapitalist sömürü düzeni altında yaşıyor olmamızdır. Kapitalizm her alanda şiddet üreten mekanizmanın ta kendisidir. Sömürü düzenlerini korumak, iktidarlarını baki kılmak için erkek egemen anlayışı körükleyenler, eşitsizliği derinleştiren politikalar üretenler, toplumu zehirleyenler, kadınları şiddetten korumak için gerekli mekanizmaları oluşturmayanlar, şiddet mağduru kadınları karakollardan geri çevirenler, failleri cezalandırmak yerine koruyanlar, iyi hal indirimleri uygulayanlar artan şiddetin ve kadın cinayetlerinin doğrudan sorumlusudur. Asıl sorumluların şiddeti ve kadın cinayetlerini münferit vakalar olarak göstermeye çalışması hedef şaşırtmaktır, merhamet ve vicdandan bahsetmesi ikiyüzlülüktür!
İktidar sahipleri, kadınlar vahşice öldürüldüğünde en ufak bir sorumluluk hissetmiyorlar, şiddeti engellemek için kıllarını bile kımıldatmıyorlar. Fakat kadın erkek eşitliğinden, kadınların haklarından bahsedildiğinde tüyleri diken diken oluyor. “Ne eşitliği, bu mümkün değil” diye bas bas bağırmaya başlıyorlar. Topluma kadınların güçsüz, erkek tarafından korunmaya, merhamete muhtaç olduğu fikrini yayıyor, kadının pasif olmasını istiyorlar. Hakları için mücadele eden kadınları aşağılıyor, cezalandırıyorlar. Kadınların güçlenmesini sağlayacak her türlü talebin önüne geçiyorlar. İstanbul Sözleşmesi örneğinde olduğu gibi kısmi hakları bile yok etmeye çalışıyorlar. Kadının güçlü olmasına, kendi kararlarını almasına, erkekle eşit olmayı istemesine tahammül edemiyorlar. Kadınları eskimiş, aşınmış geleneksel kalıplara hapsetmeye, dönüşümün önüne geçmeye çalışıyorlar. Çünkü bu dönüşümü iktidarları için bir tehdit olarak görüyorlar.
Siyasi iktidarın bu çabası tarihin tekerleğini geri döndürmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. Bir zamanlar köle sahibi soylular, firavunlar, krallar, sultanlar vardı. Ama insanlar yaşamları üzerinde söz hakları olsun, iktidar tek elde toplanmasın, daha demokratik düzenler kurulsun diye mücadele ettiler ve çok yol aldılar. İnsanlık nasıl ki artık mağaralarda, penceresiz toprak evlerde yaşadığı, denizleri ilkel sallarla aştığı, at sırtında seyahat ettiği eski çağlara dönemezse kölelik, krallık, padişahlık günlerine de geri dönmez. Tam tersine, ezilen sınıfların insanları, daha iyi bir yaşam için, sonuç olarak insanlığı bugün içinde bulunduğu noktadan daha ileriye taşımak için mücadele eder. Zulüm düzenini devam ettirmek isteyenlere haddini bildirerek yoluna devam eder.
İşçi sınıfının kadınları için de durum tastamam böyledir. Bir zamanlar kadınların oy hakkı yoktu. Kocaları, ağabeyleri, babaları yanlarında olmadan seyahat etmeleri, çalışmaları, avukatlık, doktorluk gibi meslekleri yapmaları, çocuklarının vesayetini almaları mümkün değildi. Ama tarih ilerledi, kadınlar mücadele etti, geleneksel-kültürel kalıpları kırıp geçti. “Biz de varız” diyerek toplumsal yaşamın her alanında yer almaya başladı. “Eşitlik istiyoruz” diyerek haklarını ve özgürlük alanlarını genişletti. Yasaların değişmesini, genel olarak demokratik hakların ilerlemesini, varlıklarıyla toplumsal yaşamın her alanında tablonun farklılaşmasını sağladı. Bu nedenle bugün kadının erkeğin egemenliğini kabul etmesini, geride kalmasını, erkek karşısında, toplum ve aile içinde geleneksel rolünü oynamakla yetinmesini, haktan hukuktan söz etmemesini, pasif kalmasını istemek, onu eşitlik ve yasalarla değil erkeğin insafı ve merhametiyle korumaktan söz etmek gericiliktir. Emekçi kadınları karanlığa hapsetmeye çalışmaktır.
Emekçi kadınlar nice bedeller ödeyerek elde ettikleri haklarını, kazanımlarını bu karanlığa teslim etmeyecekler. “Merhamet” değil hak, eşitlik ve saygı istemeye devam edecekler. Yol almaya, daha büyük değişimlerin önünü açmaya, mücadeleleriyle sömürünün ortadan kalktığı geleceği mayalamaya devam edecekler.
İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 201. Sayı Çıktı!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- İşçi Dayanışması 200. Sayı Çıktı!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
- İşçilerin Tek Çıkış Yolu Birlik, Dayanışma ve Mücadeledir!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
Son Eklenenler
- Emekçi kadınlar olarak birçok sorunumuz var. Hayat pahalılığı, yoksulluk, çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılayamamak gibi sorunlar yaşıyoruz. İzmir’de tek göz bir evde çıkan yangında hayatını kaybeden beş küçük çocuk hepimizi çok üzdü. Bu çocuklar...
- İşçi sınıfının emeklileri, abi ve ablalarımız, Erdoğan 2024 yılını “emekliler yılı ilan ediyoruz” demişti. Erdoğan’ın o konuşmasını belki de hepimiz dinledik, gazetelerden okuduk. Bazılarımız burjuva siyasetinin zokasını yutarak, “belki bu sefer iyi...
- Baskılara, yasaklara rağmen direnişlerini sürdüren Polonez işçilerinin mücadelesi kazanımla sonuçlandı. Metal işçilerinin kararlı duruşu kazanım getirdi. Hitachi Energy grevi 24 Aralıkta, Schneider Elektrik grevi 6 Ocakta, Arıtaş Krijojenik grevi 10...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 19 Ocakta Kadıköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem yaparak Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde çalışan öğretmenlerin ve terapistlerin sorunlarına değindi.
- İngiliz egemenleri, sömürge döneminde ticaret gemilerini, donanmalarını korumak için vahşi bir yöntem geliştirmişler. “Yamyam fare yöntemi” olarak adlandırılan bu yöntem şöyle: Açık denizdeki gemilerde fareler çoğalınca önce bir fare yakalanır, boş...
- Asgari ücret pek çok işçinin beklediğinin tersine 23 bin lirayı bile bulmadı. Utanmadan “işçiyi enflasyona ezdirmedik” dediler, gözlerimizin içine baka baka bizimle dalga geçtiler. Hiçbirimiz bu yalana inanmıyoruz. Çünkü yoksulluğu biz yaşıyoruz,...
- Evlatlarımızın sağlıklı gelişimi, sadece ne yiyip içtikleriyle değil, nasıl bir ortamda, çevrede büyüdükleriyle de ilgilidir. Empati, iletişim gibi sosyal, duygusal ve zihinsel becerileri çevreleriyle etkileşimlerinin izlerini taşır. Çocukların...
- 17 Ocakta okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede okuyan yaklaşık 20 milyon öğrenci birinci dönem karnelerini alarak yarıyıl tatiline girdi. Mersin’de Eğitim-Sen ve Özel Öğretmenler Sendikası eğitimdeki sıkıntıları dile getirmek için Yenişehir İlçe...
- Suriye’deki Esad rejimi 8 Aralıkta yıkıldı. Hemen ardından da Suriye’deki savaşın bittiği ve Türkiye’deki Suriyelilerin artık güvenle ülkelerine geri dönebileceği konuşulmaya başlandı. Medyada Erdoğan’ın Suriye politikasının ne kadar başarılı olduğu...
- Sevgili işçi kardeşlerim, bizler yani işçi sınıfımızın örgütlü mücadelesinin bir parçası olanlar, eski kuşaktan işçilerin deneyimlerinden ziyadesiyle istifade etmeyi öğrendik sınıf büyüklerimizden. Bundandır karşımızdaki herhangi bir işçi...
- UİD-DER Müzik Topluluğu (UMUT), Ruhi Su’nun sesinden dinlediğimiz Boşa Didinmek Fayda Vermez şarkısını yeniden yorumladı. Şarkının mücadeleye çağıran sözleri kadar hikâyesi de çok anlamlı. Rusya işçi sınıfının romancısı Maksim Gorki, 1907’de,...
- İşyerinde yeni yıl kutlaması yapmak için işi biraz erken bıraktık. Kutlama için masaları hazırladık, şarkı listemizi ayarladık. İşin yorgunluğunu atıp dinlenecek, uzun uzun sohbet edecektik. Tabii eğlence kısmına geçmeden önce işyerinin şef ve...
- Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında süren toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine 13 Aralıkta başlayan GE Grid Solutions grevinin 33. gününde anlaşma sağlandı. Böylece MESS sözleşmeleri kapsamında 4 işletmede...