Buradasınız
Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
Emekçi kadınlar olarak kendimiz ve çocuklarımız için kaygılarımızın büyüdüğü günler yaşıyoruz. Geçim derdi, yoksulluk, gelecek kaygısı büyüyor. Dünyamızın dört bir yanında süren savaşlar, büyüyen şiddet, yaşanan acılar canımızı yakıyor. Bunca sorun karşısında pek çoğumuz kendimizi yalnız, çaresiz hissediyoruz. Evlatlarımızı kötülüklerden nasıl koruyacağımızı düşünüp endişeleniyoruz. Elbette endişelenmekte haklıyız. Hangi emekçi kadın bir yaşam kurmaya çalışırken, çocuğunu büyütürken her gününü endişeyle geçirmek ister? Hepimizin hayalidir kaygılardan, acılardan uzak yaşamak, çocuklarımızı güvenle büyütmek. Peki, nasıl oluyor da hepimiz aynı hayali kuruyorken, hayalimiz bize bu kadar uzak görünüyor? Çünkü milyonlarca insan olarak aslında aynı kaygıları taşıdığımızın, aynı şeyleri istediğimizin, birbirimizin derdine merhem olabileceğimizin farkında değiliz.
Dünyamıza, tarihe, çevremize dikkatle baktığımızda insanların birlik içinde hareket ederek büyük değişimler yaratabildiğini görürüz. Ama bugün ihtiyaç duyduğumuz büyük değişimleri gerçekleştirebileceğimize dair inancımız çok zayıf, hatta yok. Pek çoğumuz böyle gelmiş, böyle gider diye düşünüyoruz. Aynı sorunları yaşayan insanlar olarak birlik içinde hareket edebileceğimizi düşünmüyoruz, birbirimize güvenmiyoruz. Sendikalarımızda, ekonomik, demokratik, siyasal haklarımız için mücadele yürütebileceğimiz örgütlerimizde yan yana olmadığımız için aramızdaki bağlar ve birlikte hareket etme kapasitemiz zayıf. İşte bu örgütsüzlük durumudur ve sorunlarımıza çözüm bulmamızın önündeki esas engel budur.
Örgütsüzsek, tek başımızaysak büyük değişimler yaratamayız, bu doğru. Ama bu, tek tek insanlar, emekçi kadınlar olarak her şeyi sineye çekmek zorunda olduğumuz anlamına mı gelir? Her haksızlığa boyun eğeceğimiz, “faydası olmaz” deyip bir yaraya merhem olmaktan geri duracağımız anlamına mı gelir? Toplum olarak örgütsüz olmamız vicdanımızı susturacağımız, haklılığımıza rağmen duyarlılığımızı, tepkilerimizi bir kenara bırakacağımız, onurumuzu çiğneteceğimiz anlamına mı gelir?Elbette hayır!Çünkü bizim, emekçi kadınların kendimize, evlatlarımıza, sevdiklerimize, toplumumuza ve dünyaya karşı sorumluluklarımız var.
Mesela UİD-DER’li bir anne çocuğunun gittiği okulda istenen paraya itiraz ettiğinde diğer emekçi kadınların da itiraz ettiğini ve istenen paranın yarı yarıya düşürüldüğünü anlatıyor. Direniş yaşamış bir kadın, katıldığı UİD-DER etkinliğinde kendileri işten atılsa da direniş sayesinde işyerlerinde tuvalet sorununun çözüldüğünü anlatıyor. “Biz de daha önceki zamanlarda yürütülen mücadeleler sayesinde 8 saat çalışma gibi haklar elde etmedik mi?” diye hatırlatıyor. Kaz Dağlarında, İkizdere’de, Akbelen’de, kâr uğruna doğanın katledilmesini engellemek için mücadele eden emekçi kadınları hatırlayalım. Onlar sorumluluk aldılar ve irade gösterdiler. Ormanlarının talan edilmesini istemeyen genç yaşlı yüzlerce emekçi kadın, “karşımızda devlet var, büyük sermayedarlar var, bizim gücümüz yetmez” demeden ellerinden ne geliyorsa ortaya koydular ve belki de kendilerinin de beklemediği bir etki yarattılar. Demek ki sorunların çözümü yolunda bizim bir adım atmamız, haksızlığa karşı sesimizi çıkarmamız işyerimizdeki, çevremizdeki diğer emekçi kadınlara, işçi kardeşlerimize güç ve cesaret verir.
Biz tepkisiz kalırsak yarınımızı kurtarmamızın imkânı olmaz, kapitalist egemenler başımıza daha çok çoraplar örer. Amabiz gözümüzü yummazsak, alışmayı, kabullenmeyi reddedersek, gerçekleri anlatmaktan çekinmezsek bugün tek başımıza olsak bile yarın çoğalırız.Bugün sorunlarımıza çare bulamasak bile yarın buluruz. Mesela “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” diyen UİD-DER’in çağrısına güç verirsek bizim gibi çözüm arayan emekçi kadınlara ulaşabiliriz. Evlatlarımız için birlikte adımlar atabiliriz. Mesela Filistin halkının katledilmesine karşı meydanlara çıkan emekçi kadınların, gençlerin, işçilerin mücadelesini büyütürsek, yarın bombaların bizim başımıza ya da başka halkların başına yağmasını engelleyebiliriz.
Kendimiz, evlatlarımız, toplumumuz, dünyamız için attığımız küçük adımlar olmadan büyük değişimler gerçekleşmez. Biz emekçi kadınlar, bize dayatılan yalnızlık, çaresizlik, güçsüzlük bariyerlerini aşalım, bir kurtarıcı beklemeden ilk adımı atanlardan ve değişime emek verenlerden olalım.
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Emekçi Kadınlar Savaşı Durdurmak İstiyor Ama Nasıl!
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Bir Şey Yapmalı! Ama Ne?
- Emekçi Kadınlar Savaşa Karşı Durabilir
- Genç Rosalar Olup Mücadeleyi Büyütmeliyiz
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Direnen Haliç ve Bizim Direnişimiz
- Annelik Kursağımızda Kalmasın, Bu Düzeni Değiştirelim!
- İşçi Dayanışması 193. Sayı Çıktı!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen mitinglere yüzbinlerce sendikalı sendikasız işçi, işsiz, emekli, emekçi kadın, genç katıldı. İşçi ve...
- Türkiye’nin dört bir yanında sendikalaşmak isteyen işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Bursa’da Öz İplik-İş Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan ve direnişlerine devam eden Durak...
- Türkiye tarihindeki en büyük işçi katliamı olan Soma Katliamı davasında daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisi ilk kez hâkim karşısına çıktı. Katliamın 10. yılında görülmeye başlanan kamu davasının ilk duruşması 8 Mayısta Soma 2. Asliye Ceza...
- Merhaba işçi ablalarım, abilerim. Ben İzmir’de yaşayan bir lise öğrenciyim. Ben de UİD-DER ile 1 Mayıs’a katılmak için İstanbul’da yaşayan teyzeme geldim. İlk defa 1 Mayıs’a katıldığım için sizlerle duygularımı paylaşmak istiyorum.
- Bu sene de 1 Mayıs’ı ağır şartlarda karşıladık. Bir tarafta ekonomik yıkım diğer tarafta savaş, göç sorunu ve işsizlik. Biz işçilerin birikmiş nice sorunu bulunuyor, toplum nefessiz bırakılıyor. İşte bu şartlar altında UİD-DER işçilere umut oldu,...
- Türkiye’de işçiler, reel ücretlerin düşmesi, çalışılmış günlerin ücretinin dahi patronlar tarafından gasp edilmesi gibi sorunlarla boğuşuyorlar. Diğer taraftan sağlık emekçileri ticarethaneye dönüştürülen sağlık sisteminin dayattığı ağır iş yüküyle...
- Geçen gün metal işçisi arkadaşımla bir araya geldik. Çayımızı içerken sohbet etmeye başladık. Konumuz toplu iş sözleşmesiydi.
- İlk kez UİD-DER’le 1 Mayıs’a gelen arkadaşımız, 1 Mayıs’ın daha önce duyduklarından, anlatılanlardan bambaşka bir şey olduğunu söyledi. Kadınlar, çocuklar, işçiler el ele halaylar çektik, hepimiz kardeş gibiydik.
- Merhaba, ben İzmir de yaşayan bir gencim. İstanbul’a UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılmak için geldim. 1 Mayıs öncesi hazırlıklar için derneğe gittim. Çok sıcak bir ortam ve dayanışma duygusu sarmıştı her yeri.
- Sarayları süsleyen altın, sultanların ve soyluların yaşamında zenginliğin en önemli ölçüsü olmuştur. Fakat bu zenginliği üreten zamanın köleleri ve günümüzün işçileri için bu maden her zaman acı, gözyaşı ve ölüm getirmiştir. Altın madenlerinde...
- Çalıştığım işyerinde uzun yıllardır çalışan ve EYT yasası çıktıktan sonra SGK’ya başvurup emekli olanlar var. Malûm, emeklilik maaşı iktidar eliyle kuşa çevrildi. Bizim patron da sayıları azımsanmayacak kadar çok olduğu için EYT’li işçileri bir an...
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...