Buradasınız
Depremzedeleri İşe Almayın Diyen Sermaye Sözcüsünün Fıtratı!
Kocaeli/Gebze’den bir metal işçisi

On binlerce emekçi kardeşimiz iktidarın umursamazlığı, güvenli yaşam alanları inşa etmemesi yüzünden enkaz altında can verdi, sakatlandı. Geriye kalanların kimisi buldukları derme çatma bir çadırda hayatta kalmaya çalışırken kimisi de civar kentlerde yaşama tutunmak üzere yollara düştü. Yollara düşmüş emekçi kardeşlerimiz, daha gidecekleri kentlere varmadan ırkçı, vicdansız sesler yükselmeye başladı. Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, patronlara seslenerek şöyle dedi: “Sizlerden ricam deprem bölgesinden gelenleri işe almayın. Demografik yapıyı bozabilecek bir duruma çanak tutmayalım.”
Bu nasıl bir kötülüktür ki henüz olanca derinliğiyle acıyı yaşayan emekçilere “buraya gelmeyin, sizi burada istemiyoruz, yıkık kentlerinizde kalmaya devam edin!” diyebiliyorlar? Bu nasıl bir kötülüktür ki depremde ölmeyen insanları, işsizlik ve açlıktan öldürmeyi planlıyorlar? Bu nasıl bir kötülüktür ki enkaz altındaki insanları, depremzedeleri doğum yerine, milliyetine göre ayırıyorlar? Zeytinoğlu açıklamasında derdinin ne olduğunu açıkça itiraf ediyor: “Biliyoruz ki bölgedeki işyerlerimizin ve fabrikalarımız çok büyük kısmı hasar görmedi.” Peki, neredeyse tüm kent yıkılırken kalacak çadır bile bulamayanlar nasıl olacak da o yıkılmayan fabrikalara gidebilecek? Elbette emekçilerin yaşadığı kentlere sahip çıkması önemlidir ama bunun için devletin derhal yardıma koşması, kısa sürede sağlıklı yaşam alanları oluşturması gerekirdi. Oysa devlet çadır ve tuvalet sorununu bile daha çözmüş değil. Patronlar için önemli olan sadece ve sadece üretim araçlarının, fabrikaların ayakta kalması, işçilerin çalışmaya ve zenginlik üretmeye devam etmesi! Yüz bin insan ölmüş, milyonlar acı içinde, ne gam! Bölgede depremler devam ederken ve sağlam tek bir konut kalmamışken çalışan nüfus oradan ayrılmasın, halinden şikâyet etmesin, canını kurtarmaya bakmasın, üretmeye, patronların ceplerini şişirmeye, kârlarına kâr katmaya devam etsin! “Peki, emekçiler yok olan kentlerde yaşamlarına nasıl devam edecekler?” diye sorarsanız olmayan çadırları, kurulmayan konteynerleri çözüm olarak gösteriyorlar.
“Tek Yürek”, “Türkiye için El Ele” gibi çeşitli başlıklarla şovlara girişen iktidar ve onun temsilcileri “hayırsever” pozları kesmeye çalışıyorlar. Biz emekçilere yaşatılan onca acıda bir sorumlulukları yokmuş gibi derdimize deva olacaklarını iddia ediyorlar. Binaların yapımı esnasında deniz kumu kullandıklarını açıkça itiraf edenler, deprem sonrasında utanmazca ekranlara çıkıp “yardım eli uzattık” diyorlar. Hurdanın, yeni inşa edilecek konutların, el konulacak arazilerin hesabını yapıyorlar, yağmaya kaldıkları yerden devam ediyorlar. Biz can çekişirken onlar enkaz üzerinde tepinip hesaplar yapıyorlar. Bunlar yetmezmiş gibi milliyetçilik zehriyle biz emekçileri sersemletmeye, ırkçılıkla zehirlemeye, beynimizi bulandırmaya, birbirimize düşman etmeye çalışıyorlar. Suriyeli göçmenlere yaptıkları eziyeti depremzedelere de yapmaktan çekinmeyeceklerini gösteriyorlar.
Türkiye ve dünyanın dört bir yanından işçi ve emekçiler dayanışma örnekleri gösterirken bu ülkenin egemenleri bize ölümü reva görüyorlar. Deprem biz işçi ve emekçilerin ırk, millet, din, dil ayırt etmeksizin kardeş olduğumuz gerçeğini bir kez daha gösterdi. Yaralarımızı ancak kendimiz sarabileceğimizi, kimin dost kimin düşman olduğunu gördük. Bu yıkım altından doğrulmak, yaralarımızı sarmak için, tüm kötülüklere karşı durabilmek için elimizde olan tek gücü, birlik ve dayanışmayı beslemek zorundayız. Yaşasın işçilerin uluslararası birliği, mücadelesi ve dayanışması!
Tunus ve Almanya’da İşçi Eylemleri
- İkinci Yılında Depremin Anlattıkları
- 6 Şubatta Emekçiler Haykırdı: “Unutmak Yok, Affetmek Yok, Helalleşmek Yok!”
- 6 Şubat Depremlerinin 2. Yılı: Felaketlerin Hesabını Örgütlü İşçiler Soracak!
- 6 Şubat Depremlerinde Yaşamını Yitirenler İstanbul’da Anıldı
- 1999’dan Bugüne Önlem Yok, Adalet Yok!
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Patronlara Yeni Teşvikler, Emekçilere Derinleşen Yıkım
- Felaketlerden Dayanışmayla Kurtuluruz
- Avcılar’da 6 Şubat Depremleri Anması
- Beşiktaş’ta 6 Şubat Anması: Unutmadık!
- Depremin Yıldönümünde Yükselen Sesler: Unutmak, Affetmek Yok!
- Hesap Sormazsak Aynı Acıları Yaşamaya Mahkûmuz!
- 6 Şubat 2023’ün Ardından
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Japonya’da Depremler Can Aldı
- 17 Ağustostan 6 Şubata: Bu Sesi Duyan Yok!
- Depremi Yaşadık, Cehennemi Yaşıyoruz!
- Samandağ Halkı: “Deprem Öldürmedi Asbestle Öldürecekler!”
- “Devlet Baba” Kime Hizmet Ediyor?
- Kader Değil Felaket!
- Dayanışmamızı Yok Etmek İsteyenlere İnat, Buradayız!
- “Ah” Etmeyelim, Birbirimize Bir Söz Verelim
- Felaketlerden Dayanışmayla Kurtuluruz
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Depremin Yıldönümünde Yükselen Sesler: Unutmak, Affetmek Yok!
- Hesap Sormazsak Aynı Acıları Yaşamaya Mahkûmuz!
- 6 Şubat 2023’ün Ardından
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- “Depremin Yaraları Sarılıyor” mu?
- Depremi Yaşadık, Cehennemi Yaşıyoruz!
- 6 Şubat, UİD-DER’le Tanışmam ve Sonrası
- “Bu Yaş Bu Çimeni Büyütür!”
- Gitmedik, Buradayız, Direniyoruz!
- Saraylıların İç Burukluğu!
- 1 Mayıs’ta Buluşalım Depremin Hesabını Soralım!
- Sahte Temel Atma Törenleri Neyin Acizliği?
- Kader Değil Felaket!
- Ben Hatay’dan Güneş
- Gösteriş İçin Değil Depremzedeler İçin!
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....