Buradasınız
İcra ve İflas Yasasındaki değişiklik ne anlama geliyor?

Siyasi iktidarın İcra ve İflas Kanununda yaptığı değişiklik 19 Haziranda Resmi Gazetede yayınlandı. Buna göre mevcut kanunun 308. maddesinde yapılan değişiklikle, kredi kurumlarının yani bankaların alacakları için “temerrüt hâlinde mühlet sırasında dahi icra takibine konu edilebilir ve 206’ncı madde kapsamında rehinli alacaklardan hemen sonra, diğer bütün alacaklardan önce ödenir” denilerek işçiler bir kez daha mağdur edildi.
Yasanın eski halinde iflas durumuna gelmiş bir şirketin borçlarının yapılandırılması ve mali durumunun düzeltilmesi amacıyla ilan edilen konkordato döneminde devlet dâhil hiçbir alacaklı, şirkete yönelik haciz işlemi yapamıyor, başlatılan hacizler de durduruluyordu. Ancak işçi alacakları istisna oluşturuyor, imtiyazlı sayılan işçi alacakları için haciz işlemi başlatılabiliyordu. Sürecin iflasla sonuçlanması durumunda ise işçi alacakları rehinli alacaklardan sonra birinci sıra alacakların arasında yer alıyordu. Ancak yapılan düzenlemeyle bankalara da konkordato döneminde haciz imkânı tanınıyor. Ayrıca iflas durumunda bankaların alacakları işçi alacaklarının önüne geçiriliyor. Yasanın eski hali bile işçilere koruma sağlayamazken bu düzenleme işçinin hakkını almasını neredeyse imkânsız hale getiriyor.
İşçi örgütleri ve sendikalar uzun yıllardır iflas durumunda işçilerin büyük kısmının alacaklarını alamadığını vurguluyor ve işçi alacaklarının tüm alacaklardan önce gelmesi için mücadele ediyordu. İşçiler bu soruna çözüm beklerken işçi alacaklarının daha da gerilere itilmesi siyasi iktidarın işçi düşmanlığının bir başka kanıtıdır.
Yargıtay’dan emsal karar
16 yıldır bir zincir markette çalışan işçi, işyerinden ekmek ve güllaç çaldığı gerekçesiyle işten atıldı. İş Yasasının 25. maddesine göre, “işverenin güvenini kötüye kullanmak ve hırsızlık yapmak” suçlamasıyla işten atılan işçiye kıdem ve ihbar tazminatı verilmedi. Şirket hırsızlık suçlamasıyla işçi hakkında ceza davası açmak istedi ancak mahkeme kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti. Uğradığı haksızlık karşısında işçi tazminatlarını almak için şirkete dava açtı.
Dinlenen tanıklar işyerine giriş ve çıkışlarda güvenlik görevlilerinin üzerlerini aradığını, içeriden herhangi bir şey çıkarmanın mümkün olmadığını belirttiğinden, yerel mahkeme, dosyada işverenin işçiyi haklı nedenle işten çıkardığına dair iddiasını ispatlamadığına hükmetti. İşçinin hafta tatili alacağı dışında tazminat haklarının ödenmesine karar verdi. Bunun üzerine şirket istinafa başvurarak, davayı Bölge Adliye Mahkemesine taşıdı. İşçilere yazdırdığı savunma tutanaklarını Bölge Adliye Mahkemesine delil olarak sundu. Bu tutanaklarda işçiler, malzemeleri sipariş teslim edecekmiş gibi teslim alıp evlerine götürdüklerini kabul ediyorlardı. Bölge Adliye Mahkemesi bu “delillerden” yola çıkarak, yerel mahkemenin kararını bozdu, kıdem ve ihbar tazminatı talebinin reddine karar verdi.
İşçi, davayı temyize taşıdı. Dosyaya delil olarak sunulan şikâyet dilekçelerinde davacı işçinin adının geçmediğini ve suçlamaları kabul etmediğini, diğer şüphelilerin eylemlerini kabul ettiğine dair imzalı yazı verdiğini belirten Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, şu karara vardı: “Tanık beyanlarında işyeri araçlarının dışarıya mühürlü olarak çıkartıldığı, kişi olarak dışarı çıkışlarda ise güvenlik tarafından üst ve eşya araması yapıldığı beyan edilmiş olup işverenin haklı fesih iddiasının ispatına yönelik dosyada başkaca delil bulunmadığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne dair verilen İş Mahkemesi kararı isabetli ve dosya içeriğine uygundur.” Ayrıca Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesinin işyeri kameraları varken yazılı savunmaları gerekçe göstererek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar vermesinin isabetsiz olduğunu belirterek “kararın oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir” dedi. İşçi lehine emsal bir karara imza attı.
Şirketler uzun yıllar çalıştırdıkları işçilerin kıdem yükünden kurtulmak için onları hırsızlık ve ahlâksızlıkla suçlayarak işten atma yoluna gidebiliyorlar. Örneğimizde görüldüğü gibi işçileri hafta sonlarında, resmi tatillerde, bayramlarda bile uzun saatler çalıştıran, iliklerine kadar sömüren, tüm haklarını gasp eden zincir marketler bile işçileri hırsızlıkla suçlayabiliyorlar. Kıdem tazminatı hakkını üç kuruşluk ekmek ve güllaç bahanesiyle gasp edebiliyorlar. Bu durumda onuru kırılan ama örgütsüz olan ve kendilerini çaresiz hisseden işçiler saldırılar karşısında sessiz kalabiliyor. Yargıtay’ın bu kararı, işçilerin hukuksal alanda da haklarına sahip çıkması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor.
Kim Bu Bizi Kıskananlar?
- Burjuva “Kişisel Gelişim” Anlatısı: Sorun Sistemde Değil Sende!
- Bu Ekonomik Düzeni Değiştirsek Ne Olur?
- Sorun Kaynak Yokluğu mu Sınıfsal Tercih mi?
- Yeni Bir Döneme Doğru
- Eşitlik ve Özgürlük İstiyoruz!
- Zorbalar Kalmaz Gider!
- Önce Talebi Kazanmak: 1 Mayıs Bizim Eserimiz!
- Ülkeyi Enkaza Dönüştüren Baskı ve Zorbalık Rejimine Son!
- Toplum, Toplumculuk, Toplumsal Duyarlılık!
- İşçi Dayanışması 181. Sayı Çıktı!
- Nedir Bu Sınıflar Mücadelesi?
- Yağmacı Enkaz Düzenine Karşı Dört Bir Koldan 1 Mayıs’a!
- Mata Direnişçisi Kadın İşçiler: Bu Bir Onur Mücadelesi!
- “Devlet Baba” Kime Hizmet Ediyor?
- Zamanın Yeleleri Kimin Elinde?
- Mata Direnişi ve Sermayenin Fıtratı
- İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- İşçi Dayanışması 180. Sayı Çıktı!
- Doğa, İnsan ve Kapitalizm
- İnsan, Kent, Kültür, Tarih: İnsanlık Betonla Kalkınamaz!
- İcra ve İflas Yasasındaki değişiklik ne anlama geliyor?
- Covid-19, Kısa Çalışma ve Ücretsiz İzin Gerçeği
- AKP’nin Torba Yasası: Patronlara Kıyak, İşçilere Saldırı
- Pandemi, Ücretsiz İzinler ve Hak Gaspları
- İş Güvenliği Yasasına 4. Kez Erteleme Ne Anlama Geliyor?
- Kronik Hastalığı Olan İşçilerin ve Hamile Kadınların Yasal Hakları
- Koronavirüs ve Yasal Haklarımız
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/2
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/1
- İşçilerin Sordukları/78
- Emeklilik Hakkımız İçin Topyekûn Mücadele Edelim!
- Yargıtay’ın Hamile İşçiler İçin Emsal Kararı
- İşçilerin Sordukları/75
- İşçilerin Sordukları/74
- İşçilerin Sordukları/73
- İşçilerin Sordukları/72
Son Eklenenler
- Avrupa’nın pek çok ülkesinde yoksullaştırma politikalarına hız veriliyor, hayat pahalılığı artıyor. Grev hakkı başta olmak üzere hak ve özgürlüklere saldırılar artıyor. Ancak Avrupa işçi sınıfı büyüyen sorunlara grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, 26 Mayıs’ta, Söğütlüçeşme Marmaray istasyonunda bir basın açıklaması düzenledi. Bir işçinin tren camını temizlerken elektrik akımına kapılarak ağır yaralanması nedeniyle düzenlenen eylemde taşeron...
- 23 Mayısta gece yarısı sularında İstanbul Maltepe D-100 karayolunda makas atarak ilerleyen bir sürücü, bariyer yapmakta olan yol bakım işçilerinin arasına dalarak dört işçinin ölümüne, bir işçinin de yaralanmasına yol açtı. Aynı hafta içinde Kadıköy...
- Kuş sütü eksik bir sofra fotoğrafı. Sofrada çeşit çeşit yemekler, iştah açıcı mezeler… Yemekler gibi tabaklar da çeşit çeşit, renk renk. Sofradaki tek gariplik bazı tabakların uçlarının kırık olması ya da boyayla kırık süsü verilmiş olması. Sofrayı...
- Çıkışsızlık sarmalından kurtulmak isteyen insanlara kapitalist düzenin kurumları, düzen medyası ve burjuva ideologlar bir “çıkış kapısı” gösteriyorlar. Ama bu çıkış kapısının üzerinde şöyle yazıyor: “Sorunların kaynağında kişilerin eksiklikleri ve...
- Almanya, ABD, İngiltere, İtalya, Fransa, Japonya ve Kanada’nın oluşturduğu G7 zirvesi bu yıl 19-21 Mayıs tarihlerinde Japonya’da yapıldı. Zirve, İkinci Dünya Savaşında nükleer bombalarla yerle bir edilen, yüzbinlerce insanın öldüğü ve tarifsiz...
- Güney Amerika ülkesi Arjantin’de artan hayat pahalılığına, işsizliğe, düşük ücretlere ve güvencesizliğe karşı on binlerce işçi bir araya geldi. 18 Mayısta düzenlenen kitlesel gösteride yüzde 109’u aşan enflasyon, IMF’nin dayattığı kemer sıkma...
- 14 Mayıs seçimlerini geride bıraktık. Henüz kesin olmayan sonuçlara göre iktidarda bulunan Cumhur İttifakı Mecliste çoğunluğu elde etti, cumhurbaşkanının belirlenmesiyse 28 Mayıstaki ikinci tura kaldı. Fakat kesin olan bir şey var: 14 Mayısta hangi...
- İşçi Dayanışması’nda, yaşadığımız dünyayı ve kapitalist sistemi anlatan pek çok yazı yayımlandı bugüne kadar. Kapitalizm denilen ekonomik düzenin dünyamıza, işçi sınıfına ve insanlığın geleceğine ne kadar büyük bedeller ödettiğini her vesileyle...
- Türkiye’den Uluslararası İşçi Dayanışması Derneğinden işçi kardeşleriniz olarak emperyalist yüzsüzlerin Hiroşima’da düzenledikleri zirve vesilesiyle yükselttiğiniz anti-kapitalist mücadeleyi coşkuyla selamlıyoruz. Savaş alevlerini daha da...
- Türkiye’de çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerle, eylemlerle mücadeleye devam ediyorlar. AFP Türkiye Ofisi çalışanlarının grevi kazanımla sonuçlanırken, Yonga Mobilya işçilerinin grevi sürüyor.
- 13 Mayıs 2014’te Soma’da 301 madenci kardeşimiz katledildi. Yaşadığımız acının, dinmeyen öfkemizin, Türkiye işçi sınıfı tarihindeki en büyük işçi katliamı Soma’nın üzerinden 9 yıl geçti. Ne yazık ki bu 9 yılda binlerce işçi kardeşimizi daha iş...
- Bursa Demirtaş Sanayi Sitesinde bulunan Barutçu Tekstil’de çalışan 8 kadın işçi, Öz İplik-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılmış, daha sonra direnişe geçmişlerdi. Patronun her türlü yıldırma çabalarına rağmen, kar kış demeden fabrika...