Buradasınız
İşçilerin Sordukları/74

İşsizlik Maaşı Nedir, Hangi Şartlarda Alınır?
İşsizlik maaşı ya da diğer adıyla işsizlik ödeneği; sigortalı işsizlere 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanununda belirtilen şartları taşımaları halinde, işsiz kaldıkları dönem için yine kanunda belirtilen süre ve miktarda yapılan ödemelere denir. Bu ödemeler, İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanır.
Kanuna göre İşsizlik Sigortası Fonuna aktarılmak üzere kesilen primler; işçi payı (%1), işveren payı (%2) ve devlet payı (%1) olarak üçe ayrılıyor. Böylece bu fona işverenlerin ve devletin de katkı yaptığı, hatta oransal olarak patronların işçilerden daha fazla katkı yaptığı gibi bir algı yaratılıyor. Oysa bu bir kandırmacadır. Patronlar için işsizlik sigortası primleri de bir işgücü maliyetidir ve onlar işçilerin ücretini belirlerken bu maliyeti de hesaba dâhil ederler. Bu paranın işçiye doğrudan ödenmesi yerine, işçilerin işsizlik dönemlerinde yararlanmaları için kurulan bir fona aktarılıyor olması, onu “işveren payı” yapmaz. Hangi isim veya kılıfla yatırılıyor olursa olsun, bu fonda biriken paranın tamamı işçilerindir. Üstelik bazı şartları yerine getiren işverenlerin prim oranı %1’e düşürüldü. Yani işçilik maliyetleri daha da aşağı çekildi.
Bu fonu finanse etmek için işçilerin ücretlerinden her ay otomatik olarak prim kesiliyor. İşçiler, ücretleri henüz ceplerine girmeden primlerini fona yatırmış oluyorlar. Sıra işçilerin bu fondan yararlanmasına yani işsizlik ödeneği almasına geldiğinde ise, işler değişiveriyor. İşsizlik ödeneğinden yararlanmak için işsiz olmak yeterli olmalıyken, devlet bazı sınırlamalar getirerek bu durumu oldukça güçleştirmiştir. Gelinen noktada işsizlerin ancak ortalama yüzde 15’i gibi küçük bir kesimi ödenek alabilmektedir.
Kanuna göre işsizlik ödeneğinden yararlanma koşulları:
- İşçinin kendi kusuru dışında işsiz kalması gerekmektedir. Meselâ patron, iftira atarak işçiyi tazminatsız işten atmışsa, işçi dava açıp haksız yere işten çıkarıldığını kanıtlamadan işsizlik sigortasından yararlanmaz. Ayrıca kendisi işten ayrılan işçinin işsizlik maaşı almaya hak kazanamayacağı söylenir. Aslında burada önemli olan işçinin işten ayrılma sebebidir. Eğer işçi, İş Kanunu’nun 24’üncü maddesine göre haklı nedenle iş sözleşmesini feshederek işten ayrılmışsa, 30 gün içinde İŞKUR’a başvurarak işsizlik ödeneği talep edebilir.
- İşçinin son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası priminin yatırılmış olması gerekmektedir. Türkiye’de işsizlik ödeneğini hak etme koşulları oldukça ağır olduğu gibi işsizlik ödeneğinden yararlanma süreleri de oldukça kısadır. Son üç yıl içinde 600 gün prim ödemiş olanlar 180 gün, 900 gün prim ödemiş olanlar 240 gün, 1080 gün prim ödemiş olanlar ise 300 gün süre ile işsizlik ödeneği alabilir. Fakat 300 gün yani 10 ay işsizlik ödeneği almak neredeyse imkânsızdır. Çünkü 3 yılın toplam prim gün sayısı zaten 1080 gündür. Çeşitli nedenlerle işçinin üç yıl içerisinde 1 gün bile sigorta priminin yatırılmaması, 10 aylık işsizlik ödenek hakkının kaybı anlamına geliyor.
- Son 120 günde aynı işyerinde hizmet akdine tabi olmak gerekmektedir. Burada önemli bir hususu hatırlatmakta fayda var. 2019 öncesi aranan koşullardan biri de iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten önceki son 120 gün içinde, işsizlik sigortası priminin kesintisiz yatmasıydı. Kısmi süreli/part-time çalışanlar ise borçlanma yaparak son 120 gündeki eksik primlerini tamamlayarak işsizlik ödeneğinden yararlanabiliyordu. Bu koşul değiştirildi. Son 120 günde primin kesintisiz yatmış olması şartı artık aranmıyor, işçinin bu süre zarfında aynı işyerinde çalışıyor olması yeterli sayılıyor.
- Hizmet akdinin feshinden itibaren 30 gün içerisinde İŞKUR’a başvurulması gerekmektedir. Eğer 30 gün içerisinde başvurulmazsa gecikme süresi kadar kesinti yapılır.
Tüm bu koşulları sağlayan bir işçinin ücreti ne kadar yüksek olursa olsun alabileceği en yüksek işsizlik ödeneği tutarı ise brüt asgari ücretin yüzde 80’i kadardır. Ayrıca işsizlik ödeneği ödenirken, geçen süre emeklilik yönünden hizmetten de sayılmamaktadır. İşsizler bu fondan gerektiği gibi ve yeterli ölçüde yararlanamazken, sermaye sahipleri işsizlik fonunu arpalık gibi kullanıyor. Patronlar, işsizler için kurulduğu söylenen bu fondan sadece 2018 yılında, işsizlerin iki katından daha fazla yararlandılar. Hükümet, sermaye sahiplerini “teşvik” ve “destek” adı altında bu fondan semirttikçe semirtiyor. Milyonlarca işsize hakkı olan ödeneği vermeyerek fonda biriktirilen 130 milyar lira patronların iştahını kabartmaya devam ediyor. Haklarımıza, bize ait olana sahip çıkmalıyız. İşsizlik Sigortası Fonunun amacı dışında kullanımını engellemek ve gerçek sahiplerinin, yani biz işçilerin bu fondan yararlanma koşullarını kolaylaştırmak için mücadele etmeliyiz.
Fazla Mesai Savaşları
Ey İnsanlar
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- İcra ve İflas Yasasındaki değişiklik ne anlama geliyor?
- Covid-19, Kısa Çalışma ve Ücretsiz İzin Gerçeği
- AKP’nin Torba Yasası: Patronlara Kıyak, İşçilere Saldırı
- Pandemi, Ücretsiz İzinler ve Hak Gaspları
- İş Güvenliği Yasasına 4. Kez Erteleme Ne Anlama Geliyor?
- Kronik Hastalığı Olan İşçilerin ve Hamile Kadınların Yasal Hakları
- Koronavirüs ve Yasal Haklarımız
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/2
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/1
- İşçilerin Sordukları/78
- Emeklilik Hakkımız İçin Topyekûn Mücadele Edelim!
- Yargıtay’ın Hamile İşçiler İçin Emsal Kararı
- İşçilerin Sordukları/75
- İşçilerin Sordukları/74
- İşçilerin Sordukları/73
- İşçilerin Sordukları/72
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...