Buradasınız
Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma

Covid-19 salgınının daha başında patronlar ve iktidar temsilcileri “artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” ve “yeni normal” söylemini dillerine doladılar. Aradan geçen bir yıllık süre zarfında yapılan “hukuksal” düzenleme ve fiili saldırılarla bu söylemle neyi kastettiklerini ortaya koydular. İşçiler ücretsiz izin, kısa çalışma, uzaktan çalışma dayatması, sendikal baskılar, Kod 29 ile işten atma gibi saldırılarla yüz yüze kaldılar.
Covid-19 salgınını her anlamda fırsata çeviren patronlar, uzaktan çalıştırmanın verimliliğini bu süreçte bir kez daha test etmiş oldular. Ve gördüler ki, işçileri evden çalıştırmak hem daha az maliyetli hem de daha verimli! Böylece dünyada olduğu gibi Türkiye’de de uzaktan çalıştırılan işçi sayısı pandemi sürecinde arttı, şimdi de kalıcı hale getiriliyor. Koç Holding yaklaşık 100 bin çalışanından 35 bin ofis çalışanını bundan sonra tamamen evden çalıştıracağını duyurdu. Sabancı Holding beyaz ve gri yaka çalışanların yüzde 75’inin tamamen ya da karma modelle uzaktan çalışmaya devam edeceğini açıkladı.
Sabancı Topluluğu İnsan Kaynakları Grup Başkanının “uzaktan çalışma başta olmak üzere, çalışma hayatında yapılacak bazı değişikliklerin, şirketlere finansal olarak avantaj yarattığı bir gerçek” sözlerinden de anlaşılıyor ki patronların keyfi yerinde. Yol, yemek, internet, elektrik, ısınma vb. pek çok masraftan kurtulan patronlar, uzaktan çalışmada mesai saati, hafta tatili gibi haklar yokmuş gibi işçilerden her an, her saat iş istiyorlar. İşçiler ise işsiz kalma kaygısıyla, kısmen de pandemi korkusuyla patronların bu hukuksuz uygulamalarına ses çıkaramıyorlar. Uzaktan çalışma, işçilerin çalışma koşullarını ağırlaştıran ve ücretleri düşüren bir yöntemdir. Üstelik de işçileri sosyal yaşamdan kopartan, diğer işçilerle bir araya gelmekten, dolayısıyla örgütlenme olanaklarından uzaklaştıran bir çalışma biçimi olması bakımından sorunludur. İşçi sınıfına bir saldırı ve işçileri yalnızlaştırma projesidir.
Uzaktan çalıştırmanın yasadaki yeri nedir?
4857 Sayılı İş Kanununda uzaktan çalıştırma ile ilgili bir yasal düzenleme yoktu. 2016 yılında İş Kanununun 14. maddesi yeniden düzenlenerek uzaktan çalıştırılan işçilerin esaslı neden olmadıkça emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamayacağını, işverenin iş sağlığı ve güvenliğinden sorumlu olduğunu belirten uzaktan çalıştırma ile ilgili hükümler eklendi. Ancak uzaktan çalıştırmanın şartlarına ilişkin detaylar Çalışma Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmeliğe havale edildi. Ne var ki Bakanlık ancak 5 yıl sonra bir yönetmelik çıkarabildi. 10 Martta Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliğe bakıldığında ise patronların bugüne kadarki rahat tutumlarından vazgeçmelerini gerektirecek bir düzenleme yapılmadığı görülüyor. Peki, Uzaktan Çalışma Yönetmeliği ne diyor?
Yönetmelik işçileri patronların insafına terk ediyor
16 maddeden oluşan yönetmelikte yer alan ve uzaktan çalışan işçiler için önemli olan bazı maddeler şöyle:
Madde 7: Uzaktan çalışanın mal ve hizmet üretimi için gerekli malzeme ve iş araçlarının iş sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamışsa işveren tarafından sağlanması esastır.
Madde 8: İşin yerine getirilmesinden kaynaklanan mal veya hizmet üretimiyle doğrudan ilgili zorunlu giderlerin tespit edilmesine ve karşılanmasına ilişkin hususlar iş sözleşmesinde belirtilir.
Madde 14: İş ilişkisi doğrudan uzaktan çalışma sözleşmesi ile kurulabilir veya hâlihazırda işyerinde çalışan işçinin iş sözleşmesi, işçinin ve işverenin anlaşması halinde, uzaktan çalışma sözleşmesine dönüştürülebilir (...) Uzaktan çalıştırmanın mevzuatta belirtilen zorlayıcı nedenlerle işyerinin tamamında veya bir bölümünde uygulanacak olması halinde uzaktan çalışmaya geçiş için işçinin talebi veya onayı aranmaz.
Görüldüğü gibi çıkarılan yönetmelik işçiyi korumak bir yana savunmasız bırakmaktadır. Sanki ortada eşit taraflar varmış gibi bütün hususlar işçiyle işveren arasında yapılacak iş sözleşmesine bırakılarak ya da “aksi kararlaştırılmamışsa” ibaresi eklenerek işçilerin aleyhine oluşacak durumlara kapı açılmıştır. Siyasi iktidar da pekâlâ bilmektedir ki işçilerin örgütsüz olduğu koşullarda güçlü olan taraf işverendir. Bu durumda taraflarca yapılacak iş sözleşmesinde belirleyici taraf işçi değil sömürücü patron olacaktır. Siyasi iktidar bir kez daha patronların yüzünü güldürürken işçileri daha da büyüyecek sorunlar ve artacak hak kayıplarıyla baş başa bırakmıştır.
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
Son Eklenenler
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...