Buradasınız
Kömür Tutuşunca

Bütün bu soruların yanıtını, yıllarca maden işçiliği yapmış ve göçük altından kurtulmuş, hastalanmış, sakatlanmış bir işçinin, yine kendi işçi kardeşlerine deneyim aktarmak maksadıyla yazdığı Kömür Tutuşunca adlı kitapta bulmak mümkün. Kitabın yazarı bir maden işçisi Erol Çatma… Çatma, Kömür Tutuşunca adlı kitabında 1965 yılında yaşanan madenci direnişini anlatırken, Türkiye’de madenlerin ve maden işçilerinin tarihinden bilgiler de veriyor. Türkiye’de maden işçiliği Osmanlı’da 1800’lü yılların başında başlayıp günümüze kadar uzanır. Alman, Fransız, İtalyan sermayesi ve el değiştirdikten sonra yerli sermaye muazzam kârlar elde ederken, işçilerin çalışma koşullarının korkunçluğundan yana bir şey değişmez. Zonguldak maden havzasında işçilik uzun bir süre zorunlu olmuştur. Özellikle 1940’larda yoğunlaşan maden işçiliği, köylerinden zorla kopartılıp çalıştırılan ve yaşları 17’yi geçen işçilerden oluşmaktaydı. İşçiler aşırı çalıştırılmaya zorlanırken, sağlık ve iş güvenliği göz ardı ediliyordu. İşçiler babadan oğula aynı “kaderi” yaşayacak, bütün bir havza ve kent, madenci işçilerin aileleri ile dolacak ve maden, onların hem geleceği hem de kâbusları ve ölümleri olacaktı.
Bugün olduğu gibi dün de havasızlık, sürekli solunan kömür tozu, sürekli gürültü, yüksek sıcaklık, yoğun nem işçilerin olağan çalışma koşullarıydı. Bu koşullar işçilerde sırt ve baş ağrıları, kas krampları, hazımsızlık, aşırı yorgunluk gibi fiziksel rahatsızlıklara neden oluyordu. Gerginlik, depresyon, dikkati toplayamama, öfke nöbetleri, sigara ve alkol bağımlılığı gibi problemlere yol açıyordu.
Bu kötü koşullarda çalışan işçiler, 1965 yılına gelindiğinde “artık yeter” demek gerektiğinde kararlıydılar. Bir taraftan güvencesiz ve katlanılmaz çalışma koşullarının devam etmesi, diğer taraftan da ücretlere zam yapılmaması ve işçilere verilmesi gereken liyakat priminin yönetici ve patron yanlısı mühendis ve vardiya amirlerine verilmesi, işçilerin tepesini attıran son nokta olmuştu. İşçiler havzadaki kimi bölgelerde ocaklara inmeyerek “GREV” kararı almışlardı. Ardı ardına Kilimli’de, Gelik’te, Karadon’da ve Kozlu’da işçiler aynı tavrı takınıp birlikte tepki gösterdiler. Devlet yetkilileri her zamanki gibi, işçilerin üzerine jandarmayı salmış ve iki işçi yaşamını yitirmişti. Satılmış Tepe ve Mehmet Çavdar adlı iki grevci maden işçisi jandarma kurşunuyla öldürülmüştü.
Tüm bu olanları devlet yetkilileri, işçilerin dışarıdan kışkırtıldığı yalanı ile meşrulaştırmaya çalıştılar. Zonguldak’a bir günde 10 bin asker dökülmüş, bakan apar topar Zonguldak havzasına gelmiş ve işçileri işe dönmeleri yönünde ikna etmeye çalışmıştı. İşçilerin örgütlü tepkilerinden korkuyorlardı.
Zonguldak 1965 grevi, birçok noktada bir dönüm noktasını oluşturur. İşçilerin birlik olup ocaklara inmeme kararları karşısında sendikal bürokrasi işçileri frenlemeye çalışmıştı. Grev sırasında sendika yöneticilerinin devletle girdikleri işbirlikçi tutum ve iki işçinin ölümüyle sonuçlanan saldırıya göz yummaları, sendikal ayrışmayı derinleştirdi. Başlayan mücadele işçilerin siyasete ilgisini artırmış ve Türkiye İşçi Partisi’ne üye işçilerin sayısında bir artış olmuştu.
Zonguldak’ta iki işçinin ölümü, tüm Türkiye işçi sınıfını etkileyecek gelişmelerin yolunu açtı. Türk-İş’in ve onun tepesine çöreklenmiş bürokratların işçi mücadelesinin neresinde yer aldığı işçilerce sorgulanmaya başlandı. Devam eden senelerde işçi hareketi yükselecek, mücadele sanayi kentlerine yayılacak ve 15-16 Haziran 1970’de büyük işçi direnişi yaşanacaktı.
Aslında maden ocaklarında geçmişten bugüne pek bir şey değişmiş değil. İşçiler ağır çalışma koşullarında, güvenlik önlemleri olmadan, uzun saatler yerin yüzlerce metre derinliklerinde kazma sallamaya devam ediyorlar. Her grizu patlamasında onlarca işçi yaşamını yitirmekte, işçilerin aileleri perişan olmakta ve acılara boğulmaktalar. Bu olanlar bir “kader” değil. İşçilere reva görülen çalışma koşullarını değiştirecek olan işçilerin örgütlü mücadelesidir. 1965’te Zonguldak’ı “grev” sesleriyle inleten madenciler, 1991’de aileleriyle birlikte 80 bin kişiyle Ankara’ya yürüyüşe geçmiş ve egemenlerin yüreğine korku salmışlardır. Ağır çalışma koşullarını ve ölümleri durdurmanın yolu, madencilerin şanlı geçmişindeki mücadeleleri yeniden örgütlemekten geçmektedir.
Doğru Bellediğimiz Yanlışlar!
- İşçi Sınıfının ve Ezilenlerin Gerçek Sanatçıları Mücadelemizde Yaşıyor
- Büyük İnsanlığın Safında Bir Kalem: Sabahattin Ali
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Jack London: İşçi Sınıfının Kalbinden Bir Yazar
- Sömürü Düzenine Paydos Örgütlü İşçilerle Gelecek
- Karıncalar ve Filin Hikâyesi
- Uyandıran Masalcı Samed Behrengi’nin Ekini
- “Mübadele Öyküleri” İzmir’den Anlatıyor…
- Ana Romanı ve Bugüne Yansıyanlar
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- Erzurumlu Emrah’ın Hikâyesi, Bizim Hikâyemiz
- Savaşın Gerçek Yüzünü Anlatan İki Kitap
- Sarı Mehmet Olmak!
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Şikago Mezbahaları ve Kapitalizm
- Cefakâr Galip Ustalar ve İnsanlığın Özgürlük Bahçesi
- “Ölümün Ağzı”
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Büyük Biraderler İş Başında!
- Rıfat Ilgaz: Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol!
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
Son Eklenenler
- 14 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan yasa değişikliğiyle turizm sektöründe çalışan işçilerin hafta tatili hakkı fiilen gasp edildi.
- Ne acıdır, barış sözcüğü ağzımızdan çıkar çıkmaz yüreğimizde savaşın gölgesi belirir. Gözlerimiz dolar, sesimiz titrer, mahzunlaşırız çocuklar gibi. Oysa ne güzeldir kim bilir ağzımızdan taşan gülücüklerle, yüreğimizden kopan kardeşlik türküleriyle...
- Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- Zeytinliklerin, ormanların, tarım arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacak olan ve kamuoyunda “süper talan yasası” olarak adlandırılan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel...
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi (İzBB) şirketleri İZDOĞA, İZBETON, İZULAŞ ve 185 İZSU çağrı merkezinde işten atılan 368 Belediye-İş Sendikası üyesi işçi, işlerine geri alınma talebiyle mücadele ediyor. İşten atılan işçiler arasında 1,5 senelik genç...
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...