Buradasınız
Metal İşçisi Boyun Eğmiyor, Eğmeyecek!

Birlik ol ve kendi gücüne güven!
Onlarca otomotiv ve metal fabrikasında üretimden gelen güçlerini kullanarak Türk Metal’den istifa eden ve MESS dayatmalarına karşı taleplerini yükselten işçilerin mücadelesi devam ediyor. Bitti denilen yerde mücadele yeniden canlanıyor, söndü denilen yangın yeniden alevleniyor. Çünkü işçiler, on yıllardır kendilerini satan gangster Türk Metal çetesine ve azılı işçi düşmanı MESS’in dayatmalarına çok öfkeliler. Yılların öfke birikimi açığa çıkıyor.
Bu süreçte pek çok işyeri Türk Metal’den tamamen temizlendi. Bursa’da metaldeki fırtınanın fitilini ilk ateşleyen Renault işçileri, tüm metal işçilerine cesaret verdiler. Arkadaşları işten atıldığında ve talepleri karşılanmadığında üretimi durdurdular, böylece diğer işçilere de örnek oldular. Haksızlıklara karşı hep birlikte mücadele etmenin ve bu mücadele sayesinde oluşan birliği korumanın yolunu gösterdiler. “Birlik ol ve kendi gücüne güven” dediler. Bir diğer güzel örnek Polatlı’da yaşandı. ORS işçileri, hem Türk Metal’den kurtuldular hem de atılan işçi arkadaşlarına sahip çıktılar. 1600 işçi tek yürek, tek yumruk oldu ve işçiyi pervasızca sömürmek isteyen patrona, işbirlikçi çeteye verilmesi gereken cevabı verdi. Gebze’de ise metal işçilerinin mücadele bayrağını ilk olarak ZF Sachs işçileri dalgalandırdı. Eylemlerinin her anında birliklerini ve kararlılıklarını tereddütsüz yansıtan ZF Sachs işçileri, patronların oyunlarını boşa çıkardılar. ZF Sachs yönetimi işçilerin gücünü defalarca sınadı ve defalarca aynı yanıtı aldı. Bu örnekler de gösteriyor ki, işçiler mücadele için hazırlık yaptıklarında ve birlik olduklarında kazanırlar. Sözünü ettiğimiz fabrikaların ortak özelliği işçilerin kararsızlığa, dağınıklığa geçit vermemeleridir. Her durumda birbirlerine sahip çıkmaları, tek vücut gibi davranmalarıdır.
Buz kırıldı, yol açıldı!
Patronlar sınıfı, 35 yıl önce işçilerin birliğini ezmek, örgütlerini dağıtmak için 12 Eylül darbesini tezgâhladı. Sadece onların sermayesini büyütmek için çalışacak, her şeye boyun eğecek işçiler istiyorlardı. Türk Metal onların sağ kolu olacak, sanayinin lokomotifi olan metal sektöründe işçilere göz açtırmayacaktı. Bu planlar tıkır tıkır işledi. İşçiler makinenin bir parçası yerine konuldu. İnsan olduklarını unutmaları istendi. Geçmişte elde ettikleri kazanımlar da tıpkı hafızaları gibi silindi. İşçiler geçmişin tüm deneyimlerini unuttular. Bugüne göre çok daha gelişkin olan ekonomik ve sosyal haklarını, mücadeleci sendikalarıyla birlikte elde ettikleri demokratik haklarını kaybettiler. İşçiler için büyük kayıplar, yıkımlar getiren bu karanlık yıllar, patronlara daha fazla kâr ve daha büyük servetler kazandırdı. On yıllardır iyice pervasızlaşan patronlar, metal işçilerinin eylemleriyle neye uğradıklarını şaşırdılar.
İşte metal işçilerinin eylemlerinin büyük önemi buradadır. İşçiler uzun yıllardır ilk defa böyle bir mücadele deneyimi yaşıyorlar. Üretimden gelen güçlerini kullanarak biat ve körü körüne sadakat bekleyen patronlardan hesap soruyorlar. Sömürü düzeninin sahiplerine “yeter artık” diyorlar. Satılmış Türk Metal yüzünden metal işçilerinin kaderi patronların iki dudağı arasındayken şimdi durum bambaşka. Metal işçilerinin elleri MESS’in ve Türk Metal çetesinin yakasında. On binlerce işçi elini taşın altına birlikte soktu ve patron sopası Türk Metal’i işçi sınıfının başından def etme kavgasına girişti.
Metal işçisinin kanını emen MESS işçilere para dağıtmaya girişti. İşçi gardiyanı Türk Metal ise artık daha demokratik olacağına dair yemin billâh etmeye başladı. Para dağıtmaya, işçilere kendi temsilcilerini seçme hakkı tanımaya hazır olduğunu ilan etti. İşte bu tablo, moral bozmaya, yılgınlığa kapılmaya gerek olmadığını açıkça gösteriyor. Tek tek işyerlerinde ne yaşanmış olursa olsun işçiler bu mücadelede yenilen tarafta değiller.
Metal işçilerinin ve onları takip eden diğer sektörlerden işçilerin hayatlarında yeni bir sayfa açılıyor. İşçiler hem hak elde etmenin yollarını öğreniyorlar hem de haksızlıklara karşı birlikte baş kaldırmanın onurunu yaşıyorlar. Bir sınıfın parçası olduklarını, tek başına kurtuluşun olmadığını anlamaya başlıyorlar. Bu nedenle patronların saldırıları da, bu saldırılar karşısında geçici geri çekilmeler de işçilerin moralini bozmamalıdır. Asıl kazanım, bu mücadeleler sayesinde işçilerin geçmişin mücadele deneyimlerini öğrenmesi, patronların nasıl bir sınıf olduğunu görmesi, medyanın ve polisin patronlara nasıl hizmet ettiğini kavramasıdır. Kendi güçlerinin farkına varan işçiler, kimin dost kimin düşman olduğunu gördüler.
Ders çıkar, güçlenerek ilerle!
Metal işçilerinin mücadelesi daha şimdiden kazanımlarla doludur ve dalga yeniden yükselecektir. İşçiler daha yolun başında olduklarını biliyorlar. Şimdi bu mücadele içinde yaptıkları hatalardan dersler çıkarmaya girişiyorlar. Dostun ve düşmanın kim olduğunu öğreniyorlar. Kimlerin kendilerini desteklediğini, kimlerin zihinlerini önyargılarla doldurduğunu görmeye başlıyorlar.
Türk Traktör fabrikasında patron, işçilere taleplerini karşılayacağı sözü verdiği halde öncü işçileri işten çıkardı. Bu durum diğer fabrikalardaki işçilerin deneyimi haline geldi. Patronların verdiği hiçbir söze güven olmayacağını anlayan işçiler, patronları protokol imzalamaya zorladılar. TOFAŞ işçileri, eylemlerini ve seslerini duyurmayan medyanın gerçekte patronlar sınıfına hizmet ettiğini kendi deneyimleriyle gördüler. Medyayı protesto ve teşhir ettiler. Arçelik LG işçileri, haksızlığa uğradıkları halde, sendikal özgürlükler yasalarca tanındığı halde polis zoruyla fabrika dışına çıkarıldılar. Polisin gerçekte kime hizmet ettiğini görmüş oldular.
Metal işçileri, ne kadar birlik olurlarsa o kadar güçlü olacaklarını, ne kadar dağınık olurlarsa o kadar büyük bedeller ödeyeceklerini anlamaya başlıyorlar. İşte tüm bunlar, çıkarılması gereken temel derslere ışık tutuyor. Metal işçileri moral bozmak, yılgınlığa kapılmak yerine bu derslere odaklanmalılar. Bunu yaptıkları ölçüde gelecek fırtınanın daha büyük olacağı ve bu fırtınanın patronlar sınıfını daha şiddetle sarsacağı açıktır.
Stajyer Öğrenci Sömürüsüne Son!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Metal İşçileri Yasak Tanımıyor, Grev Coşkusu Sürüyor
- Metal İşçileri Sefalet Ücretine ve Sendikal Baskılara Karşı Mücadele Ediyor
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi İmzalandı
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Birleşik Metal-İş’ten Grev Kararı: Metal İşçileri Greve Hazır!
- Metal İşçilerinin MESS’i Protesto Eylemleri Sürüyor
- Ay Sonunu Bırak, Ortasını Getiremiyoruz!
- Metal İşçileri Greve Hazırlanıyor
- Metal İşçileri Çorlu’da Haykırdı: Greve Hazırız!
- Metal İşçilerinin Eylemleri Devam Ediyor
- Metal İşçisiyiz, MESS’in Dayatmalarına Boyun Eğmiyoruz!
- MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi Kimleri İlgilendirir?
- Hak Gasplarına Karşı İşçi Mücadeleleri
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /2
- MESS Sözleşmesi ve Emekçi Kadınlar: Ne Düşünüyoruz? Nasıl Düşünmeliyiz? /1
- Seyahat, Hayat Pahalılığı ve MESS Sözleşmeleri!
- 1977 MESS Grevine Güç Katan Emekçi Kadınlar
- Birleşik Metal-İş: Metal İşçileri Mücadele Ateşini Yaktı!
- MESS’e Karşı Birliğimizi Güçlendirelim!
- MESS Dayatmalarına Birlikte Karşı Duralım!
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...