Buradasınız
Umut Yolculuğu
Merter’den bir işçi

Merhaba işçi kardeşlerim. Göçmen işçilerin yaşadıkları topraklardan uzak diyarlara giderken karşı karşıya kaldıkları zorlukları hepimiz biliyoruz. Denizlerde boğulanların, göç yollarında açlık, susuzluk çekenlerin yaşamlarının ne denli kahırlı olduğunu tahayyül edebiliriz. Uzak diyarlara doğru yola çıkıp yaşadığım kente gelen işçilere neler yaşadıklarını sordum. Bir grup göçmen işçi ile yaptığım sohbet sadece “buraya neden ve nasıl geldiniz?” sorusu üzerineydi. Bu soruya verdikleri cevapları onların ağzından aktararak siz işçi kardeşlerimle de paylaşmak istedim.
“Bizler çeşitli sorunlar, özellikle de ekonomik zorluklar nedeniyle yaşadığımız toprakları terk etmiş göçmen işçileriz. Zor şartlarda, büyük umutlarla hatta ölümü bile göze alarak düştük yollara. Kimimiz kadın, kimimiz erkek hatta daha ergenlik çağına girmemiş çocuklarız biz. Birçoğumuz hayallerine kavuşamadan göç yollarında ölüp gitti. Bizler geldiğimiz topraklarda yaşayıp da yaşadığı belli olmayan kayıt dışı işçiler ve insanlarız.”
“Daha iyi şartlarda yaşayabilmek için ailelerimizi arkamızda bırakarak düştük yollara. Günlerce yol yürüdük. Yeri geldi, aç yattık. Bazen hastalandık, bazen soğuktan donduk. Yaz sıcağında susuz kaldık günlerce. En acısı da ölen arkadaşlarımıza ve kardeşlerimize sahip çıkamadık. Bir mezarları bile yok. Ölmeden gelebilenlerimiz en şanslılarımız. Kimimiz fabrikada, kimimiz atölyelerde, inşaatlarda, hizmet sektöründe çalışıyoruz. Biz göçmen olduğumuz için, uzun saatlerce en düşük ücretlere çalışıyoruz. Hiçbir sosyal güvencemiz yok. Çalıştığımız işyerlerinin bütün pis işlerini bize yaptırırlar, üç kuruşa. Kimi zaman bazılarımız çalıştığı işyerinden parasını bile alamaz. Kime şikâyet edelim, kime gidelim? Yaşadığımız evler ne güneş görür ne de gökyüzü. Hep rutubetlidir ve oldukça pahalıdır, ne de olsa göçmeniz ya. Üç kuruşa çalışmak zorunda kaldığımız için ev kiraları ucuz olsun diye kimimiz on kişi, kimimiz yirmi kişi üst üste kalıyoruz. Hor görülüyoruz ama insan hor görülmeye de alışıyor zamanla. Bazen bilmediğimiz lakaplar takıp öyle çağırırlar bizi. Patronlardan yediğimiz küfürleri saymıyorum bile. Hepimizin büyük hayalleri vardı göç yollarında. Çalışıp çok para kazanmak isteyen mi dersin, evlenmek isteyen mi? Hatta vatandaşlık alacak, ailelerimizi bile getirecektik. Şimdi karın tokluğuna yaşamaya çalışıyoruz. Biz pandemi sürecinde kayıt dışı olduğumuz için hiç para almadan yarı aç yarı tok hayatta kalmaya çalıştık. Kendi kaderimize terk edildik ve terk edilmeye de devam ediyoruz.”
Göçmen işçi kardeşlerimin anlattığı sorunlar hepimizin sorunudur. Daha iyi bir yaşam için katlanmak zorunda kaldıkları bu çileli hayatlar bizim hayatlarımızdır. Biz işçi sınıfı olarak patronlar sınıfının bu lanet sömürü düzenine karşı birlikte mücadele etmeden yaşadığımız sorunlar daha da artacak. Umut yolculuğuna çıkan işçi kardeşlerimizin yaşadıklarını belki bir şiir daha iyi anlatır.
Uzaklaşır küçük tekneler
Gecenin sessizliklerinde
Haiti kıyılarından
Umutlarla…
Parlar gözleri
Haitili kardeşlerin
Parlar kocaman
Açlıkla…
Umutla bakar gözleri
Dalgaların ardında
Düşlerle dolu
Amerika kıyılarına…
(Elif Çağlı)
Çocuk Olamayan Çocuklar
- Türkiye’deki Suriyeliler ve Almanya’daki Türkiyeliler
- Göçmen Düşmanlığı Kimin İşine Geliyor?
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Hiçbirimiz Yerli Değiliz, Hepimiz Göçmeniz...
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Hem Yurtdışına Gitmek İste Hem de Göçmenlere Demediğini Bırakma!
- Genç Bir Göçmen, Eziklik Duygusu ve Yitirilen Vicdanlar!
- Göçmen Kıyımı Bu Kez de Teksas’ta Yaşandı
- Kapitalizmde Güvenli Liman Yoktur!
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- İki Yıl Önce Bugün ve Kapitalizmin Fotoğrafı
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Umut Yolculuğu
- Hindistanlı Göçmen İşçilerin Eve Dönüş Mücadelesi
- Yunanistan’da ve Almanya’da Mültecilerle Dayanışma Eylemleri
- Bu Sistem Acı Üretiyor!
- Önyargı ve Suriyeliler Meselesi
- Fakir Baykurt’un Gece Vardiyası; Türk, Alman ve Suriyeli İşçiler
- “Suriyeliler Kendi Ellerinin Ekmeğini Yiyor”
- “Mülteci Düşmanlığı Yapan Tezgâhıma Gelmesin”
- “Bizi Soyanlar Göçmen ve Yoksul Değil, Buralı ve Zengin”
- Göçmen Düşmanlığı Kimin İşine Geliyor?
- Emekçilerin Mülteci Düşmanlığından Çıkarı Yoktur!
- “İstanbul’da Herkes Yabancı”
- İnsanlık Aya’nın Gözlerinde Saklı
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Dümen Yelpazesinde Yaşam Savaşı
- Bu Düzen Çocuklarımıza Bir Oyuncak Bile Veremez
- Bursa’da Göçmen Faciasının Hatırlattığı Acı Gerçekler
- Ortak Duygular Yapay Duvarları Yıkar
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Göç Sorunu: Hangi Yola Girmeli, Kime Karşı Durmalı?
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Kimin Yanındayız, Kime Karşı Duracağız?
- Adu: Bir Çocuk ve Mültecilik
- Mülteci İşçilerle Biz Bir Sınıfız
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Sınıf Kardeşliğini Yükseltelim
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...