Buradasınız
Örgütlenirsek Başarabiliriz!

UİD-DER’in “Artık Yeter! Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı” başlıklı mücadele kampanyası büyüyerek devam ediyor. Her sektörden işçiler, emekçi kadınlar, emekçi gençler bu kampanyayı ve haklı taleplerini destekliyor. Fakat bazı işçi kardeşlerimiz bu taleplerin hayata geçirilmesinin imkânsız olduğunu düşünüyorlar. “Bunların olmasını ben de isterim ama nasıl olacak ki? Keşke olsa ama imkânsız” diyorlar. Örgütsüz ve işçi sınıfının tarihinden bihaber olan işçilerin böyle düşünmesinde şaşılacak bir yan yoktur. Tek başına kalan ve tek başına düşünen işçiler, birleştiklerinde değişim yaratabileceklerini bilmezler; bir kurtarıcının gelip onları kurtarmasını beklerler. Mesela kampanya taleplerinin gerçekleştirilebileceğine inanmayan örgütsüz (yani tek başına) işçiler, sadece sandığa gidip oy kullanarak sorunlarının derhal çözüleceğine inanıyorlar. Oysa asıl gerçekleşmeyecek ve imkânsız olan budur. Çünkü bu ikinci seçenek öylece oturup beklemeyi öneriyor. Biz ise oturup bekleyerek hak elde edemeyiz diyoruz. Nitekim tarihe baktığımızda görürüz ki aslında gerçekte hiçbir hak mücadele etmeden, örgütlenmeden, siyaset yapmadan elde edilmemiştir. “Hak verilmez, alınır” sözü tam da bu gerçeği anlatır.
Hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünenler tarihin her döneminde olmuştur ve hatta belirli bir eşiğe kadar her zaman toplumun çoğunluğunu oluşturmuştur. Ama diğer taraftan toplumdaki değişim dinamiklerini kavrayan, “ne yapalım kaderimizde var” diyerek öylece oturup beklemeyen, değiştirmek üzere mücadeleyi seçenler de olmuştur.İşte tarihin akışının değişmesine ve büyük toplumsal değişimlere öncülük eden bu insanlardır. Yıllar boyunca imkânsız görünen siyasal, demokratik ve ekonomik hakların kazanılması onların öncülüğünde gelişen mücadeleler sayesinde olmuştur. Sendika hakkı, grev hakkı, iş saatlerinin kısaltılması, iş güvenliği önlemlerinin alınması, sosyal güvenlik hakkı, sağlık ve eğitim hakkı, ücretlerin yükseltilmesi, oy kullanma hakkı… 1800’lerin başında işçiler bu ve benzeri hakların hiçbirine sahip değillerdi. Mesela bir iş cinayeti olduğunda ya da işçi sakatlandığında patron hesap vermezdi. Değil işçiye tazminat ödemek hastane masraflarını dahi karşılamazdı. Doğum yapan kadın bir-iki gün içinde işe geri dönerdi. 4-5 yaşındaki çocuklar bile yığınlar halinde çalıştırılırdı. Tüm bunlar işçilerin kararlı mücadelesiyle, örgütlenerek sendikalarını ve partilerini kurmasıyla değişti.
Örneğin Almanya’da sosyalist örgütlenmelerini kuran, sendikalarında örgütlenen işçiler mücadele ettiler ve 1889’da tarihte ilk kez sosyal güvenlik sisteminin ve emeklilik sigortasının hayata geçirilmesini sağladılar. İngiltere’de sendikalar yaşlılık sigortası için uzun yıllar kararlı bir mücadele yürüttüler ve 1908’de bu hakkı elde ettiler. Rusya’da 1912’de işçi sınıfının öncü partisi, işsizlik, kaza, ölüm, sakatlık ve emekliliği içeren kapsamlı bir sigorta talebi için işçileri mücadele etmeye çağırdı. Çarlık rejimi bu talebi görmezden geldi. İşçiler 1917’de devrim yaparak Çarlığı devirdiler ve kendi iktidarlarını kurarak kapsamlı sigorta uygulamasını hayata geçirdiler. Sendika hakkından iş saatlerinin düzenlenmesine, kreş hakkından ortak yemekhanelerin kurulmasına pek çok hakkı yasalaştırdılar.
Rusya’daki işçi devriminin etkileri dalga dalga tüm dünyaya yayıldı, dünyanın her yerindeki işçilerin mücadelesini ve kazanımlarını belirledi. Başta Avrupa olmak üzere pek çok ülkede işçiler Rusya’daki devrimden aldıkları güçle örgütlenmelerini ve mücadelelerini büyüttüler. Kapitalist sömürü düzenini yıkmak için kendi siyasi partilerinde örgütlendiler. Tüm ülkelerde patronlar sınıfını devrim korkusu sardı. Araya giren İkinci Dünya Savaşı bile işçilerin mücadelesini bastırmaya yetmedi. Savaş sona erdikten sonra Avrupalı emperyalistler işçilerin ayağa kalkmasından, işçi devrimlerinin gerçekleşmesinden öyle korktular ki işçilerin taleplerini görmezden gelemediler; işçileri yatıştırmak için haklarını tanımak, genişletmek zorunda kaldılar. Böylece iş saatleri düşürülürken ücretler yükseltildi. İzin süreleri uzatıldı, iş güvenliği önlemleri, emeklilik hakkı ve ücretsiz sağlık olanakları tam olarak hayata geçirildi. İşsizlik fonu, kira yardımı ve konutların kirasının düşük tutulması gibi haklar da tanındı ve hayata geçirildi.
Bugün ise dünyanın her yerinde egemenler kazanılmış haklarımıza saldırıyorlar. Ücretlerimiz eriyor, çalışma ve yaşam koşullarımız ağırlaşıyor. Çünkü işçi sınıfının bir zamanlar sahip olduğu güçlü örgütlülük zayıflamış durumda. Kendi ülkemize bakarsak, yeterince birlik ve dayanışma içinde değiliz, kendi siyasetimizi yapamıyoruz. Ama işte tarihimiz bize haklarımızı korumanın ve yeni kazanımlar elde etmenin tek yolunun örgütlenerek güçlenmek ve mücadele etmek olduğunu gösteriyor. Öyleyse “bir şey olmaz” sayıklamasını bir kenara bırakalım. Evet, önümüzde zorlu bir mücadele var ama dün başardık bugün de başarabiliriz!
- Bugün Herkes Dünyanın Döndüğünde Hemfikir Ama…
- Ücretler Artarsa Enflasyon Artar!
- Değişimi Asıl Yaratacak Olan Biziz!
- İşçi Dayanışması 178. Sayı Çıktı!
- Sözcüklerin Anlamı: Kimin Düşüncesi, Kimin Penceresi?
- Sınıflar, Siyaset ve Genel Oy Hakkı
- İşçi Anne Babalar Çocuklarını Nasıl Yetiştirmeli?
- Beklemek Fayda Etmez, Godot Gelmeyecek!
- Enflasyon, Asgari Ücret ve İktidarın “Baz Etkisi” Oyunu!
- Tek Tek İşçiler ve İşçi Sınıfı
- 2023’e Girerken İşçi Sınıfının İsyan Fırtınası Sürüyor
- 2023’e Girerken 2022’den Çıkan Dersler
- İşçi Sınıfı Kitlesel Grev ve İsyanlarla Kapitalizme Hayır Diyor!
- İşçi Dayanışması 177. Sayı Çıktı!
- Karasabandan Cep Telefonuna!
- Başarının Sırrı ve Sömürüsüz Topluma Giden Yol!
- Esirler Dünyası Uyanmalı!
- Nasıl Bir Kutuplaşma?
- Sonunda Dedikleri Oldu: İşte “Büyük Türkiye”!
- İşçi Sınıfının Çocukları ve Anaları: Dün Başardılar Bugün de Başarabilirler!
- Çocuklarımız İçin
- 3 İşçi Kadın, 3 Hayat, 3 Talep!
- Bu Düzen Değişmeli!
- Bir Yanımız Uzay Çağı Bir Yanımız Yoksulluk
- Emekçi Kadınlar: Mahalleyi UİD-DER’e, UİD-DER’i Mahallemize Taşıyoruz!
- Market Raflarından Sınıf Siyasetine
- Emekliyiz, Adana Arçelik İşçileriyle Dayanışma İçindeyiz
- Yüksek Kiralar, UİD-DER’in Kampanyası ve İşçi Dayanışması
- Çocuklar Bayılmasın Diye Kampanyamıza Sahip Çıkalım!
- UİD-DER’in Kampanyasının Eyüp’ten Yansımaları
- Yapılan Zamlar Geri Alınsın!
- Annelerimizin Ücretlerinin Yükseltilmesini, Çalışma Saatlerinin Kısaltılmasını İstiyoruz!
- Pazara mı Gitsek Ucuz Olur Markete mi?
- Israr Ettik ve Kazandık
- “Tost Günü” ya da “Birlik ve Mücadele Günü”
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Okul Öncesi Eğitimde Ücretsiz Yemek Hakkı Kazanıldı
- “Çocuklarımız da Değersiz Görülüyor”
- Ekonomik Kriz Sağlığımızı Bozuyor
- Hani Aileyi Koruyacaktınız? Yalanlarınız Dökülüyor!
Son Eklenenler
- 6 Şubatta gerçekleşen Maraş merkezli depremlerin ardından UİD-DER, uluslararası sendikalara ve dost emek örgütlerine Türkiye’deki durumu anlatarak dayanışma çağrısında bulunmuştu. Bu çağrıya yanıt veren Filipinler İşçi Partisi (Partido Manggagawa,...
- Bu ölümlerin nedenlerinin altında patronların kâr hırsı yatmaktadır. Gerekli basit önlemler bile alınmıyor, ekipmanlar temin edilmiyor, devlet tarafından denetimler yapılmıyor. Denetim yapılsa bile göstermelik yapılıyor, evrak üzerinde kalıyor. İş...
- İşçi ve emekçiler, bir kez daha göz göre göre gelen bir felaketin yol açtığı yıkımın acılarını yaşıyor. Türkiye 6 Şubat sabahına cumhuriyet tarihinin en büyük ikinci depremiyle uyandı. Sabaha karşı 04.17’de merkez üssü Maraş/Pazarcık olan 7,7...
- Ordu’da Çaybaşı Belediyesi işçileri TİS sürecinde anlaşma sağlanmayınca greve başladılar. İstanbul’da belediye şirket işçileri güvencesiz çalışmaya karşı basın açıklaması gerçekleştirdiler. Lastik-İş üyesi işçiler yüzde 25 ek zam talebiyle eylemler...
- Amasya’nın Taşova İlçesine bağlı Çambükü köyünde yapılmak istenen Organize Sanayi Bölgesine (OSB) karşı köylülerin açtığı dava kazanımla sonuçlandı. Çambükü köylüleri 1995 yılında iyi tarım projesi kapsamında dönemin kaymakamı tarafından kendilerine...
- İstanbul Esenyurt’ta bulunan As Plastik fabrikasında Petrol-İş üyesi işçilerin eylemleri devam ediyor. Ambalaj üretiminin yapıldığı fabrikada işçiler, 2022’nin Mayıs ayında sendikalaşmaya başladı. İşçilerin neredeyse tamamı kısa sürede Petrol-İş’e...
- Bir insanın rahat yaşaması için ne kadar para gerekli? Ne kadar paranız olursa daha iyi bir yaşam sürersiniz? Bunu bir düşünün ve kendinize cevaplar verin. Sakıp Sabancı’nın kızı Dilek Sabancı aynı soruya biraz detaylandırarak çeşitli cevaplar verdi...
- Rosa’nın yaşamına ve yüreğine 7 yıl süren bir yolculuk yapan Jülide Kural, yazdığı ve oynadığı “Ben Rosa Luxemburg” adlı tiyatro oyunuyla onu kadınlarla, gençlerle, işçilerle, öğrencilerle buluşturuyor. Bu oyunla, onu tanıyan ve mücadelesini...
- “Yoksulluk, bir annenin başını yastığa koyduğunda gündüz çocuğuna istediğini alamadığını düşünüp üzülmesidir.” Bu sözler iki çocuğu olan ve üçüncü çocuklarını bekleyen bir anneye ait. Bugün pek çok anne de yaşadığımız yoksulluğu çocuklarına...
- Kocaeli Başiskele’de bulunan Kartonsan fabrikasında işçiler, toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanması üzerine 22 Aralıkta greve çıktı. Selüloz-İş üyesi işçiler, ücretlerine gerçek enflasyon oranında zam yapılmasını, çalışma koşullarının...
- 29 Ocakta İran’ın Batı Azerbaycan eyaletine bağlı Hoy kentinde 5,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Kışın en soğuk günlerinde, gece 21.44’te meydana gelen depremde en az 3 kişi öldü, 122 kişi yaralandı, çok sayıda ev hasar gördü. Hoy halkı...
- Toplumda çoğunluğun doğru kabul ettiği fikirleri sorgulamak, yanlışları görmek, bunları dile getirmek kolay değildir. Kolay olan herkesin söylediğini söylemek, herkesin yaptığını yapmaktır; çünkü bu çaba sarf etmeyi gerektirmez ve “zararsızdır.”...
- 31 Ocak 2008’de İstanbul Davutpaşa’da kaçak bir maytap atölyesinde meydana gelen patlamada 20’si işçi 21 kişi ölmüş 100’den fazla kişi yaralanmıştı. Katliamın 15. yıl dönümünün Anayasa Mahkemesi kararıyla tekrar görülen davanın 2. duruşmasının...