Buradasınız
Başka Yol Yok!

Köklü toplumsal sorunlar yaşadığımız bir yılı daha geride bırakıyoruz. Kapitalist sömürü düzeni yaşlanmış ve çürümüş, sonuçta insanlığın başına bela olmuştur. Bu nedenle bugün zor, kahırlı ve kasvetli bir zamanın içinden geçiyoruz. İçinden geçtiğimiz dönemi anlamamak karanlıkta el yordamıyla ilerlemeye benzer. Bu yüzden, hayatın koşuşturmasını kenara bırakalım ve yeni yıla hazırlanırken bir an soluklanıp düşünelim. Nasıl bir dünyada yaşıyoruz, işçi sınıfının gençliği olarak nasıl bir bedel ödüyoruz? Hangi engellerle karşı karşıyayız, daha da önemlisi ne yapabiliriz?
Dünyadaki milyarder sayısı 2021 yılında rekor kırarken, milyarderlerin toplam serveti bir yıl öncesine göre yüzde 75 arttı; öte yandan işçi sınıfı daha da yoksullaştı. Bu durum tesadüf değil, kapitalizmin işleyişinin kaçınılmaz sonucudur. Dolayısıyla Türkiye’de de durum farklı değil; toplam servetin yüzde 67’si, en zengin yüzde 10’un elinde. Bir avuç sermaye sahibi semirtildikçe semirtilirken, işçi ve emekçiler derin bir sefalet batağına saplanıyor. Geçtiğimiz günlerde KYK burs ve kredi miktarı, yükselen protestoların ardından, alay edilircesine 850 lira olarak belirlendi. Sormak lazım, Türkiye’nin neresinde olursa olsun 850 lirayla bir genç geçinebilir mi?
Sorunlarımızın çözülmesini istiyorsak yaşadığımız dünyayı değiştirmekten, geleceğimize sahip çıkmaktan başka yolumuz yok. Kapitalist sömürü düzenine karşı mücadele saflarını doldurmak zorundayız. Zorlukların üstesinden gelmek ve birleşmekten başka seçeneğimiz yok! Dünya tutuşmuş bir çam ormanı gibi cayır cayır yanarken çağımızın sorunlarına duyarsız kalamayız; sorumluluk almalıyız!
Üstelik bugün yaklaşık 1 milyon üniversite öğrencisinin yalnızca 180 bini bu parayı burs olarak, yani karşılıksız alabilmektedir. KYK kredisi alan yüz binler, mezun olup iş aramaya başladıklarında ödeyecekleri borç dağına dair şimdiden kara kara düşünüyor: “20 bin lira kredi aldım, faiziyle birlikte 50 bin lira nasıl ödeyeceğim?” Faize savaş açtığını ilan edenlere KYK borçluları hatırlatıldığında, “bedavacı olmayın” yanıtı alınıyor. Sadece burs değil, gençliğin yaşadığı temel sorunların başında barınma sorunu geliyor. Devlet yurtlarının kapasitesi, öğrenci sayısıyla orantılı arttırılmayınca yurt başına düşen öğrenci sayısı 10 bini aştı. Böylece öğrenciler fahiş ev kiraları ve özel yurt ücretleriyle karşı karşıya kaldılar.
Öğrenci olmak dert, mezun olmak ayrı dert! Geniş tanımlı genç işsiz sayısı 4 milyona dayanmış durumda ve bu sayı, nüfus olarak Türkiye’nin 4. büyük ili büyüklüğünde. En az 2 yıllık üniversite mezunu işsiz sayısı 1 milyon. 1 milyon 257 bin üniversite mezunu ise iş bulma ümidini yitirip iş aramaktan “vazgeçtiği” gerekçesiyle işsiz sayılmıyor. Mezun olup iş bulabilenlerin önemli bir bölümü kendi alanında iş bulamazken, ekseriyetinin payına asgari ücret düşüyor. Sonrası güvencesizlik, tükenmişlik, stres…
Sadece geçim derdi veya işsizlik değil, çağımızın büyük sorunları var. Dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de totaliter bir rejim işbaşında. Özgürlükler kısıtlanıyor, haksızlıklara karşı duranların, gidişata tepki duyanların sesi boğuluyor. Üniversitelerde yapılan ekonomik kriz forumlarına dahi yasaklar konuluyor, saldırılar gerçekleştiriliyor. Barınamıyoruz diyen gençler gözaltına alınıyor. Peki sonuç? Bugün gençlerin yüzde 68,3’ü düşüncelerini özgürce ifade edemediğini söylüyor. Yüzde 70’i büyük oranda bu sebepten dolayı fırsat bulabilirse başka bir ülkede yaşamak istiyor.
Her türlü melanetin nedeni kapitalist sömürü düzenidir ve bu düzen yıkılmayı fazlasıyla hak ediyor. Savaşlar, ekolojik kriz, göçmen krizi ve daha nicesi… Çelişkiler, adaletsizlikler, haksızlık, sömürü, baskı… Kapitalizmin çürümüşlüğü genç kuşakları da derinden etkiliyor, yaşamlarımızı altüst ediyor. Nihayetinde işsiz, güvencesiz, toplumsal ilişkilerin yozlaşıp çürüdüğü bir yaşamdan başka bir şey sunmuyor bize kapitalizm. Nefes alamıyoruz. Gün gün, saat saat boğuluyoruz. Bu yüzden korkularımızı yenmeye, yan yana gelmeye ve kendi sınıfımızın, işçi sınıfının çıkarlarını düşünmeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Sorunlarımızın çözülmesini istiyorsak yaşadığımız dünyayı değiştirmekten, geleceğimize sahip çıkmaktan başka yolumuz yok. Kapitalist sömürü düzenine karşı mücadele saflarını doldurmak zorundayız. Zorlukların üstesinden gelmek ve birleşmekten başka seçeneğimiz yok! Dünya tutuşmuş bir çam ormanı gibi cayır cayır yanarken çağımızın sorunlarına duyarsız kalamayız; sorumluluk almalıyız!
Bugün Şili’den Fransa’ya, Sudan’dan ABD’ye dünyanın pek çok yerinde emekçi gençlik kapitalizmin yarattığı sorunlara karşı mücadele ediyor. Türkiye’de de emekçi gençlik daha fazla sorumluluk almalı; işsizlik, yoksulluk ve geleceksizliğe karşı yürütülen mücadelenin bir parçası olmalıdır. Gençliğimizi kapitalizmin bataklığında heba etmeyelim. Geleceğimizi çalanlardan, yaşamlarımızı karartanlardan hesabı birlikte soralım. Yeni yıl önümüze konulan bentleri aşıp geçtiğimiz bir yıl olsun!
Mücadele Etmek Gerek
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...