Buradasınız
“Burası Çok Önemli”: Aklımızla Dalga Geçiyorlar
Gebze’den bir grup işçi

Ekonomik krizin etkilerini biz işçi ve emekçiler her geçen gün daha fazla, daha katmerli bir biçimde hissediyoruz. Lira hızlı bir biçimde değer kaybediyor, dolar, euro ve altın ise hızla yükseliyor. Hal böyle olunca zaten var olan belirsizlik ortamı daha da belirsizleşiyor. “Ne olacak bu TL’nin hali?” diye soranların sayısı da artıyor. Geçtiğimiz günlerde Erdoğan, ekonominin çok iyi olduğunu vurgulamak için “ekonomimiz uçuyor” diyerek buzdolabı satışlarından örnek vermişti. Ardından Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da katıldığı bir programda doların yükselişi ile ilgili soruya verdiği cevaplarla hemen herkesi dumura uğratmıştı ve “vatandaşın doların yükselmesiyle ilgili bir derdi yok” demişti. Hatta programın ilerleyen bölümlerinde gençlere de “burası çokomelli” (çok önemli) diyerek bir mesaj vermişti. Bu sözlerden sonra da ağız dolusu gülüşüne tanıklık etmiştik Albayrak’ın. “Burası çokomelli” diye başladığı ve keyif içindeki açıklamalarından peki biz işçi ve emekçiler de aynı keyfi alıyor ve ağız dolusu gülebiliyor muyuz? Bu sorunun yanıtını otomotiv sektöründe çalışan bir grup işçinin mola saatinde yaptığı sohbetten de anlamak mümkün.
İki çocuk annesi olan Neslihan; “yani şaka gibi açıklamalar yapıyorlar. Yok, buzdolabı satışı artmış, yok dolarla mı maaş alıyormuşuz, hayretler içinde kalıyor insan. Her ay hesabımız eksiğe giriyor. Evde iki kişi çalışıyoruz. İki çocuk var, ev kira. Birimizin maaşı kiraya, faturalara gidiyor zaten. Sosyal hayat diye bir şeyimiz yok. Evden çıkmaya korkuyoruz. Çünkü dışarı çıkmak demek para harcamak demek. Sadece işten eve, evden işe gidip geliyoruz. Liranın değeri zaten yoktu, şimdi hiç kalmadı. “Dolarla mı maaş alıyorsunuz?” diyor Bakan. Valla keşke dolarla alsak maaşı. O zaman niye kara kara düşünelim ki? Bizim için daha iyi olurdu. Her şeye zam geliyor. Dolar yükseldiğinde bizim aldığımız her şeyin fiyatı da yükseliyor. Bunu ben biliyorum ama Bakan bilmiyor. Hayatımız dümdüz ilerliyor, iniş var ama çıkış yok” diyerek tepkisini dile getirdi.
Hemen yanında oturan Yusuf da söze girerek; “her sene asgari ücreti belirlerken bir sürü yaygara kopuyor. Zaten üç kuruş maaşımız var, şimdi o da dolar arttıkça iyice eridi gitti. Maaşımızdan altıncı aydan itibaren vergiler kesiliyor. Bir yandan maaşımız vergilerle kuşa dönüyor bir yandan aldığımız para eriyor. Sonra da “vatandaşın dolarla bir işi yok” diyorlar. Bizimle dalga geçiyorlar. Altın desek öyle. Akrabaların düğün davetiyeleri geliyor. Kara kara düşünüyoruz nasıl takı takacağız diye. Ekonomi uçuyor doğru ama baş aşağı uçuyor” dedi.
“Ülkenin dış borcunu neyle ödüyorlar, TL ile mi?” diyerek Muhammed söze girdi. “Ülkenin 431 milyar dolar dış borcu var. Bu parayı kim ödeyecek? Biz yani 80 milyon insan. “Dolar borcun mu var?” diyor ya Bakan, evet var. Hem de onların sayelerinde hepimizin var. Hem de 431 milyar dolar. Kış geldi. Yine doğalgaza zam gelmeye başlar. Ee, doğalgazı neyle alıyoruz? Dolarla. Dünyada en pahalı benzin kullanan ülkeyiz. Benzini neyle alıyoruz? Dolarla. Yani kısacası dolar yükseldi mi iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Kimse bizim aklımızla dalga geçmesin. Herkes çoluğunun çocuğunun ihtiyacını giderebilmek için kredi kartlarına yüklendikçe yükleniyor. Artık kartlar da şişti yer kalmadı.”
Pes Artık Be Kardeşim!
Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.