Buradasınız
İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!

İşçiler, emekçiler, kardeşler!
Türkiye tarihinin en önemli, en kritik dönemlerinden birinin içinde bulunuyoruz. Bir tarafta uzun yıllardır toplumun bağrında mayalanıp kendisini her alanda dışa vuran değişim arzusu, öte tarafta ise bu değişim arzusunu boğmaya çalışan baskıcı/köhne tek adam rejimi var. Türkiye işçi sınıfı bu rejim altında Cumhuriyet tarihinin en büyük yoksullaşmasını yaşadı, yaşıyor. Tüm iktidar yetkilerini tek kişide toplayanlar; hızlı bir yönetim kuracaklarını, ülke ekonomisini büyüteceklerini, Türkiye’nin büyüyüp gelişeceğini, halkın refaha ereceğini iddia ediyorlardı. Fakat iddia ettiklerinin tam tersi gerçekleşti. Ülke her alanda bir enkaza dönüştürüldü ve halk nefessiz bırakıldı.
Bir meşale yanar her 1 Mayısta... Karanlıklar yırtılır, sis perdesi dağılır. Dünya işçi sınıfı emeğin bayrağı altında toplanır o gün. 1886’dan 1977’ye, oradan günümüze taşıyoruz 1 Mayıs meşalesini… Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine #ArtıkYeter #Haydi1Mayısa #1Mayıs2023 https://t.co/dF0hLH2rZm
— UİD-DER (@uid_der) April 1, 2023
Ülke yıllardır tek adam rejimi altında, OHAL düzeninde yönetiliyor. Tüm demokratik haklar yok edilirken toplum baskı altına alındı. Özgürlük istemek, ülkedeki sorunları ve iktidarın politikalarını eleştirmek vatan hainliği olarak damgalandı. En küçük hak arama mücadelesi bile polis gücüyle ezildi. Hakları için greve çıkan, yürüyüş yapan işçilerin karşısına polis ordusu yığıldı, yığılmaya devam ediyor. Birçok sektör ve işyerinde grevler yasaklanarak patronlar karşısında işçilerin eli kolu bağlandı. Cumhuriyet tarihinde ilk kez sekiz yıl üst üste kişi başına gelir azalırken, Türkiye, dünyanın en büyük ekonomileri sıralamasında 16’dan 21’e geriledi. İşçi sınıfı ve toplumun emekçi kesimleri korkunç bir yoksullaşma yaşarken, aynı anda patronlar sınıfı kâr rekorları kırarak zenginleştiler. 13 kişinin toplam servetinin 44 milyon kişinin servetinden daha fazla olması, emekçilerin nasıl bir yoksulluk çukuruna itildiğini göstermiyor mu? Tek adam rejiminin kurulmasında bir dönemeç olan 2015’ten bu tarafa emeğin (ücretlerin) milli gelir içindeki payının 8-9 puan eriyerek yüzde 25’e düşmesi nasıl korkunç bir yoksullaşma yaşadığımızın resmi değil mi? Tablo son derece nettir: Sermaye sınıfının yanında duran ve ona hizmet eden bu rejim, işçi sınıfının karşısında yer almakta, sürekli olarak emeğin haklarına saldırmaktadır!
Kardeşler!
Elindeki medya gücünü ve devlet imkânlarını kullanan bu rejim, ne denli güçlü olduğunun propagandasını yapıyordu. Fakat 6 Şubat depremleriyle birlikte tüm toplum, bu rejimin nasıl tepeden tırnağa çürüdüğünü ve dağılma halinde olduğunu yaşayarak görmüş oldu. “Büyük ülke, güçlü lider” diye nutuk atanlar, üç gün boyunca deprem bölgesine bile ulaşamadılar! Tüm bilim insanları olası depreme ve yaratacağı yıkıma dikkat çekerken, bu rejim “çök-kapan-tutun” şovu yaparak önlem aldığını iddia ediyordu. Ülkeyi bir şirket gibi yönettiğini söyleyen bu rejimin zihin dünyasında toplum ve toplumsal çıkarlar diye bir şey yoktur. Ne pahasına olursa olsun iktidarda kalma ve devlet kaynaklarını yağmalama arzusunda olanlar, toplumu zerrece umursamazlar. Nitekim tek adam rejimi altında her türlü frenleyici mekanizma kalkmış, gelişmiş kadrolar tasfiye edilmiş, kamu hizmeti alabildiğine niteliksizleşmiş ve devlet kurumlarının içi boşaltılmıştır. Devlet kurumlarına doldurulan beceriksiz ve açgözlü kadrolar ise tümüyle zengin olmaya, yağmadan ve ranttan pay kapmaya odaklanmışlardır.
Depremin, tarihin en büyük felaketlerinden birine dönüşmesine neden olan bu iktidardır. “Asrın felaketi” ve “kader planı” söylemiyle topluma ödetilen ağır bedelin üzerinin örtülmesine izin verirsek, gelecekte daha büyük felaketlere kapı açarız. Emekçiler olarak şu soruları hepimizin sorması gerekiyor: Emekçilerin kader planında maden kazalarında, depremlerde, sellerde, iş kazalarında ölmek mi var? Devlet/kamu kaynakları halkın yararına kullanılsaydı, inşaat faaliyetine kolay yoldan zenginleşme gözüyle bakılmasaydı, yağma ve ranta öncelik verilmeseydi, çürük binalara imar afları getirilmeseydi, sağlam binalar inşa edilseydi deprem yine aynı ölçüde yıkım yaratır mıydı? İktidar yağmadan başını kaldırıp depreme hazırlansa, devletin tüm imkânlarını seferber edecek ve sivil toplum örgütlerini sürece dâhil edecek şekilde organizasyon yapsaydı bugün binlerce insanımız aramızda olmaz mıydı? Bu soruların cevabı bellidir: On binlerce insanımızın enkaz altında can vermesinin ve milyonların perişan olmasının sorumlusu açgözlü kapitalist tek adam rejimidir. Yıllardır gece gündüz herkesi “vatan haini” olmakla suçlayanlar, üzerinde yaşadığımız toprakları mahvetmiş, toplumu yıkıma sürüklemişlerdir! Türkiye toplumu ve işçi sınıfı bu kötülüğü asla ama asla unutmamalıdır!
Kardeşler!
Geçmişten günümüze, baskı ve sömürüye karşı gürül gürül akan bir özgürlük nehridir 1 Mayıs! Türkiye işçi sınıfı, yağmacı enkaz düzenine, kapitalist açgözlülüğe, depremi felakete dönüştüren asrın kötülüğüne HAYIR diyecek 1 Mayıs’ta!#1Mayıs #1Mayıs2023 #Haydi1Mayısa pic.twitter.com/1tVVVZ8rky
— UİD-DER (@uid_der) March 28, 2023
Türkiye toplumu karmaşık, sancılı ve çok katmanlı bir dönüşüm geçiriyor. Esasında 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’nin tek başına iktidar olacak çoğunluğu elde edememesi, bu değişim ve dönüşüm arzusunun bir sonucuydu. “Metal fırtına” eylemlerinin o yıl patlaması ve işçi sınıfı saflarında hak arama mücadelesinin kitlesel şekilde açığa çıkması da tesadüf değildi. Fakat ülkeyi uçuruma sürükleme pahasına iktidarda kalmak isteyen AKP, seçim sonuçlarını tanımadı ve kaos politikalarıyla toplumu korkutup sindirdi. Bu ortamda yenilenen 1 Kasım seçimlerini kazanan AKP/Erdoğan, halka büyük bedeller ödeten tek adam rejiminin kuruluş sürecini başlatmış oldu. Böylece baskıcı rejim altında toplumdaki değişim arzusu bastırıldı ama daha büyük bir değişim dalgasının temelleri atılarak!
Nemrutlaşan bir siyasi iktidar veya düzen, ne yaparsa yapsın sonsuza dek toplumdaki değişimin önünü kesemez. Yıllardır İşçi Dayanışması sayfalarında şu gerçeğe dikkat çekiyoruz: Nüfusun yüzde 90’ından fazlasının şehirlerde yaşadığı ve işçileştiği, kadınların hayatın her alanında öne çıktığı, milyonlarca işsizin önemli bir kısmını üniversite mezunlarının oluşturduğu, çağın ihtiyaçları çeşitlenip artarken yoksullaşmanın derinleştiği, milyonlarca gencin gelecekten endişe edip yurtdışına gitmek istediği bir durumu Türkiye toplumu ilk kez yaşıyor. Toplum değişip dönüşürken ve emekçiler daha iyi yaşam koşulları arzu ederken, tek adam rejimi halka içi boş efsaneler anlattı. Biriken sorunları çözmek için ne enerjisi ne de kabiliyeti olan bu rejim, toplumda ortak duygu birliği oluşmasın diye durmaksızın iç ve dış siyasal gerilimi körükledi. Toplumu inanç, kültür, etnik kimlikler temelinde bölüp parçalamak için hamleler yaptı. Ancak hedefine ulaşamadı ve gün geçtikçe rejim daha fazla zayıfladı, oy tabanı eridi.
Kardeşler!
Depremin büyük bir felakete dönüşmesine neden olan ve toplumdaki değişim arzusunu boğmak isteyen bu iktidara karşı ortak bir irade ve mücadele geliştirmek tüm emekçilerin görevidir. Deprem bir kez daha gösterdi ki güçlü bir toplum oluşturabilmek için sivil örgütlenmelerin artması, sendikaların, sosyalist işçi örgütlerinin ve partilerinin çok daha fazla güçlenmesi gerekiyor! Bu bakımdan, emekten, demokrasiden, kadın ve insan haklarından yana bir ittifakı temsil eden Emek ve Özgürlük İttifakı’nın varlığı son derece önemlidir. UİD-DER’in de destek verdiği bu ittifak, tek adam rejiminin son bulması, demokratik bir işleyişin hâkim olması ve birikmiş demokratik sorunların çözülmesi, işçi sınıfının çıkarlarının hâkim olması için mücadele ediyor. Erdoğan’da ifadesini bulan tek adam rejiminin değişmesi için oyumuzu kullanırken, aynı zamanda Emek ve Özgürlük İttifakı için, ittifakı temsil eden sosyalist, emekten ve demokrasiden yana adaylar için de oy kullanmamız gerekiyor!
Seçimlerin de bir mücadele konusu olduğunu asla unutmayalım! Hepimiz biliyoruz ki iktidar hâlâ zorbalıktan ve kaos politikalarından medet umuyor. Bu yüzden 14 Mayıstaki seçimlere giderken, topluma hâkim olan genel değişim duygusunu her alanda baskın ve kararlı bir şekilde ortaya koymak zorundayız. Bu rejimin kirli oyunlarını boşa çıkartacak ve yeni bir dönem açacak olan emekçilerin değişim arzusudur, iradesidir, mücadelesidir. Toplumun ezici çoğunluğunun bu iktidarı istemediğini 1 Mayıs meydanlarında güçlü bir şekilde ortaya koymalıyız! İşte bunun için, işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta, Türkiye’nin dört bir tarafında meydanları dolduralım ve değişim irademizi ortaya koyalım!
Kader Değil Felaket!
- Sömürü ve Zorbalığa Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- 6 Şubat Depremlerinin Birinci Yılı: Asrın Kötülüğünü Unutma, Unutturma!
- Gazze’de Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Filistin ve Ortadoğu’da Yangın Büyüyor
- Oylar Emek ve Özgürlük İttifakı Partilerine!
- Ülkeyi Enkaz Yığınına Çeviren Yağmacı Düzene Artık Yeter!
- İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Felaket Göz Göre Göre Geldi: Depremzedeler İçin Tüm Olanaklar Seferber Edilsin!
- Asgari Ücret Görüşmeleri Algı Oyunlarıyla Başladı
- UİD-DER Kadın Komitesi: Kadına Yönelik Şiddetin Kaynağı Kapitalizmdir!
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Şimdi Birlik ve Mücadele Zamanı!
- UİD-DER Kadın Komitesi: 1 Mayıs’ta Birlik, Dayanışma ve Coşkumuzla UİD-DER Kortejinde Buluşalım!
- Birlik ve Dayanışma İçinde 1 Mayıs’a!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Engeller Bizi Durduramaz, Rüzgârlar Savuramaz!
- UİD-DER Kortejinde 72’lik Bir Karslı: Memê!
- Kardeşim Muhsin!
- Sömürüsüz Bir Dünya İçin Mücadele Azmimizi Biledik!
- Hesap Günlerinin Gelmesi İçin…
- Gelenekten Geleceğe 1 Mayıs’taydık
- Emekçi Kadınlar, Kadın Düşmanlarına 14 Mayıs’ta HAYIR Diyecek!
- Sınıfımızın Safında Umudumuzu Büyütüyoruz
- 14 Mayıs’ta Asrın Kötülüğünün Hesabını Birlikte Soralım!
- Gün Gelir ve Yıkılır Mutlak Sanılan Düzen!
- İyi ki Oradaydık!
- Emekçi Kadınlar 1 Mayıs Coşkusunu Paylaşıyor
- Biz Çocukların da Değişmesini İstediği Şeyler Var!
- Samandağ’dan Mektup Var: Sevgili UİD-DER Ailesi!
- Yine UİD-DER’le Geldim, Yine Umutla Döndüm!
- 1 Mayıs 2023 Zorbalar Kalmaz Gider
- Dünya İşçi Sınıfı Farklı Dillerde Aynı Şeyi Haykırdı: Sömürüye Son!
- UİD-DER 1 Mayıs Meydanından Seslendi: “Yağmacı Enkaz Düzenine Son!”
- 1 Mayıs 2023: Türkiye’nin Dört Bir Yanından “Artık Yeter” Sesleri Yükseldi!
- İstanbul’da 1 Mayıs: Emekçiler Değişim İradesini Ortaya Koydu
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...