Buradasınız
Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele

Zamanın çarkları döner, takvim yaprakları birer birer savrulur, yaşananlar birer birer unutulur. Fakat bazı değerler, deneyimler vardır ki, kuşaklar değişse de yitip gitmez, çünkü onlara sahip çıkanlar, onları geleceğe taşıyanlar vardır. İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, işçi sınıfının mücadele deneyimlerini, geleneğini geçmişten bugüne, bugünden geleceğe taşımaya devam ediyor. 1960-1980 arasında işçilerin o coşkulu grevleri, görkemli mitingleri, fabrika işgallerini nasıl ortaya koyabildiğini unutturmuyor. Bu yükselişin arkasındaki öncülerin, işçi sınıfının örgütlerini dağıtmak için düzenlenen 12 Eylül darbesine, baskılara direnenlerin birikimini bugüne taşıyor…
Bundan 19 yıl önce, 2006’da, Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihine kazınan 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişinin 36. yıldönümünde kuruldu UİD-DER. O gün küçük birer çocuk olan hatta henüz dünyaya gözlerini açmamış olan gençler var bugün aramızda, UİD-DER saflarında. Biz gençler, köklü bir mücadele geleneğinin parçası olmanın gururunu yaşıyoruz hep birlikte. Bu gururun temelinde, bizden önce gelen işçilerin kararlılıkla sürdürdüğü mücadeleleri tanımaya, sahiplenmeye başlamış olmamız, bu geleneği geleceğe taşıyacağımızı bilmenin verdiği heyecan var. UİD-DER’in içinde büyüyen ya da hayatlarının bir noktasında yolu UİD-DER’le kesişen gençler olarak kimimiz daha çocukken duyduk “işçi sınıfı” kavramını, kimimizse ilk sloganını bir işçi direnişinde haykırdı. Kimimiz de ilk kez 1 Mayıs’ta örgütlü bir kortejde yürürken büyük bir onurla taşıdık, “Gençliğin Yolu İşçi Sınıfının Yoludur” pankartını.
Yaşananlar ancak bir aktarıcısı varsa geleceğe bir deneyim olarak taşınır. İşçi sınıfının tarihsel birikiminden beslenen köklü bir geleneğin temsilcisi olan UİD-DER, Türkiye işçi sınıfının mücadele geleneğini biz genç kuşaklara aktarmaya devam ediyor. UİD-DER’in sahip çıktığı ve tüm çalışmalarında yaşatmaya, büyüterek ileri taşımaya çalıştığı geleneği kavramaya başladık, büyük bir özveriyle bugünlere taşınan mücadele bayrağına el veriyoruz şimdi. Ve bayrak taşımanın sadece mitinglerde kortejimizi kızıla boyayan flamaları dalgalandırmaktan ibaret olmadığını görüyoruz. Bayrak taşımak demek işçi sınıfının mücadelesini ilerletmek için canla başla çalışmak demektir. Örülecek duvara tuğla koymak, harca kum olmak, ekilecek tohuma can suyu vermek, toprağı beslemek demektir. İşçi sınıfının çalışkan evlatları olarak bu onurlu kavgaya yeni soluklar eklemek demektir. Bayrağı taşımak, geçmişten geleceğe uzanan mücadele zincirinin bir halkası olmaktır. Kopmasın ve geleceğe sağlam bir şekilde taşınsın diye çaba göstermektir. İşte o zaman bu zincir her yaştan mücadeleci işçinin kolektif rengini, deneyimini, üretken emeğini katmasıyla daha da güçlenir. Böylece geçmiş, nostalji olmaktan çıkar, bugünü ve geleceği şekillendiren bir geleneğe dönüşür.
Bugün tanıklık ettiğimiz tam olarak budur: İşçi sınıfının mücadelesi geçmişte donup kalmış bir fotoğraf karesi değildir, olmayacaktır da. Kapitalist sömürü yeryüzünden silinmediği sürece, bu mücadele akan bir nehir canlılığıyla durmaksızın ilerleyecektir. Biz de dâhil olmak üzere her kuşak kendi elleriyle bu nehri besleyecek; onu bulandırmadan, kirletmeden ve önüne çıkan engelleri aşarak akışını sürdürecektir. UİD-DER’in 19. yılına girerken geleneğimizin gücü, gençliğin boy veren mücadele ruhu, geleceğe olan inancımızı büyütüyor. Genç eller olarak, deneyimlerle işlenmiş bu mücadele bayrağını taşımayı sürdürürken, yalnızca geçmişin derslerini değil, geleceğe karşı duyulan sorumluluğu da yüreğimizde taşıyoruz. Biliyoruz ki ne kadar zorlu olursa olsun hedeflere birlikte mücadeleyle varılır, dünya işçi sınıfının mücadele bayrağı birlikte taşınır.
“Hep bir ağızdan türkü söyleyip
hep beraber sulardan çekmek ağı,
demiri oya gibi işleyip hep beraber,
hep beraber sürebilmek toprağı,
ballı incirleri hep beraber yiyebilmek,
yârin yanağından gayrı her şeyde
her yerde
hep beraber!
diyebilmek için…”
Sınıfsız, sömürüsüz bir dünya hayalini gerçeğe dönüştürmek için, geleceği kendi ellerimizle kurmak için gençliğin yolu işçi sınıfının yoludur. O güzel gelecek, gençliğin sömürüye, adaletsizliğe isyanını, yeni bir dünya kurmak için heyecanını gelenekle birleştirecek örgütlü işçilerin ellerinde yükselecek…
- Filler, Karıncalar ve Kıssadan Hisse
- “Bu Sene Hiç Kiraz Yediniz mi?”
- Aşçı ya da Doktor… Çocuklarımız Ezilmekten Nasıl Kurtulur?
- Söyleyecek Sözümüz, Verecek Hesapları Olmalı
- Gazze ve İnsanlığın Onur Mücadelesi
- Bizi Güçlü Kılan Birlik ve Dayanışmadır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Brecht ve İşçiler İçin Sanat
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- Çatalca’ya Bir Ziyaretin Ardından
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- Komşunun Evi Yanarken…
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Kim Bu Herkes?
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
Son Eklenenler
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...