Buradasınız
Yapay Ayrımları Aşar, Tuzakları Bozarsak Güçleniriz!

Bir şiirinde şöyle diyor Nâzım Hikmet: “Bir öyle şaşılası dünya ki burası, bollukla ölüyor, kıtlıkla yaşıyor.” Bu senenin başında yayınlanan raporlara ve gazetelerde çıkan haberlere göre geçen yıl, dünyadaki en zengin 26 kişinin serveti, 3,8 milyar yoksulun toplam zenginliğine eşit hale geldi. Bir tarafta 26 kişi, öte tarafta neredeyse 4 milyar insan! Bu dünya gerçekten şaşılası bir dünya! Bolluğun, zenginliğin bir tarafta biriktiği, biriktikçe öte tarafta sefalet ve kıtlığı büyüttüğü bir dünya!
Üretim araçlarının kapitalistlerin özel mülkiyetinde olduğu, üretimin sadece ve sadece satmak ve kâr etmek için yapıldığı kapitalist bir dünyada yaşıyoruz. Kapitalistlerin kâr hırsı nedeniyle dışarıda hayat akıp giderken, işçiler tezgâh başlarında tükenircesine, köle gibi çalışıyor. Taşı sıksa un edecek yüz milyonlarca insan işsizlik cehennemine itiliyor. Çocuklar açken satılamayan tonlarca süt denizlere dökülüyor. Yaşamın güzelliği soldurulup ölüm kusan silahlar üretiliyor. Gölgesi satılamayan ağaç kesiliyor. İnsanlar sadece parasına göre itibar görüyor. İnsanın insanın kurdu haline getirildiği bu sömürü düzeninde ne mutluluğa, ne huzura, ne barışa, ne özgürlüğe yer olabilir!
Peki, yarattığı bu büyük çelişkileri, acıları düşündüğümüzde bir gün hatta bir dakika bile ayakta kalmayı hak etmeyen bu düzen varlığını nasıl sürdürebiliyor? Çünkü ne yazık ki bugün kapitalizmi yıkması gereken işçi sınıfı olarak bunu yapabileceğimizin, gücümüzün farkında bile değiliz. Kapitalistler zihnimizi, bilincimizi yalanlarıyla esir alarak birlik olmamıza engel oluyorlar. “Böl parçala yönet” taktiğini kullanarak sınıfımızın birliğini engellemeyi başarıyorlar.
Egemenler, her türlü yol ve yöntemle, daha evlerimizden başlayarak bölüyorlar bizi. Birbirimize düşürüyor, düşman ediyorlar. Bizi insan olmaktan evvel kadın ve erkek diye ayırıyor, sonra bir cinsi diğer cinse üstün ilan ediyorlar. Tüm toplumu bu bakış açısıyla, yani erkek-egemen zihniyetle şekillendiriyorlar.
Patronu tarafından ezilen, geçim derdi ile boğuşan erkek büyük bir tuzağa çekiliyor. Erkeğe “sen erkeksin, sen kadından üstünsün!” deniliyor, ona evinde küçük bir iktidar alanı yaratılıyor. Egemen sınıfların oyununa gelen erkek, emekçi kadına efendilik taslıyor, ona biçilen rolü sorgulayamıyor. Kendini ondan daha üstün gördüğü kadını eziyor, kadının söz hakkını elinden alıyor hatta şiddet uygulayacak kadar ileri gidebiliyor. Böylece emekçi kadın sadece patronlar sınıfının sömürüsüne değil egemen cinsin baskısına da maruz kalıyor. Çifte ezilmişliğinin acısıyla yaşayan emekçi kadın pasifleştiriliyor, geri bıraktırılıyor, toplumsal hayatın dışına itiliyor. Emeği değersiz sayılıyor. Her fırsatta kadına erkeğe itaat etmesi dayatılıyor. Emekçi kadının tüm bunları normal kabul etmesi, erkeği eşiti, sınıf kardeşi değil, efendisi ve bekçisi olarak görmesi isteniyor.
Kadın ve erkek arasındaki tüm ilişkiler eşitlik temelinde değil, erkeğin egemenliği temelinde kurulunca bu ilişki biçimi hayatın her alanına ve işyerlerine de taşınıyor. Kadın işçi ilk işten çıkarılan, daha düşük ücrete çalıştırılan, tacize, baskıya maruz kalan taraf oluyor. Bu durum, işyerlerinde kadın ve erkek işçilerin güçlerini birleştirmesinde bir engele dönüşebiliyor. El ele verip patronların düzenini alaşağı etmesi gereken işçiler, yapay ayrımlara takılıyorlar.
Kardeşler! İşçi sınıfının kadınları ve erkekleri olarak patronların tuzaklarından kurtulmadan, el ele vermeden, birlikte mücadele etmeden hiç birimize kurtuluş yok! Egemenlerin tuzaklarını, kadın işçiler mücadelede öne çıkarsa; erkek işçiler emekçi kadınları eşitleri ve mücadele yoldaşları olarak görürse parçalayabiliriz. Evlerimizde, işyerlerimizde, hayatın her alanında ve mücadelede kardeşçe el ele verdiğimizde güçleniriz. Patronlar sınıfının tuzaklarına inat İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta kadın ve erkek işçiler birlikte haykıralım: Yaşasın İşçilerin Uluslararası Mücadele Birliği!
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Umudumuzu ve Direncimizi Güçlendirelim, Mücadelemizi Büyütelim!
- Zeytinyağı, Margarin, Süt Tozu
- Toplumsal Sorunların Bireysel Çözümü Mümkün mü?
- Her Şeyi Paraya Bağlayanlar Kim?
- Devlet Bütçesi Kimin Bütçesi?
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...