Buradasınız
1968’den Bugüne: “Üstesinden Geleceğiz!”
“Kimselerin giremediği yollara gir ve yürü, kimselerin düşünmediği fikirlere aç kafanı.” 1968 yılının baharında, Fransa’nın duvarlarında yazıyordu bu cümle… Peki, ellerine bir boya kabı ve fırça alıp bu sözcükleri duvara işleyen insanlar, ne amaçlamışlardı? Ne demek, ne anlatmak istemişlerdi? Sayısız duvar yazısı yazılmıştır bugüne dek, kimisi işte bu cümle gibi tüm zamanlarda geçerlidir. Peki, bu cümleyi zaman sınırından kurtaran, diğerlerinden ayıran nedir? Yarım asırdan uzun bir süre sonraya, bugüne ne anlatıyor bu sözcükler?
Umudun ve başkaldırının yılı 1968… Fransa başta olmak üzere dünya sokaklarında değişim ve özgürlük rüzgârları esiyordu. İnsanlık dışı bir sistem olan kapitalizme öfke sel olup akmış; sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız bir dünya kurma özlemi genç kuşakları sarmıştı. İşçi sınıfı ve gençlik ayaktaydı! Oysa kısa bir süre öncesinde yaşam bambaşka kanallardan akıyordu. Tıpkı bugün olduğu gibi zaman sakince akıp gidiyor, hiçbirşey değişmeyecekmiş gibi görünüyordu. Çok değil 5 yıl öncesinde, 1963’te, ABD’de California Üniversitesi rektörü Clark Kerr; “Bu kuşağı seveceğiz. Kolay idare edilecekler. Hiç isyan olmayacak” diyebilmişti. Kerr ve ondan farklı düşünmeyen egemenler büyük yanılgı içindeydiler. Doğanın bağrında sessiz sedasız mayalanan büyük değişimler gibi, toplumun bağrında da büyük bir değişim arzusu mayalanmıştı. Yani Fransa’da başlayan, sonrasında tüm dünyaya yayılan 1968 eylemleri durgun gökte çakan bir şimşek gibi aniden parlamadı.
1968 Mayısında işçi hareketindeki yükselişe üniversite öğrencilerinin protestoları eklendi. Fransa’nın ünlü üniversitelerinden biri olan Sorbonne’da başlayan işgal ve gösteriler diğer üniversitelere, liselere yayıldı. İlerleyen günlerde Parisli işçiler, tarihin gördüğü en büyük genel grevi gerçekleştirdiler. 14 Mayısta sadece üç bin işçiyle başlayan grev, 22 Mayısta 9 milyon işçiye ulaştı. Türkiye, Almanya, İngiltere ve İtalya’da üniversite ve lise boykotları, sokak protestoları, dalga dalga genişleyen ve her sektörü içine alan genel grevler yaşandı. ABD’de ise Vietnam’daki işgale ve siyahlara yönelik ırkçılığa duyulan tepki yüzbinleri sokağa dökmüş, ünlü ABD borsası Wall Street bile üç gün işgal altında tutulmuştu. Gençlik tüm ülkelerde zamanın ruhunu yakalamış, kuşağının insanı olmuş ve çağının sorunlarına duyarsız kalmamayı tercih etmişti. California Üniversitesi rektörü o günlerinde ne düşündü bilmiyoruz ama kısa süre öncesine kadar küçümsenenler tarihin gördüğü en büyük korolardan birini oluşturdular. Artık sokaklarda hep bir ağızdan Pete Seeger’ın We Shall Overcome (Üstesinden Geleceğiz) şarkısı söyleniyordu.
Kapitalizmin deli gömleğinin insanlığa iyice dar geldiği bugünlerde de “üstesinden geleceğiz” cüretini kuşanmanın zamanıdır. Türkiye’de toplum büyük ve çok yönlü bir dönüşüm yaşıyor. Önemli bir kısmını genç ve üniversite mezunlarının oluşturduğu işsiz sayısı 8-10 milyon bandına yükselirken hayat pahalılığı hemen her gün insanları hayrete düşürecek şekilde artıyor, geleceksizlik sarmalı emekçi gençliği içine çekiyor. Yoksulluğun derinleşmesinden baskıcı rejimin özgürlükleri yok edip toplumu nefessiz bırakan adımlarına kadar her alanda bir çıkışsızlık kendisini gösteriyor. Muktedirler kendi gemilerini kurtarmak için emekçi sınıfların tüm kuşaklarının geleceğini zifiri bir karanlığa boyamaya çalışıyorlar. Hâl böyleyken bu kasvetli dünyada hoşnutsuzluk giderek daha fazla artıyor ve ortaklaşıyor.
Hayat ne bir film senaryosudur ne de insan bir izleyicidir. İnsan değiştirici ve dönüştürücü bir öznedir. Fakat kimilerimiz bunun farkına henüzvaramamış olabilir. Olup bitenler karşısında sorumluluk almamayı, insanlığın alçaltılmasına karşı kayıtsızlığı, kaçıp köşesine çekilmeyi tercih edebilir kimileri. Yaşamdaki çelişkilerin kaynağını görmeyen, bireysel gibi görünen sorunların görünmez iplerle birbirine bağlı olduğunu ve toplumsal bir karakter taşıdığını idrak edemeyen, en önemlisi de görüp de harekete geçmeyen bir genç ne kendisini gerçekleştirebilir ne de bir yaraya merhem olabilir. Ancak beynindeki fırtınaların esiri olur; kasvetli dünya onu içine alıp buhranlara sürükler. Böylesi sararıp solar, rüzgârda savrulan bir yaprak misali duygusal ıssızlığın kuyusunda bulur kendisini. Oysa insanlığın büyük sorunlarına duyarlı olan, bunun için çalışıp kendisini o büyük kurtuluşun parçası hisseden, muhakkak o kuyudan çıkmayı bilir.
68 kuşağı köklü bir dönüşüm yaşayıp zamana damgasını öyle bir vurdu ki hiçbir emare kalmadı 1963’teki gözlemlerden… Üzerinden yarım asır geçmiş de olsa yankıları dinmemiş, o günden bugüne her kuşağın gıpta ile andığı, kendisiyle birlikte tarihi şekillendiren bir kuşak oldu 68. Bizim de susup oturup beklemeye niyetimiz yok! Özlemini duyduğumuz yaşamı birlikte örebiliriz. Biz işçi sınıfının gençliğiyiz. Tornaya, makineye, kaleme, kitaba uzanan ellerimiz birbirimize uzandıkça üstesinden geleceğiz!
Gökyüzü İlk Kez Bizimdi Bugün
Peru’da Bakır Madeni Protestoları
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
Son Eklenenler
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz” şiarıyla düzenlediği işçi buluşmalarının sonuncusunu 3 Ekimde Ankara’da Anıt Park’ta düzenlediği mitingle gerçekleştirdi....
- Türkiye’nin çeşitli illerinde grev ve direnişlerden işçiler Emek Partisi milletvekilleriyle birlikte 3 Ekimde Mecliste basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Meclis’e gelen işçiler “ziyaretçi yasağı” gerekçe gösterilerek içeri...
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan madencilerin direnişi sürüyor. 25 Eylülde Ankara’ya yürüyüş başlatan Fernas...
- Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu Genel İşçi Konfederasyonu CGT’nin çağrısıyla 1 Ekimde Fransa genelinde işçi ve emekçiler greve gitti. İşçiler ücretlerin yükseltilmesini, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılmasını, işsizlik...
- Katil İsrail devleti, Gazze’deki saldırılarını bir yıldır sürdürürken Lübnan’a yönelik son saldırılarıyla bölgeyi daha da büyük bir yıkıma sürüklüyor. Gazze’de 42 bine yakın insanı öldüren, Lübnan’ı bombalayarak birkaç günde bine yakın insanı...
- 24 Eylülde Avustralya’nın en büyük sağlık sistemi NSW’ye bağlı çalışan binlerce sağlık işçisi iş bıraktı. Eylül ayı içerisinde 2 kez iş bırakan işçiler, Sidney’deki Hyde Park’tan Parlamento Binasına yürüyerek “yüzde 15 zam istiyoruz” sloganlarını...
- Belediye otobüslerinde boşsa karşılıklı dörtlü koltuklardan şoför tarafında cam kenarına otururum. Oturduğum yerde sola yaslandığımda rahat ederim. Sebebi omurgamdaki eğikliktir. Bedenimdeki daha doğrusu omurgalarımdaki eğikliğin nedeni, 1989 Bahar...
- Siyasi iktidar sürekli ekonominin iyiye gittiğini propaganda ediyor. Muhalifinden yandaşına tüm ekonomistler de ekonominin düze çıkması için hep birlikte fedakârlık yapmamız gerektiğini söylüyorlar. Ekonomi büyüdüğünde patronundan işçisine hepimiz...