Buradasınız
Asıl Değerli Olan…

Bir kaza ya da bir felaket haberi aldığımızda can kaybı yaşanmamışsa rahatlarız, “cana geleceğine mala gelsin” deriz, felaketi yaşayanları böyle teselli ederiz. Çünkü can çok değerlidir, kaybedildiğinde geri getirilemeyen, telafi edilemeyen tek şeydir. Canın kaybedilmesi yani ölüm dışında her şeye çare bulunur. Emeğiyle, alın teriyle yaşayan, hayatı zorluklarla geçen, bir insanın yetişmesinin, evlat büyütmenin hiç de kolay olmadığını bilen biz emekçiler, emekçi kadınlar hayata böyle bakarız. Peki, herkes bizim gibi mi düşünür? İşçileri sömürerek, doğayı yağmalayarak sefahat içinde yaşayanlar da insan canının her şeyden değerli olduğunu düşünür mü? Bu soruyu yaşayıp şahit olduklarımıza bakarak cevaplayalım…
Türkiye’deki 6 Şubat depremlerinin ardından insanlar henüz enkaz altında yardım beklerken iş makineleri bankaların kasalarını çıkarmak için çalıştırıldı. Artçı depremler devam ederken içindeki malları çıkarmak için işçiler fabrikalara sokuldu ve ölüme gönderildi. Bu durumu protesto eden işçi aileleri polis şiddetiyle susturulmak istendi. O işçilerin annelerinin, eşlerinin feryatları patronların yüreklerine ulaşmadı bile. Bu tutum ne o patronlara özgüdür ne de münferittir. Dünyanın öbür ucunda da olsa patronlar işçilerin, emekçilerin yaşamını aynı ölçüde değersiz görüyorlar.
Mesela 19 ve 20 Eylül 1985’te Meksika’da art arda iki büyük deprem yaşandı. Bir sanayi sitesinde 800’den fazla atölye yıkıldı, 1600’den fazla kadın işçi hayatını kaybetti. 400’den fazla kadın işçi arama kurtarma ekipleri gelmediği için enkaz altında ölüme terk edildi. Devlet orada da ortada yoktu, patronlarsa yine enkazdan kasalarını, makinelerini ve giysilerini kurtarmakla meşguldüler. Bu durumun yarattığı öfkeyle kadın işçiler, “bir tekstil işçisi kadın dünyanın tüm makinelerinden değerlidir” sözünü şiar edindiler ve örgütlenmeye giriştiler. Batımızdaki Meksika’dan doğumuzdaki Japonya’ya uzanalım. 2011’de Japonya’da önce deprem sonra tsunami oldu. 20 bine yakın insan hayatını kaybetti. Bu felaketler Fukuşima’daki Daiçi nükleer santraline de zarar verdi ve çevreye çok yüksek miktarda radyasyon yayıldı. Tüm bunlar olup biterken Japon devleti dayanışma ağları kurmaya çalışan emekçileri, sosyalistleri engellemenin, Japon sermayedarlar santrali kurtarmanın derdindeydiler. Bölgedeki emekçi kadınlar bu duruma sessiz kalmadılar ve Fukuşima Anneleri adı altında örgütlendiler. Uluslararası kampanyalar organize ederek, emekçileri örgütleyerek depremin, tsunaminin ve radyasyonun yaralarını sarmaya giriştiler. Öyle ki devlet kurumları gerçek radyasyon seviyesini açıklamadığı ve insanları sağlıklı alanlara tahliye etmediği için bir laboratuvar kurarak radyasyonu kendileri ölçmeye ve önlemler almaya giriştiler.
Sözünü ettiğimiz örnekler sermaye sınıfının gözünde işçilerin canının hiç bir değeri olmadığını göstermeye yeter de artar bile. Ama biz yine de dünyanın en gelişmiş ülkesi olmakla övünen Amerika’nın sokaklarında öldürülen siyahları ve yankılanan “Siyahların Yaşamı Değerlidir!” sloganlarını hatırlayalım. Akdeniz’de aralarında yüzlerce kadın ve çocuk olan mültecilerin göz göre göre ölüme terk edilmesini, İran’da henüz 22 yaşında genç bir kadının sokak ortasında işkenceyle, Fransa’da henüz 17 yaşında bir gencin polis kurşunuyla vurulup öldürülmesini hatırlayalım. Savaşları, işçi katliamlarını, ekolojik kriz nedeniyle açlıktan ölen milyonları bu tabloya ekleyelim. İşte insan doğasına en uygun sistem olduğu, teknolojiyi geliştirip insanlığı ileriye taşıdığı ileri sürülen kapitalizmin insana verdiği değer budur! Bu düzende işçi ve emekçilerin yani insanlığın yüzde 99’unun canının, yaşamının hiç bir kıymeti yok! Bu düzende annelerin, insanlığın gözyaşları kuruyabilir mi, feryatlar dinebilir mi? Böyle bir dünyada yaşamaya, bu devranın böyle sürmesine rıza gösterebilir miyiz?
Eğer bu sorulara cevabımız “hayır” ise o halde bir yerden başlamanın, harekete geçmenin zamanıdır. Bizler işçi sınıfımızın kadınlarıyız. Yalnız, zayıf, çaresiz olmadığımızı, emeğimizin de varlığımızın da değerli olduğunu görüp gösterelim. Meksikalı tekstil işçileri gibi, Fukuşima Anneleri gibi bizler de birleşelim, UİD-DER çatısı altında yan yana gelelim. Evlatlarımızı işçi sınıfının birer evladı olarak yetiştirelim. Mahallemizde komşumuza, işyerimizde, sendikamızda işçi arkadaşımıza gerçekleri anlatalım, haksızlıklar karşısında onlarla yan yana, omuz omuza duralım, onlara güç ve güven vermeye çalışalım. Canımızı hiçe sayanların düzenine geleceğimizi de evlatlarımızı da kurban etmeyelim. Mutluluğun, özgürlüğün dünyasını kurmak için yürüttüğümüz mücadelemizle yaşamı gerçekten değerli ve anlamlı kılalım.
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
Son Eklenenler
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...
- Bizler Gebze’de yaşayan genç işçiler ve öğrencileriz. İşçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER ile 1 Mayıs alanında sınıfımızın saflarında yerimizi alacağız. Çoktandır başlattığımız çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. İşçi sınıfına yönelik...
- Dev-Sağlık İş Sendikası üyesi sağlık çalışanları ve Petrol-İş Sendikası üyesi petrokimya işçileri düşük ücret dayatmasına karşı mücadelelerini sürdürüyor.
- Lüks arabalara, gökdelenlere, plazalara, internette gördüğü şatafatlı yaşamlara bakıp “insanlar bu kadar çok parayı nereden buluyorlar?” diye soranımız olmuştur. Öyle ya, gece gündüz çalışarak çok para kazanılmadığını, değil lüks bir hayat sürmek en...
- “Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin.” Bu sözü iş arkadaşlarımızdan, akrabalarımızdan, çevremizden sıkça duyuyoruz. Hâlbuki günlük hayatımızdaki birçok uğraşımız güven ilişkisine dayanıyor. Mesela hastanedeki doktordan bindiğimiz otobüsün...
- Bir insanın günde ortalama 5000 ila 10000 reklama maruz kaldığı tahmin ediliyor. Sizce bu durumun üzerimizde nasıl sonuçları oluyor? Bu düzenin sahipleri, düşünce biçimimizi ve alışkanlıklarımızı belirliyor, zihinlerimizi çöplüğe çeviriyor. Günlük...
- Kocaeli’den Batman’a işçiler hakları için mücadele ediyor. Kocaeli Gebze’de bulunan Erlau Metal fabrikasında sendikalaştıkları için işten atılan işçiler direnişe geçti. TFF Başkanı İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu’na ait ATR Yapı’nın yapımını üstlendiği...
- Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesinde dünyaca bilinen bir mozaik yer alıyor. “Çingene Kızı” adı verilen ve 1800 yıllık geçmişe sahip bu mozaiğin göreni etkileyen, güçlü bir yanı var. Farklı renk ve dokulardaki binlerce küçük taşın birleşiminden...
- 1 Mayıs yaklaşıyor. Ankara’dan emekçi kadınlar olarak sizlerle 1 Mayıs’a hangi taleplerle katılacağımızı paylaşmak istedik. Bu vesileyle tüm emekçi kadın kardeşlerimizi kendi taleplerini, ortak taleplerimizi birlikte dile getirmek için 1 Mayıs’ta...
- Geçtiğimiz günlerde yandaş medyada tam anlamıyla “yersen” cinsinden bir haberle karşılaştım. Manşeti oldukça cafcaflıydı: “60 bin maaşla çoban bulamıyorlar!” Bu “hadi canım” dedirten cinsten haber, kandırılmaya açık olanlara “köyümüze dönelim,...
- 19 Mart’tan bu yana artan baskılara, gözaltılara, tutuklamalara ve proje okullarındaki keyfi atamalara karşı protestolar devam ediyor. Bursa Demokrasi Bileşenleri ve Anne-Baba Dayanışma Ağı öncülüğünde yüzlerce kişi 19 Nisanda “Hak, Hukuk, Özgürlük...
- Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün fabrikalarında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 1700 işçi greve çıkmıştı. İşçilerin grevi 12 Nisanda kazanımla sonuçlandı. Doruk Madencilikte çalışan...
- Gebzeli işçi, emekçi kadınlar olarak bir araya geldik ve “UİD-DER ile 1 Mayıslar” videosunu izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ortak bir mücadele duygusuyla ayağa kalkmak için 1 Mayıs’a çağırmak...