Buradasınız
Asıl Sen Kimsin?

“Ben kimim, niçin varım, toplumdaki yerim nedir?” gibi sorular dünyanın en eski sorularındandır. Bu sorular, insanın kimliğini kazanma ve yaşamını anlamlandırmaya çalışmasıyla ilgilidir. Gençlik yıllarında kimlik arayışı doğal bir süreçtir ve bu sorulara cevap aranır. Günümüzde, kaotik ve depresif bir dünya yaratan kapitalizm, geleceksizlik sarmalına ittiği genç kuşakların kimlik bunalımını alabildiğine derinleştirmiştir.
Yaşamlarımız kapitalizmin yarattığı çetrefilli sorunlarla, büyük altüst oluşlarla dolu; gelecek ise zifiri karanlığa boyanmış durumda. Bu düzende emekçi bir ailede dünyaya gözlerini açan genç, ne yeteneklerini keşfetmeye ne de kendisini gerçekleştirmeye fırsat yakalayabiliyor. İnsanı ezip ufalıyor bu düzen, yöneldiği kapıları tek tek kapatıyor. Çünkü bu düzende kişiliğini oturtmuş ve kendisini gerçekleştirmiş insana değil, ister makinada çalışsın ister masa başında, sömürülecek emek gücüne ihtiyaç var.
Öte yandan gözümüze sokulan başka hayatlar var. Lüks otomobiller ve konutlar, elbiseler, hobiler, şatafatlı yaşamlar… Bir tarafta kendi gerçekliğimiz var, öte tarafta bambaşka dünyalar… Dünyayı anlayamayan, yaşadığı sorunların kaynağını ve birbiriyle bağını çözemeyen, kendi yeteneklerini geliştirip arzu ettiği hayatı yaşayamayan gençler, sürekli yoksunluk duygusu yaşıyorlar. Yaşamdaki bu çelişkiyi de görünce kendilerini muazzam bir basıncın altında buluyorlar. Değersiz ve yetersiz hissediyor, özgüven ve özsaygıdan mahrum kalıyor, anksiyeteyle boğuşuyorlar. Daha önce gazetemizin bu köşesinde gençliğin yaşadığı bu durumu lodos çarpması olarak nitelemiştik, vurgun diye tabir etmemiz de yanlış olmayacaktır.
Her şeyi yerli yerine oturtarak devam edelim. “Sen kimsin?” sorusuna çoğunlukla adımızı, mesleğimizi veya okulumuzu söyleyerek cevap veririz. Biliyoruz ki kimlik bunlardan çok daha fazlasıdır. Kimlik bizi biz yapan şeylerin toplamıdır. Mesela din, kültür, etnik yapı bir kimlik olduğu gibi, sınıfsal aidiyet de bir kimliktir. Toplumdaki gerçek kutuplaşma sınıflar üzerinden gerçekleştiği için sınıfsal kimlik en önemli ve temel kimliktir! Bir genç, işçi sınıfının parçası olduğu için kendisini ezik hissediyorsa, farkında olsun ya da olmasın aslında kimlik kompleksi yaşıyordur. Sınıf bilincine, yeterli kültüre ve donanıma sahip olmadığı için sınıf kimliğini gururla taşıyamıyordur.
Emekçi gençlik, genel olarak üzerine bastığı zeminin sınıfsal karakterini bilince çıkartmış, bununla barışmış, mesela sosyalist fikirlerle donanarak eziklik duygusunu aşmış ve kapitalizme karşı mücadeleye atılmış değil. Kimlik bunalımı, depresyon ve geleceksizlik egemen ideoloji altındaki genç kuşakların adeta bir boşlukta sallanmasına yol açıyor. Kapitalizmin yarattığı sorunlar, Türkiye’de rejimin toplumu nefessiz bırakan uygulamalarıyla birleşerek genç kuşakların üzerine çöküyor. Sonuç olarak geleceğini arayan emekçi gençlik, aslında aynı zamanda kimliğini de arıyor.
Kimlik kompleksini aşan bir genç, büyük bir davanın parçası olduğunu bilir ve sömürücü egemenlerin düzenine karşı mücadelede özgüvenle hareket eder. Mesela Jack London’un Demir Ökçe romanının kahramanı Ernest Everhard, patronun kibar ve güzel kızına şöyle der: “Yalnız, şu giydiğiniz elbise kan lekesi içinde. Yediğiniz yiyecekler de kan kokuyor. Evinizin çatı kirişlerinden küçük çocukların, güçlü erkeklerin kanı damlıyor.” Kahramanımız esasında şık elbisenin üzerinde iş cinayetlerinde yaşamını yitiren arkadaşlarının, kâr uğruna yaşamı soldurulan işçilerin kan damlalarını gördüğünü söylemek ister. Emekçileri hor görüp aşağılamaya kalkanların yüzüne, bu muazzam ihtişam ve güzelliğin ardında korkunç bir emek sömürüsü olduğunu çarpar. Büyük bir özgüvenle söylenen bu sözler, tarafını işçi sınıfından yana belirlemiş, kapitalizme karşı mücadele eden sosyalist Ernest’in tarihsel haklılığını içselleştirmesinin örneğidir. “Ben kimim?” sorusuna verilen muazzam bir yanıt olmakla birlikte “asıl sen kimsin?” sorusunu da sormaktadır karşı tarafa.
Kimlik karmaşasını çözerek dünyanın tüm zenginliklerini üreten bir sınıfın parçası olduğunu hissetmek, kendi gerçekliğini bilmek ve kapitalizme karşı işçi sınıfının safında durmak… Örgütlü yaşam içinde sınıf bilinci kazanmış, kültürel olarak kendini dönüştürmüş, kendine güvenen, cesur ve mücadeleci bir emekçi gençlik! Bu tercih, insana doğru tarafın insanıyım duygusunu yaşatır. Değişimin ve mücadelenin genç bir temsilcisi olan insan, asla kapitalizmin vurgununu yemez.
Biz Bu Patronları Doyuramayız!
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
- Köşemize Çekilmiyoruz, Emekçi Gençlik Köşemizle Güçleniyoruz!
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
Son Eklenenler
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...
- Bak, ufukta görünen/ Özgürlüğün bayrağını sallayanlar/ Başı dik/ Gözleri umut umut bakanlar/
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...