Buradasınız
Depresyon Değil Mücadele Zamanı!
1929’da ABD’de büyük bir ekonomik kriz patlak verdi ve bu kriz kısa zamanda Avrupa’yı da etkisi altına aldı. Bu öyle büyük ve öyle sarsıcı bir krizdi ki adına “Büyük Buhran” denildi, etkileri yıllarca devam etti. O dönemde milyonlarca insan işsiz ve aç, yüz binlerce insan evsiz kaldı. Bir işçi ABD’nin bir ucundan öteki ucuna kadar dolaşıp iş arasa bile karnını doyurabileceği bir iş bulamazdı. Avrupalı işçilerin de durumu tastamam böyleydi. İnsanlar işsizdiler, açtılar, ümitsizdiler. Üstelik Avrupa’da faşist rejimler yükseliyor, dünya kanlı bir savaşa sürükleniyordu. Bu karanlık, kasvetli tablo nedeniyle toplumu ve gençleri derin bir belirsizlik ve gelecek endişesi sarmıştı.
Büyük Buhran’ın etkilerinin devam ettiği 1938’de ABD’li gençler arasında geniş çaplı bir araştırma yapılmış ve o dönemde gençlerin önemli bir bölümünün psikolojik sorunlarla, depresyonla boğuştuğu ortaya konmuştu. Elbette o koşullarda bu sonuç şaşırtıcı değildi. Öte yandan 2010 yılında on binlerce gencin katıldığı benzer bir araştırma yapıldı ve sonuçlar 1938 yılındaki araştırmanın sonuçları ile kıyaslandı. Buna göre 2010 yılında depresyonla boğuşan gençlerin oranının “Büyük Buhran” dönemine göre 5 kat arttığı tespit edildi. 2010’dan bu yana devam ettirilen araştırmalar bu oranın giderek arttığını ortaya koyuyor. Bu nedenle kimileri, içinde bulunduğumuz çağı gençler açısından “depresyon çağı” olarak tanımlıyor.
Ne yazık ki sadece ABD’de değil tüm dünyada gençlerin önemli bir bölümü depresyonla boğuşuyor. Bu gerçeğin inkâr edilecek bir yanı yok. Çünkü dünyamıza hâkim olan manzara Büyük Buhran’dan daha büyük bir buhrana işaret ediyor. Bugün tüm dünyayı sarsan bir ekonomik kriz yaşanıyor. Krizin yükü işçi sınıfının, emekçilerin, gençlerin sırtına yıkılıyor. En iyimser resmi rakamlara göre bile yüz milyonları bulan işsizler ordusuna her ay yeni milyonlar ekleniyor. İş bulmak, iş güvencesine sahip olmak, ihtiyaçları karşılamaya yeten bir ücret almak hayal haline geliyor. Sağlıklı çalışma koşulları, emeklilik, işçiler ve özellikle genç işçiler için giderek daha ulaşılmaz oluyor. Zenginler daha da zenginleşirken yoksullar iyice yoksullaşıyor. Dünyanın en zengin 26 dolar milyarderinin sahip olduğu toplam zenginlik dünya nüfusunun 3,8 milyarlık bölümünün sahip olduğu toplam zenginliğe eşit. Dünyada yüz milyonlarca insan açlıkla boğuşuyor. Doğa tam anlamıyla talan ediliyor. Ortadoğu’nun merkezinde olduğu emperyalist savaş nice canlar almaya, nice insanı göç yollarına düşürmeye devam ediyor. Pek çok ülkede otoriter, baskıcı, faşist rejimler işbaşına geliyor. Bu atmosferde kadına yönelik şiddet almış başını gidiyor, iş bulamadığı, geçinemediği, borçlarını ödeyemediği için intihar eden insanların sayısı artıyor…
İşte gençlerin depresyonla boğuşmasının nedeni dünyayı bu hale getiren, insanın insanı sömürmesine dayanan, adaletsizlik ve eşitsizlik yaratan kapitalist sömürü düzenidir! İçinde bulunduğumuz dönem gençlerin değil kapitalizmin “depresyon çağı”dır. İşte tam da bu nedenle eşitsizliğe, yoksulluğa karşı mücadeleye girişen, meydanlarda özgürlük şarkıları söyleyen Şilili gençler duvarlara “No Era Deprassiòn Era Capıtalismo!” diye yazıyor. Yani “depresyon çağı değil, kapitalizm!” diyor. Tam da bu nedenle Lübnan’da meydanlara çıkan gençler aynı duygularla haykırıyorlar: “Kahrolsun Anksiyete!”
Şilili ve Lübnanlı gençler işsizliğe, yoksulluğa, eğitimin paralı hale getirilmesine, zamlara, baskıya isyan etmekle kalmıyorlar. Bu sloganlarla kendilerini geleceksizliğe, yalnızlığa sürükleyen ve depresyonun asıl kaynağı olan kapitalizmi teşhir ediyorlar. “İnsanlığın acılarının, gençlerin depresyonla boğuşmasının kaynağında kapitalizm vardır” diyorlar.
Büyük Buhran’ın ilk dalgalarının ardından özellikle ABD’de bilinçli ve örgütlü işçiler, gençler, birbirlerinden güç alarak, birlik ve dayanışma içinde hareket ederek kapitalistlerden hesap sormaya giriştiler. Depresyonu da, ümitsizliği de aşmayı başardılar. Bugün dünya meydanlarını dolduran, “kahrolsun anksiyete” diyen gençler de aynı yolda yürüyorlar. “Şimdi ümitsizliğin değil; sömürünün, savaşların, şiddetin, doğa talanının, depresyonun, mutsuzluğun asıl kaynağına, kapitalizme karşı mücadelenin zamanıdır” diyorlar.
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- İşçi Dayanışması 193. Sayı Çıktı!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
Son Eklenenler
- Arjantin’de sendikaların çağrısıyla işçiler 9 Mayısta 24 saatliğine genel greve gitti. Faşist devlet başkanı Javier Milei ve hükümetine karşı yapılan genel grev çağrısına çeşitli sektörlerden işçiler karşılık verdi. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT...
- Zorlu bir yıldan geçerken işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı, heyecan ve coşku içinde karşıladık. UİD-DER olarak 1 Mayıs’a işçi kentleri Lüleburgaz ve Bursa’da katıldık. Lüleburgaz’da geçirdiğimiz ilk 1 Mayıs’ımız...
- Emekli bir işçi: Bu 1 Mayıs’ta da sınıf kardeşlerimizle kol kola yürüdük. Sınıfımızın taleplerini hep birlikte haykırdık. İyi ki önümüzde bizlere yolu açan sınıfımızın mücadele örgütü UİD-DER var. Kendini, sınıfın taleplerine ve sadece sınıfın...
- Bugün 13 Mayıs 2024. Soma madenci katliamının 10. yıldönümü. 10 yıldır dinmeyen bir acı ve öfkedir Soma Türkiye işçi sınıfının kalbinde. Çünkü Soma’nın hesabı sorulmadı, çünkü Somalar devam ediyor, çünkü kapitalistlerin kâr hırsı yeni Somaların...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- Çorum’un Dodurga ilçesinde bulunan maden ocağında faaliyet gösteren ODAŞ Elektrik bünyesindeki Yel Enerji’de çalışan işçiler patronun sendika düşmanlığına karşı 9 Mayısta direnişe başladı. Yel Enerji işçileri kötü çalışma koşulları ve düşük...
- Sınıfımızın uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Mücadele örgütümüz UİD-DER, bu sene 1 Mayıs’ı işçi kentleri olan Bursa ve Lüleburgaz’da kutlama kararı aldı. Bizler de bu doğrultuda tüm hazırlıklarımızı yaparak...
- Öz İplik-İş Sendikası, Başkanlar Kurulunu, direnişteki Durak Tekstil işçileriyle dayanışmak amacıyla Bursa’da gerçekleştirdi. Kurulun ardından sendika yöneticileri direnişlerinin 83. gününde Durak Tekstil işçilerini ziyaret etti. Burada yapılan...
- 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü. Her 1 Mayıs’ta UİD-DER’li mücadeleci işçiler bir gelincik tarlasını andırır gibi dolduruyorlar meydanları. Her 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının bu çalışkan evlatları coşku dolu, disiplinli...
- Merhaba dostlar, uzun zamandan beri çalışma şartlarım nedeniyle birçok etkinliğe katılamıyordum. Yaşımın genç olmasına rağmen heyecanımı yitirmiştim. Hem yaşadığım şehirlerde etkinliklerin olmaması hem de maddi imkânsızlıklar yüzünden uzak kalmıştım...
- İstanbul Eyüpsultan’da özel bir lisenin müdürü 74 yaşındaki emekli öğretmen İbrahim Oktugan öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürüldü. Öğretmenler “Can Güvenliğimiz Sağlansın, Gerekli Tedbirler alınsın!” talebiyle İzmir’den Bursa’ya, Mardin’...
- 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve 12-18 Mayıs Dünya Hemşireler Haftası vesilesiyle 10 Mayısta İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hemşire ve ebeler basın açıklaması gerçekleştirdi.
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...