Buradasınız
İşçiler Neleri Stoklayabilir?
İstanbul/Güzeltepe’den emekçi kadınlar

Bizler Güzeltepe’den bir grup İşçi Dayanışması okuru emekçi kadınız. İşçi Dayanışması aksamadan her ay elimize ulaşıyor. İçerisinde çok kıymetli okur mektupları ve yazılar var. Bu yazılar bizlere fikir veriyor. Zaten yaşadığımız hayat pahalılığı bizleri bir araya getiriyor ve sohbet etmemize vesile oluyor. Markete gitmeye korkar olduk. En temel gıdalarımızı alamıyoruz artık. Herkes birbirine fikir vererek yağı, sütü, unu stok yapmamızı söylüyor. Oysa asgari ücretle çalışan bir işçi neyi ve nasıl stoklayacak? Aldığımız peynirin en ucuzu 65 lira, ancak 1 kilo alabiliyoruz. Paramız yok ki stok yapalım! Ayrıca stok yapacak soğuk hava depomuz da yok! Bizi yöneten kodamanlar “eti gramla, sebze ve meyveyi taneyle alın” diyorlar. Bu kadar aymazlık olur mu? Bir hafta önce aldığımız gıdaların fiyatı bir hafta sonra 2 katına çıkıyor. O zaman aldığımız ücretler de 2 katına çıksın ki karşılayabilelim.
Faturalarımız almış başını gidiyor. Üç kuruş maaş alan işçileriz. Sanayi mi işletiyoruz ki bu kadar fatura geliyor bizlere? Yetiştiremiyoruz, kıstıkça kısmaya başladık. Zaten çalışan kadınlarız. Sabah gidip akşam geliyoruz. Ama yine de faturalarımız yüksek geliyor. Ayrıca biz emekçiler evlerimizi neredeyse otel gibi kullanıyoruz. Aldığımız bütün parayı vergilere, faturalara, kiralara veriyor ve ancak karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. Peki, yaşamak bu mu yani? Biz insanız. Sadece karın tokluğu değildir yaşamak. Biz işe mi gidip çalışalım yoksa markette ucuz ürünlerin peşinde mi koşalım? Bir de indirim peşine düştüğümüz şeyleri indirimli değil bindirimli alıyoruz! Eskiden arada sırada da olsa komşularımızla hafta sonları gün yapardık, onu da yapamaz olduk. İnsanlar marketlerde atılmaya ayrılmış ürünleri ya da tarihi geçmek üzere olan ürünleri almak istiyor, fakat market sahipleri bunlara da izin vermiyorlar. Ucuza satmamak için çöpe atıyorlar. Sonra da egemenler bizlere diyorlar ki “tasarruf yapalım, her şeyi çöpe atmayalım.” Bu düzen acımasız bir düzen. İnsanların gıdaya ihtiyacı varken göz göre göre çöpe atıyorlar. Bu sistem akıl dışı bir sistem olduğu için işçilerin yaşamı umurlarında bile değil. Biz emekçi kadınlar bu yaşamı hak etmiyoruz. Böyle de gitmemeli, bundan böyle susmak yok, boyun eğmek yok!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
- Cambaza Bak Cambaza, İşçiler Yemiyor, Yutmuyor Artık
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Asgari Ücret Zammından Sonra…
- Asgari Ücret Asgari Zam Gördü!
- Asgari Ücret Bir Kez Daha Sefalet Ücreti Oldu
- DİSK’ten Çalışma Bakanlığı Önünde Asgari Ücret Eylemi
- Türkiye’de Asgari Ücret Düşük Değilmiş!
- Doğru Bilgi ve Çözüm İçin Mücadele Saflarına
- “Beklenen Enflasyon Oranı” Oyunu
- Asgari Ücret Hep Siyah Duman!
- 2024 Yılı İçin Asgari Ücret Açıklandı: Biz Bu Tiyatroyu Çok İzledik!
- Başkasından Çözüm Bekleme, Derman Ellerimizde!
- Hem İşçilerin Onayını Alacak Hem de…
- Asgari Ücret: Geçinmek mi Açlıktan Ölmemek mi?
- Yeni Asgari Ücret Eski Tiyatro
- Asgari Ücret: Refahtan Pay Değil Derinleşen Yoksulluk!
- DİSK’ten Açıklama: Asgari Ücret Değil Toplu Sözleşme!
- Asgari Ücret, Sefalet Ücreti
- Asgari Ücret: Kim Haklı, Meşru Olan Ne?
- Dolan Kimin, Boşalan Kimin Küfesidir?
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...