Buradasınız
İşten Atıldığımızda Ne Yapmalıyız?

Gözünü kâr hırsı bürümüş patronlar her gün onlarca işçiyi tazminatsız işten atıyorlar. İşten atarken geçerli bir sebep göstermeye bile gerek duymuyorlar. Sebep gösterdikleri şeyler de düzmece veya iftiradan öteye gitmiyor. İşçilere tazminat vermemek için işçilerin kendi isteğiyle işten çıkmasını sağlamaya çalışıyorlar.
İş yasasına göre patron işçiyi işten çıkardığında bunu geçerli bir nedene dayandırmak zorundadır. Eğer geçerli bir sebep yoksa tazminat ve diğer sosyal haklarını ödemek zorundadır. Patronun işçiyi işten çıkardığını sözlü olarak söylemesi hiçbir anlam ifade etmez. Örneğin patron bir arkadaşımıza “seni işten çıkardık, şimdi git, aybaşında veya beş gün sonra gel paranı al” diyorsa, işçi arkadaşımız buna kesinlikle kanmamalıdır. Çünkü sözlü ifadenin hiçbir geçerliliği yoktur. İşçi patrona inanıp işyerinden ayrıldığında patron üçüncü günün içinde işçinin bir sebep bildirmeden üç gün üst üste gelmediğine dair noterden ihtarname çektiğinde tazminatsız işten atma hakkı kazanır. Genel olarak da yaptıkları budur. İşten atılan işçi patronun karşısına çıkıp “ama sen filanca gün gel paranı al demiştin” dese bile patron bunu büyük bir pişkinlikle inkâr edecektir. Üzülerek bu örneklerle her gün karşılaşıyoruz. Böyle bir duruma düşmemek için patronun verdiği tarihe kalmadan üç gün içinde ya Bölge Çalışma Müdürlüğüne başvurmalı ya da noterden patronun bizi işten attığına dair ihtarname çekmeliyiz. Bunun dışında bir ay içinde işe iade davası açmalıyız. Böylece patronun oyununu bozmuş olacağız.
Diğer bir husus, patronun işçiyi işten attığında işçiye yasal haklarını aldığına dair imzalattığı evraktır. İbraname denilen bu evrakta işçinin maaşını, tazminatını ve diğer haklarını alıp almadığı ve işçinin işten kendi rızasıyla mı çıktığı yoksa patron tarafından mı çıkarıldığı yazılmaktadır. İşçi tazminatını ve diğer alacağını almadan bu kâğıda kesinlikle imza atmamalıdır. Çünkü paramızı almadan imza attığımızda patron inkâr yoluna gidecek, hiçbir alacağımızın kalmadığını iddia edecektir. Zaten böyle durumlarda patron hemen işçinin imza atmasını sağlamaya çalışır. Yine birçok işyerinde işçi kardeşlerimizin başına bu tür olaylar sık sık geliyor. Paramızı almadan ibraname imzaladığımızda paramızı alamadığımız gibi, bir de mahkemeye başvurma olanağını zorlaştırmış oluruz. Çünkü ibranamede “tüm yasal hakkımı aldım” deyip altına imza attığımızda patron, “bakın bütün parasını aldı, imzayı attı” diyerek mahkeme yolunu zora sokmuş oluyor. Eğer patron işçinin tazminatını veriyorsa, işçi tüm yasal haklarını alıyorsa ve işçi istiyorsa evrakları imzalayabilir. Bunun dışında hiçbir şekilde çıkış evrakını imzalamayalım.
İşçi kardeşler bütün bunlar başımıza bilinçsizlikten, örgütsüzlükten geliyor. Bizler bilinçlenmedikçe, yanımızdaki işçi arkadaşımıza sahip çıkmadıkça patronlar bizleri iliklerimize kadar sömürecektir. Elbette işçiler olarak bizlerin işten atmalara karşı yapacağımız şeyler hukuki işlerle sınırlı değil. En önemlisi işten atılan arkadaşımıza sahip çıkıp onu işten attırmamaktır. Bugün ona yarın bize. Bu da bizler örgütlüysek yapabileceğimiz bir iştir. Kimsenin kimseden haberi olmadığı bir yerde patronlar işçileri bir paçavra gibi işten atar. Ancak işçilerin örgütlü olduğu durumda işçiler arkadaşlarına sahip çıkıp, onun işten atılmaması için üretimi durdurabilir. Eğer sendikalı bir işyeriyse, patron işçiyi işten attığında bunu sendikaya sebebi ile bildirmek zorundadır.
İşçilerin gücü birliğinden ve bilinçli olmalarından gelir. Bunun için sendikalarımızda, derneklerimizde örgütlenmeliyiz. Hepinizi işçilerin derneği olan Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği UİD-DER’e davet ediyoruz. Haklarımızı patronlara yedirmeyelim, yanı başımızdaki işçi kardeşimize sahip çıkalım, birbirimize güvenelim, mücadele edelim.
Güvensizlik Nasıl Aşılır?
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- İşçi Dayanışması 206. Sayı Çıktı!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
Son Eklenenler
- Artık eski kuşak bir işçi olarak, gençliğimde başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Yıllar evvel “iş kazası” nedeniyle biri ağır iki ayrı ameliyat olmuştum. Sonrasında bir buçuk seneye yakın yatalak kalmıştım. Bu sürenin 7 ayını evde geçirmiştim....
- UİD-DER’le 1 Mayıs’a katılan bir engelli arkadaşımız, dünyada 1 milyar engelli olduğunu söyledi. Bu rakam 8 milyarlık dünya nüfusunun yüzde 12,5’ine denk geliyor. Yani her 8 kişiden biri engelli! TÜİK verilerine göre de Türkiye’de en az 10 milyon...
- ABD’nin her yıl “özgürlük ve bağımsızlık günü” olarak kutladığı 4 Temmuz, bu yıl resmi törenlerin ve barbekü partilerinin ötesine geçerek işçi ve emekçilerin öfkesine sahne oldu. “Amerika’ya Özgürlük” sloganıyla onlarca şehirde gerçekleşen...
- Şüphesiz ki koşullar insanın ruh halini belirlemede çok etkili olur. Aynı şekilde tersine, bilinçlenen, ruh halleri değişen insanlar koşulları belirlemekte ve değiştirmekte çok etkili olur. Örneğin yoğun bir kış mevsimin yarattığı ruh hali, öyle bir...
- “Kamu imkânlarını amacı dışında kullanmak, kamuya ait işleri yavaşlatmak ya da aksatmak, verilen görevleri layıkıyla yerine getirmemek hem vebal hem de günahtır. Kamu hizmetlerini sunarken insanlar arasında ayrım yapmak, tanıdığı kişilere öncelik...
- Petrol-İş Sendikasında örgütlü grevci TPI Kompozit ve Temel Conta işçileri ile grevlerini kazanımla sonuçlandıran DYO Boya işçileri ve sendika düşmanlığına, işten atma saldırılarına karşı direnen TEKSİF üyesi Digel Tekstil işçileri, İzmir Menemen...
- Yıllar önce çalışıp ayrıldığım işyerinden bir işçi arkadaşım anlattı. Patron ekonomik krizden dolayı iflas ettiğini, işyerini kapatacağını söylemiş işçilere. Sonra patronla birlikte oturup ağlaşmışlar; “ne güzel bir işyerimiz vardı, ne güzel bir...
- Başlıkta yer alan ifadeler, Hakkı Özkan’ın “Grevden Sonra” romanındaki öncü işçi Nuri’nin eşinin sözleridir. Nuri, grevde öncüdür; mayası sağlam, kararlı bir işçidir. Yazar Hakkı Özkan matbaa işçiliği yapmıştır, yaşadıklarını romana aktarmıştır. “...
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...