Buradasınız
Ya Onlar Ya Biz!

“Beni buraya niye koymiysunuz dedim Jandarmaya, neyse, oradan kaçtım yukari, üstten bastim kepçeye taşi. Yapacak bir şey yok, durdum taş yuvarlamaya. Ondan sonra da kepçeyi durdurduk. Sonra geriden geldik buraya. Sonra gene başladı, gittik bir daha durdurduk oni. Öyle duriyi şimdi. Ya o ya biz, yapacak bir şey yok. YA ONLAR YA BİZ! Biz taş ocağı değil çay fabrikası istiyoruz.” Rize’nin İkizdere ilçesinde emekçi halk vadilerine yapılmak istenen taş ocağına karşı günlerdir direniyor. En önde ise İkizdere’nin emekçi kadınları var. Başında yazması, elinde sopasıyla emekçi kadınlar. Ve bu sözler onlara ait.
İkizdereli emekçi kadınları ne jandarmanın gazı ne de iktidarın tehditleri durdurabiliyor. Çünkü Cengiz Holding’in ve ortaklarının göz koyduğu şey onların ekmeği, hayatı! Çünkü katledilmek istenen orman onların yaşadıkları yer, yuvaları, ekmek tekneleri, çayları, arıları ve çiçekleri, geçmişleri ve gelecekleri. Çünkü ekmeklerine göz koyanlar zalimler, açgözlüler, hırsızlar! İşte bunu bilen İkizdereli emekçi kadınlar; arkasına siyasi gücü ve devleti alan para babalarına meydan okuyorlar. Çünkü çok iyi biliyorlar ki kazanmak için haklı olmak yetmez, zalimler karşısında ses çıkarmak, güçlü olmak gerekir. Emekçilerin sesi birlikte yükselir, gücü ise birlikten, beraberlikten, dayanışmadan ve haklı olduğunu bilmekten gelir.
İkizdere halkı ve vicdanı olan herkes bölgede inşa edilecek liman için taş ocağı açılmasına karşı çıkıyor. Ama karşılarında kötülüğün vücut bulmuş, örgütlenmiş hali var. Kepçeler çalışmaya, kazmaya, sökmeye devam ediyor. İkizdereli emekçilerse jandarma zoruyla yaşadıkları bölgeden uzaklaştırılıyor, gözaltına alınıyor. Ormanlarına, yollarına demir kapılar dikiliyor. Devlet bölgede eylem, gösteri, protesto yapılmasını yasaklıyor. Yandaş medya İkizdere halkının sesini değil Cengizlerin sesini duyuyor, duyuruyor. Bölgeye giden bakanlar, yetkililer emekçilerin karşısına geçip halkın yanlış yaptığını söylüyor, ders veriyor. Muhalif partilerden ziyaretçilerin üzerine saldıracak güruhlar örgütleniyor. Yani siyasi iktidar ve ortakları “bana baş kaldıranın başını ezerim” diyor. Cengiz Holding’in, para babalarının sırtını sıvazlıyor, onlara her türlü kolaylığı sağlıyor, her ihaleyi onlara veriyor. Ama İkizdereliler, özellikle emekçi kadınlar “boyun eğmiyoruz” diyerek cevap veriyor.
Ağacımız kesilmesin, arımız, çiçeğimiz yaşasın, karnımız doysun istiyorsak gözünü kâr hırsı bürümüş sermayenin politikalarına karşı topyekûn mücadele etmeliyiz. Emekçi kadın susarak değil kimi zaman kepçelere taş yuvarlayarak, kimi zaman grev çadırında önlüğünü gururla taşıyarak, kimi zaman grevdeki eşinin yanı başında mücadeleye katılarak korur haklarını. Protesto etme hakkımız elimizden alınmışsa ekmeğimiz de elimizden alınmış demektir. Protesto hakkını savunmak ekmeğini savunmaktır aynı zamanda. Çünkü insanın ekmeğini çalanlarla anlaşması, barışması mümkün değildir, onlara karşı dik durması, kavga vermesi gerekir. Biz emekçi kadınlar hayatın her alanında her an üretiyoruz. Çocuk doğuruyor, besliyor, büyütüyoruz. Evin direği oluyoruz. Üretimin olduğu her yerde ter akıtıyoruz, haksızlığa uğruyoruz. O halde mücadelemiz de her alanda olmalı.
Sendikalaşma mücadelesi verdikleri için işten atılan, “niye bu yasalar hep Fatmalara işliyor?” diye soran Migros Depo direnişinden işçi Fatma yaşadıklarını şöyle anlatıyordu: “Ben bu direnişten çok şey kazandım. Eskiden polisin yanından geçerken ürperiyordum, korkuyordum. Aslında kendi hakkımı kendim yedirmişim şu ana kadar. Ben bunun farkında olmamışım. Hakkını ararsan elbette kazanacaksın. Hakkını arayacaksan üstüne üstüne gideceksin. Kaçmakla, susmakla kazanılmaz. Ben 3 çocuk annesiyim. Çocuklarım «anne sen gittiğinde biz sana bir şey olacak diye korkuyoruz» diyorlar. Ben de onlara «korkmayın kızım, siz de beni örnek alın» diyorum. İlerde sizin de hakkınız yenecek. Kızımın biri tıp okuyor, biri bilgisayar mühendisliği. Onlara diyorum, siz de çok insanlarla karşılaşacaksınız. Direnmeyi, kazanmayı öğrenin, diyorum.”
Bu sözler ve İkizdere’deki emekçi kadınların söyledikleri yeterince açık: Birlik olursak, yan yana gelirsek, örgütlenirsek, direnirsek, mücadele edersek haklarımıza sahip çıkabiliriz. Ekmeğimizi büyütür, doğayı korur, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkarız. Açgözlü sermayenin saldırılarına dur demenin tek yolu budur.
2755 ve Milyarlar…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- İspanya’da Sel Felaketinde Can Kaybı Yükseliyor
- Tokat’tan Diyarbakır’a Maden Şirketlerine Karşı Köylüler Mücadele Ediyor
- Tokat’ta Altın Madenine Karşı Direniş
- Yine Yangın, İhmal ve Umursamazlık
- Doğanın Talanına Hayır!
- Diyarbakır ve Mardin’de Yangınlar: Sermayenin Kâr Hırsı Can Alıyor
- Manisa Gördes’te Madene Karşı Direniş Nöbeti Sürüyor
- “Mersin Atatürk Parkında Yeni Liman İstemiyoruz”
- İktidarın Zihniyeti İliç’te de Aynı!
- İliç’te Aileler Arama Çalışmalarının Durdurulmasını Protesto Etti
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- Brezilya, Fas, Libya: Kapitalizm Felaket Demektir!
- Akbelen Direnmeye Devam Ediyor!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- Orman Yangınları Devam Ediyor
- Deştin Köylüleri: Çimentocular Topraklarımızı İşgal Edemeyecek!
- Samandağ Halkı: “Deprem Öldürmedi Asbestle Öldürecekler!”
- Depremden Sonra Sel de Felakete Dönüştü
- Pakistan’da Seller Can Almaya Devam Ediyor
- “Yeşil Bursa”ya Ne Oldu?
Son Eklenenler
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...