Buradasınız
Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/2

Avukat Mesut Badem, sohbetimizin ilk bölümünde arabulucuda anlaşma ile sonuçlanan dosyaların son derece istisna olduğunu belirtmişti. Bunun nedenlerini sormuştuk. Badem, patronların sıklıkla arabuluculuk aşamasında anlaşmayı reddettiğini ve işçiyi haricen anlaşmaya zorladığını tekrarlıyor: “Mesela işçi bana geldi ve vekâleten arabuluculuk görüşmelerini yürüttüm. Anlaşma olmadı ama işçi dava açmaktan kaçınıyor. Bunun iki anlamı var: Ya dava masraflarından, sürecin uzamasından, şahitleriyle ilgili, davayı ispat şartları ile ilgili sorun yaşayabileceğinden dava açmaktan kaçınıyor. Ya da haricen anlaşma yoluna gidiyor. Bu ihtimal daha çok gerçekleşiyor. Ekstrem şeyler de oluyor. Mafyacılık oynayan küçük-orta ölçekli işyerleri var. Onların ‘kendi kanunları’ var. İşçiye psikolojik baskı yapıyorlar, ailesiyle tehdit ediyorlar. Böyle şeyleri istisnalar olarak bir kenara bırakıyoruz. Genelde işçinin en büyük zaafı geçim sıkıntısıdır. İşçiye en büyük zor ekonomik zordur. Belki silah çeksen ona karşı göğsünü gerer ama evine ekmek götürememe tehdidi onu dize getirebilir. Patronlar bunu biliyorlar. Dolayısıyla, ‘sen dava açacağına ben sana üç beş kuruş vereyim, taksit taksit olsun, ya da sen gel bana yine çalış hakların içeride kalsın’ diyorlar. Bu şekilde kolaylıkla ikna edebiliyorlar pek çok işçiyi.”
Badem, patron örgütlerinin tüm bunları en baştan hesap ettiğini vurguluyor ve şöyle devam ediyor: “Amaç işçilerin kolaylıkla işçilik alacaklarına kavuşması, kısa yoldan hukukun gerçekleşmesi olsaydı, bir takım önleyici mekanizmalar getirirlerdi. Mesela güçler eşitsiz olduğu için işverenlere daha katı kurallar getirilebilirdi, ‘anlaşmama’ imkânı zorlaştırılabilirdi. Yani diyelim her iki tarafın da anlaşmama hakkı olmalı ama işverenin anlaşmaması halinde dava yoluna gidildiğinde ve haksız çıktığı durumda bir cezai şart veya bir inkâr tazminatı öngörülmeliydi. Böyle bir zorlayıcı mekanizma olabilirdi.”
Arabuluculuk sisteminde işçi ile işverenin neden eşit koşullarda iki tarafmış gibi sunulduğunu şöyle anlatıyor Badem: “İşçi ve işveren gerçekte eşit değiller. İki taraf da eşit gibi görüldüğünde işverenin bundan bir kaybı yok hatta kazancı var. İşten çıkarıldığı andan itibaren işçinin alacakları zaman aşımı baskısı altına giriyor. İşten çıktığı günden itibaren zaman aşımı süreci başlıyor. Arabuluculuk başvurusu yapılacak, görüşmeler bitecek, en az bir ay bunun için geçecek. Arabuluculuk başvurusu tarihinden itibaren faizlerin işlemesi ile ilgili oturtulmuş içtihatlar yok. Faiz ne zaman başlayacak tartışması hâlâ devam ediyor. Çoğu kez dava tarihinden başlatıyorlar. Ben ısrarla arabuluculuk başvuru tarihinden itibaren başlaması gerektiğini yazıyorum evraklarıma çünkü bu engeli önümüze sen koydun. Yoksa ben davamı açmış olacaktım. Teknik olarak bu engeli sen çıkarttın. Ama o yönde çıkarılmış içtihatlar yok. Bir de arabuluculuk başvurusu yapılıyor, anlaşma olmayınca işçi hemen dava açamıyor. Zaman aşımı süresi yine işlemeye devam ediyor. Ama işçi üç beş ay sonra davayı açtı ve diyelim ki bir iki yıl sonra davayı kazandı. Zaman aşımı o sürede işliyor ve yine alacaklarının bir kısmı kaybolmuş oluyor, hak kaybı oluyor. Peki, işverenin bundan bir zararı var mı? Yok. Aksine kârı var. Alacak miktarı düşüyor. Süreç uzadığında o dönemde işleyecek faizler toplanıyor, tek kaybı o oluyor. Ama zaten önemli bir kısım alacaklar zaman aşımına uğradığı için faiz onun yerini tutmuyor.”
Badem, arabuluculuğun işverenlerin elini nasıl rahatlattığına ilişkin bir diğer örneği şu sözlerle aktarıyor: “Anlaşmama halinde işçi dava açtığında ve işveren haksız çıktığında icra inkâr tazminatı gibi, kötü niyet tazminatı gibi bir tazminat ödemek zorunda bırakılmalı. ‘Anlaşamama’ bir cezai şarta bağlansaydı, mesela işverenin asıl borcu 100 bin lira iken yüzde 20’si kadar bir cezai şart düzenlemesi getirilseydi, bu zorlayıcı olabilirdi. O zaman işveren kolaylıkla arabulucu masasını terk etmek istemeyebilirdi. Hiçbir yaptırım yok işverenler için, o yüzden bazıları görüşmelere bile gelmiyor.”
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İcra ve İflas Yasasındaki değişiklik ne anlama geliyor?
- Covid-19, Kısa Çalışma ve Ücretsiz İzin Gerçeği
- AKP’nin Torba Yasası: Patronlara Kıyak, İşçilere Saldırı
- Pandemi, Ücretsiz İzinler ve Hak Gaspları
- İş Güvenliği Yasasına 4. Kez Erteleme Ne Anlama Geliyor?
- Kronik Hastalığı Olan İşçilerin ve Hamile Kadınların Yasal Hakları
- Koronavirüs ve Yasal Haklarımız
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/2
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/1
- İşçilerin Sordukları/78
- Emeklilik Hakkımız İçin Topyekûn Mücadele Edelim!
- Yargıtay’ın Hamile İşçiler İçin Emsal Kararı
- İşçilerin Sordukları/75
- İşçilerin Sordukları/74
- İşçilerin Sordukları/73
- İşçilerin Sordukları/72
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Engelli de Saralı da Olsa Çalışacak!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...