Buradasınız
Medya, Şiddet ve Emekçi Kadın
İzleyenler bilir, 31 Mart seçimlerinden önce Güldür Güldür Show’da bir skeç yayınlanmıştı. O skeçte bir gazetenin genel yayın yönetmeni editörlere “aman ha, negatif habercilik yapmayın” minvalinde sözler ediyordu. Ona göre ekmeğe gelen zammın haberi “obeziteye tokat” manşetiyle verilmeliydi. Bu skece hepimiz kahkahalarla güldük ama gülerken düşündük de, çünkü bu skeçte anlatılanların hepsini gerçek yaşamda görüyorduk.
O günlerde soğanın, patatesin, biberin fiyatı el yakıyordu. Halk, pazarlarda, marketlerde bu sebzelerin yanına yaklaşamıyordu. Ama “kriz mriz yok” deniliyor, pazar esnafı, marketçiler suçlanıyordu. Bu sebzeleri daha ucuza almak için tanzim satış noktalarında oluşan kuyruklara “varlık kuyruğu” deniliyordu! Pahalılığın gerçek nedenleri anlatılmıyor, işsizlik kuyrukları gösterilmiyor, altında ezildiğimiz vergilerden, faturalardan bahsedilmiyordu. Sanki her şey güllük gülistanlıktı. Üç kuruşluk sadaka gibi sosyal yardımlar, ücret zamları “müjde” diye büyütülüp haber yapılıyordu.
Skeçteki gibi ekmeğe ya da gerçek hayattaki gibi soğana, patatese, bibere gelen zamlarla, tanzim satış kuyruklarıyla ilgili haberlerin çarpıtılarak verilmesi, gerçeklerin biz milyonlarca işçi ve emekçiden gizlendiği, aldatıldığımız anlamına gelir. Medyanın “negatif habercilikten” uzak durmasının nedeni bizim gerçekleri görmemizi ve hesap sormamızı engellemektir. Medya patronları, siyasi iktidarlar bunu sistematik olarak yaparlar. Sahip oldukları televizyon kanallarını, gazeteleri, dergileri, internet sitelerini, sosyal medya araçlarını kullanarak yalanları üretir ve yayarlar. En zehirli fikirleri zihnimize enjekte ederler. Bizi oyalar, kandırır, yalan yanlış düşüncelerle körleştirirler!
Tam da bu noktada bir soru daha soralım: Emeğiyle geçinen insanları ilgilendiren böyle önemli konularda “negatif habercilik yapmamak” yaklaşımıyla tüm olumsuzlukları gizleyen medya, sıra kadına yönelik şiddet, kadın cinayeti, taciz, tecavüz, çocuk istismarı haberlerine gelince neden bambaşka bir tutum alıyor? Neden bu haberleri ısıtıp ısıtıp en ürkütücü görüntü ve başlıklarla önümüze koyuyor? Neden bu konuda negatif haberciliğin âlâsı yapıyor?
Gerçekten bu nokta çok dikkat çekicidir. Emekçi kadınların hayat pahalılığı, yoksulluk, işsizlik, doğum-emzirme izni, kreş hakkının gasp edilmesi gibi sorunları medyada hasıraltı edilir. Kadın-erkek işçilerin bu sorunları çözmek için verdiği mücadelelere kör ve sağır kalınır. Ama kadına yönelik şiddet haberleri özellikle öne çıkarılır. Üstelik nedenleri, nasıl çözülebileceği üzerine tek bir kelime bile edilmeden! Çünkü amaç emekçi kadınların sorunları ve bu sorunların çözülmesi için çaba göstermek değildir!
Asıl amaç emekçi kadınları korkutmak, baskı altına almak, evinin dört duvarı arasına hapsetmek, körleştirmek, pasifleştirmek, itaat etmeye zorlamaktır! Zihnini esir almak, her an her yerde şiddete uğrayabileceği korkusuyla yaşamasını, kendini yalnız ve çaresiz hissetmesini sağlamaktır! Emekçi kadınların sorunlarını çözmek için irade göstermesini, harekete geçmesini ve birleşip örgütlenmesini engellemektir! Kadın-erkek tüm işçilerin birleşip sömürü düzenini ve yarattığı tüm sorunları yok etmek için birlikte mücadele etmesini engellemektir!
Kadınıyla erkeğiyle patronlar sınıfı bizi en azgın biçimde sömürüyor. Yoksulluğa, güvencesizliğe mahkûm ediyor. Sömürü düzeni erkek egemen anlayışı kışkırtıyor. Kadını ikinci sınıf insan yerine koyuyor. Kadına yönelik şiddeti meşrulaştırıyor. Bu nedenle kadına yönelik şiddetin asıl sorumlusu sermayenin sömürü düzenidir. Ama medyanın da yardımıyla bu konuda da bizi aldatıyorlar! Emekçi kadına “senin düşmanın sömürü düzeni değil erkektir” diyorlar.
Şimdi elimizde tuttuğumuz sayfaları çevirelim ve Dünyadan köşesinde yer alan Güney Afrikalı Madencilerin “EŞİTLİK” Grevi başlıklı haberi okuyalım. İşçi sınıfının kadınları ve erkekleri dayanışma içinde olduğunda, birlikte mücadele yürüttüğünde kadına yönelik şiddet de dâhil olmak üzere emekçi kadınların sorunlarının nasıl da çözüm bulduğuna şahit olalım. Dostumuz kim, düşmanımız kim, bir kez daha görelim.
Dikkat Manipülasyon Var!
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Mücadelenin Adıdır Kadın
- Ekmeğe Zam Yapılırsa
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
Son Eklenenler
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...