Buradasınız
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası İş Kazalarına Çare mi?
İş kazaları durmuyor. Patronların kârları büyürken işçiler ölmeye ve sakat kalmaya devam ediyor. İşçilerin ölmesini umursamayan AKP hükümeti, gelen baskı sonucu İş Sağlığı ve Güvenliği adıyla bir yasa çıkardı ve bu yasanın iş kazalarını önleyeceğini iddia etti. Yalnızca Eylül ayında 83 işçinin ölmesi de gösteriyor ki, bu yasa hiçbir işe yaramamıştır. Üstelik Haziran ayında Meclis’ten geçen yasa, altyapı eksikliği nedeniyle ağır ve tehlikeli işlerde 1 yıl, az tehlikeli işlerde ise ancak 2 yıl sonra yürürlüğe girecek.
Sendikaların ve demokratik kitle örgütlerinin fikri alınmadan, ILO ve Avrupa Birliği standartlarına uyum gerekçesiyle hayata geçirilen bu yasa, giderek artan iş kazaları ve meslek hastalıklarına çare olmaktan çok uzaktır. Yasanın adının “işçi” değil de, “iş” güvenliği yasası olması da AKP’nin işçilere önem vermediğinin bir göstergesidir. Yasa tam olarak yürürlüğe girdikten sonra istisnasız tüm işyerleri İş Sağlığı ve Güvenliği yasasına uymakla yükümlü olacaklar. Lakin belirtmek gerekir ki, eski yönetmeliğe göre kapsayıcılığı genişlemiş olsa da, yeni yasa yüz binlerce işçiyi kapsam dışına atmaktadır. Meselâ, afet ve acil durum birimlerinde ve ev hizmetlerinde çalışanlar yasa kapsamına alınmamıştır.
Resmi rakamlara göre Türkiye’de her yıl yaklaşık 77 bin iş kazası gerçekleşiyor. Her ay ortalama 100 işçi, iş kazalarında hayatını kaybetmekte ve yüzlercesi sakatlanmaktadır. Meslek hastalıkları ise tam olarak tespit bile edilememektedir. Bu nedenle iş kazalarını ve meslek hastalıklarını engelleyecek yasal düzenlemeler şüphesiz son derece gereklidir. Ancak devlet ve AKP hükümeti yeni yasa ile sorumluluğu üzerinden atmakta, işyerinde gerçekleşecek iş kazalarının ve meslek hastalıklarının sorumluluğunu işçi temsilcilerine ve iş güvenliği uzmanlarına yıkmaktadır.
Kanuna göre patronlar, işçilerin işle ilgili sağlık ve güvenlik tedbirlerini alacak, tedbirlere uyulup uyulmadığını denetleyecekler. 10 ve üzeri işçi çalıştıran işyerleri iş güvenliği uzmanları çalıştırmak, bu hizmeti veren şirketlerden yardım almak zorunda olacaklar. Çalıştıracakları uzman sayısı işkolunun tehlike derecesine ve işçi sayısına göre belirlenecek. 50 ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve altı aydan fazla süren sürekli işlerin yapıldığı işyerlerinde ise işveren, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarda bulunmak üzere bir kurul oluşturacak.
Bu kurulda işveren ya da temsilcisi, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve işçi temsilcileri yer alacak. Yasa patronları, işçilerin kendi temsilcilerini seçmelerini sağlamakla yükümlü kılıyor. Eğer patron, işçilerin söz konusu kurula temsilci seçmesini sağlamazsa ceza alacakmış: Tam 200 lira! Yani açıkça işçilerle alay ediliyor. İşçilerin kendi bağımsız kararlarını alamayacağı, patronun bu kurula istediği kişileri alacağı, 200 lira cezanın bir yaptırım gücü olmayacağı yeterince açıktır. Diğer taraftan, işten atılma kaygısı duyacak ve bağımsız olamayacak olan iş güvenliği uzmanının, patronunun denetiminden çıkmayacağı da bellidir. Tümüyle patronların denetimine girecek olan İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarına, patronlara maliyet oluşturacak gerekli iş güvenliği önlemlerini aldırmak mümkün olmayacaktır. Hadi diyelim ki kurul gerekli kararları aldı; bu kurulun patron üzerinde hiçbir yaptırım gücü olmayacağı için patron istediği gibi hareket edebilecektir.
Yasaya göre ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan işçiler, İş Sağlığı ve Güvenliği Kuruluna veya işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep edebilecek. Ancak bunun kâğıt üzerinde kalacağı açıktır. İşçileri eski ve bozuk makinelerde, tedbir almadan çalıştıranlar zaten patronlar değil mi? Onlar mı üretimi durdurup tedbir aldıracaklar? İşyerindeki bina ve eklentilerde, çalışanlar için hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğindeyse, bu tehlike giderilinceye kadar, işyerinin bir bölümünde veya tamamında iş durdurulabilecek. Ancak işsizliğin, taşeron ve esnek çalışmanın alabildiğine yaygınlaştığı günümüzde işçilerin bu haklarını kullanmaları imkânsızdır! Yani işçiye iş kazası geçirme ya da işsiz kalma özgürlüğü tanınıyor!
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurullarının denetimi kesinlikle işçilere verilmelidir. Bu kurulda yer alan işçi temsilcilerinin işten atılması yasaklanmalıdır. İşyeri hekimlerinin ve iş güvenliği uzmanlarının, patronların baskısı altında kalmaması için ücretlerini üye oldukları meslek örgütleri ödemelidir. İşçilerin denetimine verilen İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Kurullarının karar alma, patronlara uygulatma yetkisi olmalıdır. Bu kararları uygulamayan patronlara ağır cezalar verilmelidir. Ayrıca işçilerin, topluca üretimi durdurma ve gerekli güvenlik önlemleri alınana kadar çalışmama hakkı olmalıdır.
Aslı Bozuk Deme Gel Şu İnsana
İşçilerin Sordukları/5
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...