Buradasınız
Suriyeli Göçmenler Patronların İştahını Kabartıyor

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu TİSK, Suriyeli göçmenlerin ekonomiye etkilerini ortaya koymak üzere bir araştırma yaptırdı. Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi’nin (HÜGO) TİSK için yaptığı araştırma Suriyeli göçmenlerin kapitalizmin vahşi çarkları arasında nasıl ezildiğini bir kez daha gösteriyor. Ancak Suriyeli göçmenlerin çektiği acılar Türkiyeli işverenleri zerre kadar ilgilendirmiyor. Onlar Suriyelilerin nasıl bir işgücü potansiyeli yarattığına odaklanıyorlar. Bu ucuz işgücü potansiyelinin nerede değerlendirilebileceği, eğitimli olup olmadığı, ileride ne gibi sosyal, toplumsal sorunlara yol açacağı, haksız rekabetin nasıl engelleneceği gibi konulara kafa yoruyorlar.
Araştırmanın amacı da sonucunda ortaya çıkan bilgiler de durumun vahametini ve patronların göçmen işçilere bakış açısını bir kez daha gözler önüne seriyor. Ülkenin kurulduğu 1923 yılından bu yana Türkiye’ye toplam 2 milyon göçmen gelmiş. Suriye’de kanlı iç savaşın patlak verdiği 2011 yılından bu yana ise Türkiye’ye gelen Suriyeli sayısının 2,2 ila 2,5 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’nin sözde kapılarını açıp savaştan kurtardığı, misafir ettiği göçmenlerin %90’ı kampların dışında, kaderlerine terk edilmiş olarak yaşıyor. Kamplarda yaşayanlarınsa tecavüzden çadır yangınında can vermeye, salgın hastalıklarla boğuşmaktan devlet baskısına maruz kalmaya kadar devasa sorunların içine atıldığı ortadadır. Ancak patron örgütleri ve rapor yalnızca Suriyelilerin ekonomiye etkisiyle ilgileniyor.
Raporda yer alan bilgilere göre 18 yaşından küçük Suriyelilerin sayısı 1,2 milyon ve bunların 150 bini Türkiye’de doğdu. 5 yıl içinde Suriyeli sayısının 3,5 milyona çıkması bekleniyor. Çocukların çok büyük bir kısmı hiçbir eğitim almıyor. Zaten kendi ülkelerinde iyi eğitim alamamış, yoksul Suriyeliler burada da iyi bir eğitim olanağına sahip olmadıkları için patronlar tarafından niteliksiz ve ucuz işgücü olarak görülüyor. Kayıtlı çalışan Suriyeli işçi sayısı sadece 3 bin 686. Çoğunluğu çocuk 400 bin Suriyeli ise kayıt dışı çalışıyor. Çok düşük ücretlerle ve sağlıksız koşullarda istihdam ediliyorlar. Göçmen, çaresiz, vasıfsız ve eğitimsiz olmaları Suriyeli işçilerin en kötü koşullarda çalıştırılmasının gerekçesi yapılıyor. Sözde “geçici koruma altındaki Suriyelilerin” çalışma hakları için hiçbir düzenleme bulunmuyor. İnşaat, tekstil, tarım, imalat gibi kayıt dışı istihdamın zaten yoğun olduğu sektörler Suriyeli işçilerin en çok istihdam edildiği sektörler olarak öne çıkıyor. “Biz Suriyeli işçi çalıştırma konusunda gönüllüyüz” açıklamalarının yapıldığı bu sektörlerde çok sayıda çocuk işçi de çalışıyor.Patronlar tarafından Türkiyeli işçilerin ücretlerinin düşürülmesi için bahane haline getirilen Suriyeli işçiler, işsizlerin, düşük ücretlere çalışanların öfkesinin hedefinde tutuluyor. Öyle ki araştırma Suriyelilerin çalışmasına izin verilmemesi gerektiğini düşünenlerin oranının Suriyelilerin yoğun olduğu bölgelerde %44 diğer illerde %48 olduğunu gösteriyor. İşveren örgütleri Suriyelileri, işçi ücretlerini baskılamak ve işgücünü ucuz tutmak için kullanıyorlar. Devlet, bu “fırsatların” tepe tepe kullanılmasının önünü açıyor. Raporda Türkiyeli işçilerin işini kaybetme korkusu yaşadığı da ifade ediliyor. Ama elbette bu korkunun patronlar tarafından işçilere ağır çalışma koşulları dayatmak üzere nasıl kullanıldığı es geçiliyor.
İşverenler devletten Suriyeli işçi çalıştırmak için izin istiyorlar. Hayvancılık gibi sektörlerde Suriyeli istihdamının önünün açılmasını, işyerlerinde Suriyeli işçi kotasının uygulanmasını talep ediyorlar. Devletin Suriyeli istihdamına öncülük etmesini, onları “yabancı” statüsünde çalıştırmanın getireceği ek maliyetler için devletin teşvik vermesini istiyorlar. Suriyeli ucuz işgücünden yeterince yararlanamayan işverenlerse bunun haksız rekabet yarattığını ve sınırlı tutulması gerektiğini savunuyorlar. Suriyelilerin çalışmadan nasıl yaşayacaklarını zerre kadar umursamıyorlar. Mesela Suriyelilerin yoğun olduğu Gaziantep’te tekstil sektöründe çok sayıda kayıt dışı Suriyeli istihdam ediliyor. Denizlili tekstil işverenleri bu durumdan rahatsız oluyor. Rekabet içinde oldukları Gaziantep’in Suriyeliler sayesinde düşük maliyet imkânına kavuştuğunu ve artık Gaziantep’le rekabet edemediklerini, önlem alınması gerektiğini söylüyorlar.
Raporun sonunda işveren temsilcileri şikâyetlerini ve taleplerini şu şekilde sıralıyor:
- Suriyelilerin kayıt sistemi gözden geçirilsin ve nitelikleri ayrıntılı olarak ortaya çıkarılsın. Böylece potansiyel iş alanları tespit edilebilir.
- Kapsamlı, bütünleşik bir plan dâhilinde istihdam imkânı yaratılmaması halinde, Suriyelilerin Türkiye ekonomisini bozma ihtimali çok yüksek.
- Devletin performansını takdir ederken, kayıt ve yerleştirme ile yasal ve idari düzenlemelerin hızla hayata geçirilmesi gerekiyor.
- Suriyelilerin mevcut koşullarda istihdam edilebilmeleri için sektörel-bölgesel analizlerin yapılması ve çalışma haklarındaki belirsizliğin ortadan kaldırılması gerekiyor.
Araştırmayı yaptıran TİSK’in başkanı Yağız Eyüboğlu Suriyeliler hakkında tam ve sağlıklı veri bulunmamasının doğru politika uygulanmasını önlediğini söylüyor. Türkiye’de kalıcı olduklarından yola çıkarak çalışma haklarına ilişkin bir düzenleme yapılması, çalışmaların bir bakanlık eliyle koordine edilmesi gerektiğini savunuyor. Kamu ve STK temsilcilerinin ortak bir platform oluşturarak çalışma planı hazırlaması gerektiğini vurguluyor. Art arda sıralandığında patronların iyi niyetli olduğu yanılsaması yaratan bu talepler, önce savaşın alevlerine atılmış ve ardından kapitalizmin vahşi sömürü çarkları arasında kanı emilmiş Suriyelilerin taleplerini karşılamaktan uzaktır. Patronların Suriyeli göçmen işçi ve emekçilere yalnızca “ucuz işgücü”, “fırsat” ve “sosyal sorun” olarak baktığının kanıtıdır.
İşçi sınıfının bu konudaki yaklaşımı sermaye sınıfının bakış açısından farklı olmak zorundadır. Türkiyeli işçi ve emekçiler Suriyeli göçmen işçilere kardeşlik elini uzatmalı, savaşın yarattığı yıkımdan birlikte çıkılabileceğini kavramalıdır: Savaşın yarattığı mültecilik ve göçmenlik sorunu büyük acılara yol açarken, aslında bambaşka bir sürecin de önünü açmış bulunmaktadır. Mülteci ve göçmen haline gelmiş milyonlarca insanın, gittikleri Ortadoğu, Avrupa ve Türkiye gibi ülkelerde işçi sınıfıyla iç içe geçmesi, işçi sınıfının uluslararası mücadelesi açısından büyük potansiyel içermektedir. Eğer bu ülkelerin işçileri, göçmen işçilerle enternasyonalist temelde kaynaşıp ortak bir örgütlenmeye gidebilirlerse, savaşın ortaya çıkardığı göçmenlik olgusu kapitalizmin alaşağı edilmesinde bir kaldıraç rolü de oynayabilir.
Suriye’de savaşın son bulması, Türkiye’nin ve diğer emperyalist-bölgesel güçlerin pençelerini Suriye’nin üzerinden çekmesi, Türkiyeli ve Suriyeli işçilerin ucuz işgücü pazarının köleleri olmaktan kurtulması kaynaşmış, kardeşleşmiş, güçlenmiş Ortadoğu işçi sınıfının mücadelesiyle olacaktır.
Emperyalist savaşa son!
Türkiye’deki Suriyelilerin mülteci statüsü derhal tanınsın!
Mültecilere yönelik ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı ortak mücadeleye!
SİDEMİR İşçilerine Polis Saldırısı
Aka Deri’de İşten Çıkarma
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevinin Gösterdikleri
- Tüm İnsanlık İçin Atan Kalplerin Anısına
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Türkiye’deki Suriyeliler ve Almanya’daki Türkiyeliler
- Göçmen Düşmanlığı Kimin İşine Geliyor?
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Hiçbirimiz Yerli Değiliz, Hepimiz Göçmeniz...
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Hem Yurtdışına Gitmek İste Hem de Göçmenlere Demediğini Bırakma!
- Genç Bir Göçmen, Eziklik Duygusu ve Yitirilen Vicdanlar!
- Göçmen Kıyımı Bu Kez de Teksas’ta Yaşandı
- Kapitalizmde Güvenli Liman Yoktur!
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- İki Yıl Önce Bugün ve Kapitalizmin Fotoğrafı
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Umut Yolculuğu
- Hindistanlı Göçmen İşçilerin Eve Dönüş Mücadelesi
- Yunanistan’da ve Almanya’da Mültecilerle Dayanışma Eylemleri
- Bu Sistem Acı Üretiyor!
- Önyargı ve Suriyeliler Meselesi
- Fakir Baykurt’un Gece Vardiyası; Türk, Alman ve Suriyeli İşçiler
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- 7 Ekim’in Birinci Yılı: Emperyalist Savaş Büyüyerek Devam Ediyor
- Ukrayna Savaşının 2. Yıldönümü: “Emperyalist Savaşa Karşı Mücadeleye!”
- Ukrayna Savaşının İkinci Yılı: Ukrayna’dan Gazze’ye Emperyalist Savaşa Hayır!
- Filistin ve Ortadoğu’da Emperyalist Savaş Yangını Devam Ediyor
- Bütçe Holdinglere Akıyor, Holdingler Savaştan Besleniyor!
- Milyonlar Meydanlarda Filistin Halkıyla Dayanışmayı Büyütüyor
- Emperyalist Savaşa Karşı İşçilerin Uluslararası Dayanışmasının Önemi
- Savaş ve Biz İşçiler
- Akan Kan Bizim de Kanımızdır!
- Filistin Halkıyla Dayanışma Büyüyor: Emperyalist Savaşa Hayır!
- Japon Doro-Çiba Sendikasının Filistin Sendikalarına Yanıtı
- Filistin Sendikalarının UİD-DER’in Mesajına Yanıtı
- Türkiye’de ve Dünyada Filistin Halkıyla Dayanışma Eylemleri: “Savaşı Durdurun!”
- Savaş Emekçiler İçin Yıkım Demektir! Savaşa Hayır!
- Haksız Savaşlar Memleket Sormaz!
- Haksız ve Emperyalist Savaşlara Hayır Diyoruz!
- Emekçiler Haykırdı: Rusya Elini Ukrayna’dan Çek! NATO’nun Genişlemesine Hayır!
- İşçi Sınıfının Tek Güvencesi Örgütlü Gücüdür!
- Emekçiler Haksız Savaşlara Hayır Diyor!
- “Suriyeliler Kendi Ellerinin Ekmeğini Yiyor”
- “Mülteci Düşmanlığı Yapan Tezgâhıma Gelmesin”
- “Bizi Soyanlar Göçmen ve Yoksul Değil, Buralı ve Zengin”
- Göçmen Düşmanlığı Kimin İşine Geliyor?
- Emekçilerin Mülteci Düşmanlığından Çıkarı Yoktur!
- “İstanbul’da Herkes Yabancı”
- İnsanlık Aya’nın Gözlerinde Saklı
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Dümen Yelpazesinde Yaşam Savaşı
- Bu Düzen Çocuklarımıza Bir Oyuncak Bile Veremez
- Bursa’da Göçmen Faciasının Hatırlattığı Acı Gerçekler
- Ortak Duygular Yapay Duvarları Yıkar
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Göç Sorunu: Hangi Yola Girmeli, Kime Karşı Durmalı?
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Kimin Yanındayız, Kime Karşı Duracağız?
- Adu: Bir Çocuk ve Mültecilik
- Mülteci İşçilerle Biz Bir Sınıfız
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Sınıf Kardeşliğini Yükseltelim
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...