Buradasınız
ABD’de 1929 Krizini İzleyen Grev Fırtınası
1929’da patlak veren ve Büyük Buhran denilen kriz, ABD’de milyonlarca işçiyi işsiz bırakmıştı. Sermaye sınıfı yine aynı şeyi yapmış, kâr uğruna insanların aç kalmasını zerre kadar umursamamıştı. Ama ABD işçi sınıfı da bir kez daha mücadele yolunu seçmişti! Ekmek ve süt vermeyen marketlerin, kiracının çıkarıldığı evlerin, “iş yok” diyen devlet kurumlarının önü eylem yerine dönüyordu. Meydanlar, sokaklar öfkeli işçilerle dolup taşıyordu. El ele veren işçiler krizin bedelini ödemeyeceklerini göstermişti. ABD’li patronlar ve egemenler bu nedenle geri adım atmak, işsizlerin işsizlik sigortası talebini karşılamak zorunda kalmıştı. Ancak 1934 baharıyla birlikte buhranın etkisi azalıyor, mücadeleci işçiler fabrikalara geri dönüyor, iki sınıf arasındaki mücadele daha da kızışıyordu.
Çöküş geride kalmıştı ama sermaye sınıfı işçilere ağır çalışma koşullarını ve sefalet ücretini dayatmaya devam ediyordu. Aradan geçen yıllarda ABD’li işçiler, patronlar sınıfının tıynetini ve bu sınıfa karşı nasıl mücadele yürütülmesi gerektiğini daha iyi kavramışlardı. İşçiler sendikalarda örgütleniyor ve patronlarla anladıkları dilden konuşuyorlardı.
Otomobil fabrikalarının kenti olan Toledo’da, Electric Auto-Lite fabrikasının işçileri 1934 baharında sendikalarının tanınması talebiyle greve gittiler. Fabrika yönetimi ve devlet yöneticileri 4 bin otomotiv işçisini fabrikalarına döndürmek için her yolu denedi. Fabrikaya grev kırıcıları doldurdular. Bunun üzerine önce İşsiz Birlikleri sonra kent halkı grev gözcülüğüne başladı. Fabrika önünde bekleyen insan sayısı 10 bine ulaştı. Grev kırıcılar ancak asker koruması altında fabrikadan çıkabildiler. Kalabalığın geri çekilmemesi üzerine yönetim fabrikayı kapama kararı alsa da ve patronlar kimi geri adımlar atsa da mücadele genel greve doğru büyümeye başladı.
Bu grevin ardından liman işçileri harekete geçti. İşbirlikçi sendika liderlerine ve gemi sahiplerine karşı greve çıkan işçiler, ücretlerinin ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini, her sabah köle gibi seçildikleri “sabah pazarı”nın kaldırılmasını istiyorlardı. San Francisco’da 130 bin işçi genel greve çıktı, kentte hayat durdu. Ordu, polis ve medya işçilere karşı saldırıya geçti. Meşhur gazete Los Angeles Times şöyle yazıyordu: “San Francisco’daki durum «genel grev» denilerek tanımlanacak bir durum değil. Burada gelişen olaylar bir ayaklanma, örgütlü bir isyan biçimi. Ve buna karşı yapılacak tek bir şey var: Her çeşit güçle üzerlerine gidip isyanı bastırmak.”
Ama işçileri bastırmak mümkün olmadı. Bu defa Minneapolis’teki kamyon sürücüleri greve çıktı. Patronların örgütlediği “Yurttaşlar Birliği” adlı çeteler ve polis işçilere saldırdı. Grevcileri savunmak için tam 20 bin kişi fabrikanın önüne toplandı. Kentin denetimini ele geçiren işçileri ezmek isteyen egemenler polisi yeniden işçilerin üzerine saldı, 2 işçi katledildi. Grevci işçilerin cenazesine elli bin kişi katılınca kentte OHAL ilan edildi. Ama işçiler geri adım atmadı, patronlar kısa zamanda kamyon sürücülerinin taleplerini karşılamak zorunda kaldılar.
Sonbahar geldiğinde onlarca eyalette kadın ve erkek işçiler otomobil ve kamyonlara binerek oluşturdukları “uçan birlikler”le tüm kentleri dolaşmaya ve grev çağrısı yapmaya başladılar. Böylelikle 375 bin tekstil işçisi greve çıktı. Egemenler çok korkuyor ve grevi “ciddi tehlike” olarak görüyorlardı. 2 bin grevci toplama kampına hapsedildi, bir eyalette polis grev gözcülerinin üzerine ateş açıp 7 işçiyi öldürdü ama nafile! Grev daha da büyüdü. Eylül ortasında grevci tekstil işçilerinin sayısı 421 bine çıktı. Diğer sektörlerden işçilerin de katılımıyla grevci işçilerin sayısı katlanarak arttı, bir buçuk milyonu aştı. Bunun üzerine dönemin ABD Başkanı Roosevelt işçilerin taleplerinin karşılanması için bir komisyon kurmak zorunda kaldı.
1935’e gelindiğinde bir Kongre üyesi yaşadıkları korkuyu dile getiriyordu. Gerçekten de ABD işçi sınıfı ağır çalışma koşullarına ve düşük ücretlere isyan ediyor ve grev fırtınası şiddetleniyordu! Grevleri fabrika işgalleri izleyecekti…
YÜREKLERİN GEZİNTİSİ
Örgütsüzlüğün ve Çaresizliğin Sırası
- İşçi Sınıfının Mücadele Saflarını Güçlendirelim
- İşçi Dayanışması 193. Sayı Çıktı!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Dünya İşçilerinin Jones Ana’sı
- Kemal Türkler’in Mücadelesi ve Bugüne Mirası
- Kemal Türkler ve Mücadeleci Sınıf Sendikacılığı
- MESS Grevlerinin 45. Yılında Metal İşçilerinin Mücadelesini Hatırlamak
- 30. Yıldönümünde Zonguldak Madencilerinin Uzun Yürüyüşü
- Tütüne Emek Veren Kadın İşçiler Anlatıyor
- Netaş: Yasaklara Rağmen Başarıya Ulaşan Grev!
- Eylül 1976: İşçilerin DGM Direnişi
- Bir Devir ve Bir İşçi Lideri: Kemal Türkler
- İki Farklı Dönem, İki Sözleşme ve İki Bildiri
- Maden-İş MESS’in Oyunlarını Nasıl Boşa Çıkarttı?
- Kavel’den Bir Anı, Geçmişten Bir Miras
- Maden-İş’teki Gömleğin Sırrı Neydi?
- “Bölge’ye Gidince Annemle Barıştım”
- “Baba İşveren” İmajı İle Mücadele
- “Kadın İşçiler Zampik-İş’e Aldanmadı”
- Maden-İş Karşısında MESS’in İzlediği Yol
- Maden-İş İşçilerle Bağını Nasıl Geliştirip Güçlendirdi?
- 1908 Grevleri
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- Çorum’un Dodurga ilçesinde bulunan maden ocağında faaliyet gösteren ODAŞ Elektrik bünyesindeki Yel Enerji’de çalışan işçiler patronun sendika düşmanlığına karşı 9 Mayısta direnişe başladı. Yel Enerji işçileri kötü çalışma koşulları ve düşük...
- Sınıfımızın uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Mücadele örgütümüz UİD-DER, bu sene 1 Mayıs’ı işçi kentleri olan Bursa ve Lüleburgaz’da kutlama kararı aldı. Bizler de bu doğrultuda tüm hazırlıklarımızı yaparak...
- Öz İplik-İş Sendikası, Başkanlar Kurulunu, direnişteki Durak Tekstil işçileriyle dayanışmak amacıyla Bursa’da gerçekleştirdi. Kurulun ardından sendika yöneticileri direnişlerinin 83. gününde Durak Tekstil işçilerini ziyaret etti. Burada yapılan...
- 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü. Her 1 Mayıs’ta UİD-DER’li mücadeleci işçiler bir gelincik tarlasını andırır gibi dolduruyorlar meydanları. Her 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının bu çalışkan evlatları coşku dolu, disiplinli...
- Merhaba dostlar, uzun zamandan beri çalışma şartlarım nedeniyle birçok etkinliğe katılamıyordum. Yaşımın genç olmasına rağmen heyecanımı yitirmiştim. Hem yaşadığım şehirlerde etkinliklerin olmaması hem de maddi imkânsızlıklar yüzünden uzak kalmıştım...
- İstanbul Eyüpsultan’da özel bir lisenin müdürü 74 yaşındaki emekli öğretmen İbrahim Oktugan öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürüldü. Öğretmenler “Can Güvenliğimiz Sağlansın, Gerekli Tedbirler alınsın!” talebiyle İzmir’den Bursa’ya, Mardin’...
- 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve 12-18 Mayıs Dünya Hemşireler Haftası vesilesiyle 10 Mayısta İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hemşire ve ebeler basın açıklaması gerçekleştirdi.
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...
- 1 Mayıs’a gitmeden önce egemenlerin yarattığı algı yüzünden benim de endişelerim vardı. Fakat “Ben hakkımı savunmalıyım” diye düşünerek, arkadaşlarımın ısrarlı daveti sayesinde UİD-DER’le birlikte Bursa’da 1 Mayıs’a katıldım. İlk 1 Mayıs’ımdı, iyi...
- Ağır sorunlar altında bunalan işçi sınıfının bu sorunlar karşısında bir çıkış yolu bulabilmesi için sendikalarına sahip çıkması, sermayenin ve sendika bürokratlarının planlarını, niyetlerini boşa düşürmesi büyük önem taşımaktadır. Özellikle siyasi...
- Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) bağlı maden işletmesinde 14 Ekim 2022’de patlama meydana gelmiş, 43 maden işçisi yaşamını yitirmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Patlamaya ilişkin 7’si tutuklu 23 sanığın yargılanmasına 8...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında gerçekleşen mitinglere yüzbinlerce sendikalı sendikasız işçi, işsiz, emekli, emekçi kadın, genç katıldı. İşçi ve...