Buradasınız
Kim Bu Fırsatçılar?
Ülkeyi yönetenler halka dönük konuşmalarında “kriz filan yok, hepsi manipülasyon”, “ekonomik sıkıntılar psikolojik, aslında kriz yok”, “bu da geçer yahu”, “kriz fırsatçıları devrede”, “suç stokçularda, fırsatçılarda”… diyorlar. Bu sözleri edenler sonra dönüyorlar patron örgütlerine, başka bir şey söylüyorlar: “Krizi fırsata çevireceğiz, merak etmeyin!” Elbette bu açıklamalar kafa karışıklığının ürünü değil. İktidardakiler bilerek, söyleyeceklerini ölçüp biçerek konuşuyorlar. Amaçları sorumluluklarını gizlemek ve hedef şaşırtmak!
Egemenler, yaşanan krizin gerçek nedenlerini ve sorumlularını görmeyelim diye önce “dış mihraklar” yalanına sarıldılar. Sonra koskoca ülkeyi sarsan krizin, yoksulun belini büken hayat pahalılığının fırsatçıların, stokçuların işi olduğunu söyler oldular. Marketlere baskınlar düzenlemeye başladılar, ürünleri pahalıya satanları ihbar etmemizi istediler. Fırıncıya, marketçiye, esnafa tepki göstermemizi sağlamaya çalıştılar.
Kardeşler, çok açık ki bu oyunlarla bizi kandırıyor, oyalıyorlar. Diyelim ki gerçekten de bir grup stokçu ve fırsatçı bütün bir ülkeyi krize sürükleyebiliyor, enflasyona tavan yaptırabiliyor. O halde buna karşı önlem alması gerekenler ne yapıyor? Meselâ arabalardaki cam filmine varıncaya kadar her şeyi kanun hükmünde kararnamelerle düzenleyen Cumhurbaşkanı, neden bir kararnameyle fiyatları sabitlemiyor? Neden temel tüketim ürünlerine yapılan zamları geri çekmiyor? Hatırlanacak olursa ilk olarak akaryakıta, doğalgaza, elektriğe, suya zam yapıldı. Bu zamları da “stokçular” değil devlet yaptı. Üstelik aynı devlet enflasyon karşısında ezilen işçilerin ücretlerini yükseltmedi, emekçileri rahatlatacak önlemler almadı. Demek ki sorun sadece “stokçular”, “fırsatçılar” sorunu değil!
Elbette stokçular, fırsatçılar yok demiyoruz. Ama bu stokçular, fırsatçılar daha önce yoktu da bir anda yerden mi bitti? Elbette hayır! Bu düzende fırsatçılar, stokçular hiçbir zaman eksik olmamıştır, olmayacaktır da. Çünkü bu düzen fırsatçılığı teşvik ediyor. Yaşadığımız dünyaya hâkim olan kapitalist sömürü düzeninde sermaye sahipleri daha fazla kazanç elde etmek için her fırsatı değerlendirir. Kârlarını büyütmek için işçileri üç kuruşa köle gibi çalıştırır. Maliyetleri arttıracak diye en basit iş güvenliği önlemlerini bile almaktan kaçınır. Doğayı fütursuzca talan eder. Böylelikle varlık, bolluk bir tarafta; yoksulluk, yoksunluk bir tarafta birikir. Zengin daha zengin, yoksul daha yoksul olur. Altta kalanın canı çıksın mantığı işler. Kriz dönemleri gelince “aynı gemideyiz” yalanları piyasaya sürülür. Krizlerin ağır bedeli en alttakilere fatura edilir. Kısacası, en büyük fırsatçılar sermayedarlar ve egemenlerdir. Bu her zaman böyledir.
Sözde krizden kurtulmak için reçete olarak sunulan ekonomi programları sadece bu fırsatçıları kurtarmaya, rahatlatmaya odaklanıyor. Patronlara vergi indirimleri yapılıyor, teşvikler veriliyor, borçları erteleniyor, kredi muslukları açık tutulmaya çalışılıyor. Öte yandan bütün yük iki yakası bir araya gelmeyen işçilerin, yoksul emekçilerin sırtına yıkılıyor. Bu programlarla işçilerin kıdem tazminatı hakkı ortadan kaldırılmak, Zorunlu Bireysel Emeklilik Sigortası uygulamasından çıkışın önü kapatılmak isteniyor. İşsizlik Sigortası Fonu patronların yağmasına açılıyor. Tüm bu planlar krizi atlatmak bahanesiyle meşru gösterilmek isteniyor. Öte yandan patronlar kriz gerekçesiyle işçi çıkarıyor, ücretleri aşağı çekiyor, mesai ücretlerine el koyuyor. Bu patronları cezalandırmak, işçilerin alacaklarını, haklarını koruyacak bir mekanizma geliştirmekse iktidardakilerin aklına bile gelmiyor. Bu durum esas fırsatçıların kimler olduğunu açıkça gösteriyor. “Fırsatçılar” el ele vermiş işçinin sırtına bindikçe biniyor!
Eğer egemenlerin, para babalarının yalanlarına inanırsak krizin bedelini ödemek biz yoksul işçi ve emekçilere kalır. Oysa “bu yalanlara karnımız tok” dersek; zamlara, pahalılığa, işten çıkarmalara, haklarımızın gasp edilmesine karşı birleşirsek, krizin faturasını ödemeyi reddedebiliriz. Eğer gerçekleri görür ve birleşebilirsek, bu “krizi fırsata çeviren” taraf biz oluruz.
3. Havalimanında İşçiler İş Bıraktı
Yaren’in Mavi Gözleri
- İşçi Dayanışması Bültenini Birlikte Okuyoruz
- Hepsi Seninle İlgili!
- “Bu Gazete Hayat Kurtarır, Zihin Açar, Bilinç Geliştirir!”
- Gıda Siyasetin Dışında mı?
- İşçi Dayanışması’yla Geçmişimizi Öğreniyor, Geleceğimizi Örmeye Devam Ediyoruz
- “Beynimizi Kim Yıkamalı?”
- “Anne Bak, Köfte Yazıyor”
- Yeter Demenin Vakti Geldi!
- İşçi Dayanışması’nın Kıymetini Bilelim
- İşçi Dayanışması, Emekçi Kadınların Pusulası
- İşçi Dayanışması'nın 151. Sayısı Çıktı!
- İşçi Dayanışması Gözlerimdeki Bağı Açtı
- İşçi Sınıfının Rehberi 150. Sayısında Yol Göstermeye Devam Ediyor
- İşçiden İşçiye, İşçi Dayanışması!
- Kutup Yıldızımız İşçi Dayanışmamız!
- 150. Sayısıyla İşçilere Temiz Bir Nefestir İşçi Dayanışması
- İşçi Dayanışması İşçi Sınıfının Hafızası
- Gençlerin Gazetemize Mesajları
- Sınıf Bilinci Oluşturma ve Koruma Kalkanı
- İşçi Dayanışması Biz Gençlere Işık Tutuyor
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Bizler çeşitli sektörlerde çalışan kadın işçileriz. Öncelikle İşçi Dayanışması bültenimizin 200. sayısını heyecanla bekliyoruz. Bültenimiz bundan 16 yıl önce, 2008 Nisanında çıktı ve ilk iş olarak mücadeleci işçi ve emekçileri 1 Mayıs’ta UİD-DER’le...
- Sevgili işçi kardeşlerim. Geçtiğimiz günlerde bir kez daha Engelliler Gününde engellilerin yaşamının nasıl eziyete dönüştürüldüğüne tanık olduk. Engelliler sokağa çıkıp “engelsiz yaşam istiyoruz” diye haykırıyorlar. Engellilerin ortak talebi...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında Tekgıda-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan 146 işçi 140 gündür sendika hakkı ve işe iade talebiyle mücadele ediyor. Polonez işçileri seslerini duyurmak için aylardır çeşitli eylemler...
- TEKSİF Sendikası, Bolu Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Gezer Terlik Tekstil fabrikası önünde 5 Aralıkta basın açıklaması yaparak işverenin sendika düşmanı tutumunu ve işten atmaları protesto etti. İstanbul Finans Merkezi Merkez Bankası...
- Barınma ihtiyacı, tarih boyunca insanın en temel ihtiyaçlarından biri olmuştur. Tarihin ilk dönemlerinde bizi yırtıcılardan ve olumsuz hava koşullarından koruyan barınma alanlarımız zamanla gelişerek ailemizle paylaştığımız bugünkü evler haline...
- Çocukluğumuzda, gençliğimizde “çok çalış sınavda başarılı ol, işsiz kalmayacağın bir bölümde oku” telkinlerini, işe başladıktan sonra “çok çalış maaşın artsın, daha iyi bir bölüme geç” sözlerini sıkça duymuşuzdur. Elbette hepimiz iyi bir gelecek...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Ağaç AŞ’de çalışan DİSK/Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası (BTO-Sen) üyesi işçiler, 5 gün çalışma 2 gün izin haklarının gasp edilmesine karşı işyerlerinde oturma eylemine başladı. İstanbul Silivri’de...
- Almanya’da on binlerce işçinin çalıştığı otomobil üreticisi Volkswagen’de (VW) işçiler 2 Aralık Pazartesi günü uyarı grevleri yaparak taleplerini ve şirketin kitlesel işten çıkarma planlarını protesto etti. IG Metal sendikasında örgütlü yaklaşık 100...
- Bugün 4 Aralık Dünya Madenciler Günü. Türkiye’de de dünyada da madenciler, karşı karşıya kaldıkları tehlikelerle, katliamlarla anılır. Oysa madenciler aynı zamanda görkemli eylemlerin, mücadelelerin altına imza atmışlardır, büyük kalkışmaları...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında Grid Solutions, Schneider Elektrik, Hitachi Energy, Arıtaş Kriyojenik ve MESS’ten ayrılan Green Transfo fabrikaları için yürütülen toplu iş sözleşmesi...
- Dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçilerin yoksulluğa, kamu hizmetleri yerine savaşa devasa bütçeler ayrılmasına, emperyalist savaşa karşı öfkesi ve mücadelesi büyüyor. Meydanlara çıkan işçiler sınıf dayanışmasını büyütüyor, hayatı cehenneme...
- Geçtiğimiz ay 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ne karşı başlatılan mücadele sürüyor. Başta aile hekimleri olmak üzere sağlık çalışanları “eziyet yönetmeliği”ni protesto etmek için 5-6-7 Kasımda tüm Türkiye’de iş...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) 30 Kasımda Ankara Tandoğan Meydanında “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa Karşı Mücadelede Birleşiyoruz” şiarıyla miting düzenledi. Mitinge Türkiye’nin onlarca kentinden KESK’e bağlı sendikalara üye emekçiler...