Buradasınız
Patronların Tatlı Kâr Kaynağı: Çocuk İşçiler
Kimi zaman mendil ya da su satarken, kimi zaman bir oto tamir atölyesinde çalışırken, kimi zaman da ayakkabı boyarken görürüz küçücük çocukları. Bunlar hemen her gün gördüklerimiz. Ama tekstilden metale, tarladan maden ocaklarına kadar daha görmediğimiz pek çok yerde çocuk işçiler çalışıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2006 yılında yayınlanan verilerine göre Türkiye’de 1 milyona yakın çocuk işçi var. Aslında gerçek rakamlar bunun çok üzerinde. Üstelik çalışan çocukların çok büyük bir kısmı kayıt dışı istihdam ediliyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2004 yılında yürürlüğe giren çocuk ve genç işçilerin çalıştırılması usul ve esasları hakkında yönetmeliğine göre, çocukların hangi yaşta ne tür işlerde çalıştırılabileceği belirlenmiş durumda. Bu yönetmeliğe göre 14 yaşın altında çocuk işçi çalıştırmak yasak. 14 yaşındaki çocukların çalışabileceği işler de tanımlanmış yönetmelikte. Buna göre, 14 yaşını bitirmiş ama 15 yaşını doldurmamış çocuk işçiler, yardımcı büro işleri, düşme ve yaralanma riski olmayan meyve sebze toplayıcılığı, satış ve paketleme gibi hafif işlerde çalıştırılabilirler. Bu çocuklar şayet okula gidiyorlarsa günde iki saatten fazla, okulu bitirmiş iseler günde 7 saat ve haftada 35 saatten fazla çalıştırılamazlar. 15 yaşını tamamlamış ancak 18 yaşını tamamlamamış işçiler ise günde 8 saat ve haftada 40 saatten fazla çalışamazlar. Ayrıca 18 yaşını doldurmamış işçilerin ağır ve tehlikeli işlerde, gece vardiyalarında, sürekli ayakta çalışmayı gerektiren işlerde çalıştırılmaları yasak.
Yasalar bunları söylüyor, peki gerçekte Türkiye’de durum ne? Örneğin, Zonguldak’ta özel bir maden ocağında meydana gelen iş kazasında 17 yaşında gencecik bir işçi hayatını kaybetmişti. Oysa maden işkolunda 20 yaş altında işçi çalıştırmak tehlikeli, 18 yaş altında işçi çalıştırmak ise yasak. Tekstil atölyelerinde çocuk işçi çalıştırılması çok yaygın. Küçücük çocuklar bırakın günde 7 saat çalışmayı 12-14 saat çalışıyorlar, asgari ücret bile alamıyorlar. Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de hakarete, hatta dayağa maruz kalıyorlar. Oto tamir atölyelerinde küçücük bedenlerinin kaldırabileceğinden çok daha yüksek bir tempoda çalışmaya zorlanıyorlar. Okullar kapandığında dilediğince oyun oynamak yerine tarlaya, çapaya giden yüz binlerce çocuk var.
Söz konusu olan patronların dizginsiz sömürüsü olunca bütün dünyada çocuklar bu sömürüden nasibini alıyor. Örneğin Afrika’da altın madenlerinde binlerce çocuk çalıştırılıyor. Bu çocukların arasında 4 yaşında bile olanlar var. Çocukların çalışırken temas ettikleri civa uzun vadede beyinde ölümcül hasarlar oluşturuyor. Tümör, körlük, böbrek hastalığı ve konuşma bozukluğuna da neden oluyor. Ama bu çocuklar açlıktan ölmemek için (günde en fazla 2 dolar alıyorlar) yavaş yavaş ölmeyi tercih etmek zorunda bırakılıyorlar. Hindistan’da ise futbol topu dikiminde çalışan en az 10 bin çocuk var. Bir çocuğun ortalama 4 saatini alan bir topun karşılığında alınan ücret ise sadece 6 cent (10 kuruş). Örneğin, Mcdonalds’ın dağıttığı oyuncaklar Çin’de karın tokluğuna çalışan çocuklar tarafından üretiliyor. Üstelik günde 16 saat çalışarak!
Türkiye’de ve dünyada çocuk işçilik sorunu kapitalizm var olduğundan beri var aslında. Peki, neden bu kadar işsizlik varken yetişkinleri değil de küçücük çocukları çalıştırmayı tercih ediyor patronlar? Çünkü çocuklar savunmasızdır, sömürü karşısında sesini çıkaramayacak kadar küçüktür. Ailesini geçindirmek durumunda olan bir yetişkinin alacağı ücretten çok daha düşük ücret almaya razıdırlar. Peki ya çocukların zihinsel, fiziksel ihtiyaçları? Onların henüz gelişmekte olan bünyelerinin zarar görüyor olması? Ömürlerinin kısalması, psikolojilerinin bozulması? Bütün bunların patronlar için bir önemi var mı? Niye olsun ki! İşçi dediğin patronların gözünde birer konuşan makine! Bozuldu mu, hemen gönder yenisi gelsin!
Sorunun bal gibi de farkında olan devlet ise sadece göstermelik yasalar çıkarmakla yetiniyor. Çocuk işçileri ya görmezden gelmeyi tercih ediyor ya da aileleri suçlayarak patronları aklamaya çalışıyor. Gözünü para hırsı bürümüş, insanlıktan çıkmış anne babalar çocuklarını okutmak yerine çalıştırıyorlar deniyor. Hangi anne baba gerçekten de üç kuruş için çocuğunun sokaklarda, atölyelerde heba olmasını ister ki? Hadi diyelim ki aileler kabahatli. Peki, babayı işsiz bırakıp çocuğunu üç kuruşa çalıştırmayı tercih eden patronun hiç mi kabahati yok? Buna göz yuman devletin, hükümetlerin hiç mi kabahati yok? Göstermelik yasalar çıkarmakla, istatistikî bilgiler yayınlamakla bu sorun çözülür mü?
Elbette ki çözülmez. İşçi sınıfının her sorununda olduğu gibi bu sorunda da tek çözüm işçi sınıfının örgütlü mücadelesidir. Neden mi? Çünkü örgütlenip insan gibi yaşayabileceği bir ücreti patronlardan söke söke alan bir işçi ailesi elbette ki çocuğunu çalıştırma ihtiyacı duymayacak. O zaman işçi çocukları da oyunlarını oynayacak, sosyal aktivitelere katılacak, fiziksel ve zihinsel gelişimleri normal olacak.
Ellerinize Ve Yalana Dair
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Okul Tatili, İşçi Çocuklarına da Tatil mi?
- Bu Çarklar Çocuklarımızı Öğütüyor
- Kapitalizm ve İşçi Çocuklarımız
- Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü: Sömürü Çarkı Çocukları Öğütüyor!
- Çocuk da Olsa “Harca Harca Bitmez!”
- Milyonlarca Çocuk Eğitim Hakkına Erişemiyor
- Çocuklarımız Sömürü Düzeninde Ölmeye Devam Ediyor!
- Kapitalizmde Çocuklarımız İçin Bir Gelecek Yok!
- Kapitalizmin Çocuklarımızı Heba Etmesine İzin Vermeyelim!
- Ne Kadar da Misafirperverlermiş!
- Çocuk İşçiliğine Karşı Mücadele Kapitalizme Karşı Mücadeleyle Mümkün
- İşçi Çocuğu Olmak...
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
Son Eklenenler
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...