Buradasınız
İşçilerin Sordukları/45
Yasalar yine patronlar için değiştiriliyor. Yıllık izin hakkımızla ilgili değişiklilerin yer aldığı yeni bir torba yasa Nisan ayında Meclis’e sunuldu. Bu yasayla, yıllık izinlerin kaça bölüneceği, en az kaç gün olacağı yeniden düzenlenecek.
Yıllık izinle ilgili ne değişecek?
Yıllık izinlerle ilgili yapılacak bu değişiklikte izin sürelerine dair herhangi bir değişiklik yok. Fakat yıllık izin kullanma kriterleri değişecek. Şu an uygulanan İş Kanununda yıllık izinler en fazla 3’e bölünebiliyor. Bölünen iznin bir bölümü 10 günden az olamıyor. Değişiklikten sonra ise yıllık izinler 5’e bölünebilecek ve bir bölümü 6 günden az olmayacak. Örneğin değişiklik sonrası 14 günlük yıllık izin hakkı olan bir işçi, iznini 6 gün, 1 gün, 1 gün, 1 gün, 5 gün şeklinde kullanabilecek. Böylece işçilerin yıllık izinlerini toplu kullanmalarının önüne geçilecek. İşçilerin izinleri yıl içerisinde eriyip gidecek.
Mevcut yıllık izin süresi kaç gün ve nasıl kullanılıyor?
İşyerinde bir yılını dolduran tüm işçiler yıllık izne hak kazanırlar. Yıllık izin süresi deneme süresi de eklenerek hesaplanır. Şu anki yıllık izin süreleri şöyledir:
- Bir yıldan beş yıla (dâhil) kadar olanlara 14 gün,
- Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara 20 gün
- On beş yıl ve daha fazla olanlara 26 gün
- Çalıştığı süre ne kadar olursa olsun 18 yaşından küçük, 50 yaşından büyük işçilere 20 günden az yıllık izin verilemez.
Yıllık izin süreleri en fazla 3’e bölünebilir. Ancak bir seferde 10 günden az olamaz. Bu süreler minimum süreler olup, iş sözleşmeleri ve toplu sözleşmelerle arttırılabilir. Yıllık izin kullanıldığında işçinin ücretinden kesinti yapılamaz. İşçiye yıllık izin kullandırmak yerine parası verilerek çalıştırılamaz. Ayrıca izin süresine rastlayan hafta tatili, genel tatil ve ulusal bayram günleri izin süresinden sayılmaz. İşçilerin kullandığı mazeret, sağlık izinleri yıllık izinlerinden düşülemez.
Yılık izin hakkımızı kullanabiliyor muyuz?
Yorgunluğu ve stresi atmak, ailemizle birlikte kısa bir süre de olsa vakit geçirmek ve tatil yapmak bizim de hakkımızdır. Bir yıl boyunca gece gündüz çalışmamızın karşılığında hak ettiğimiz yıllık izni istediğimiz gibi kullanamıyoruz. Çoğunlukla yıllık izinlerin ne zaman ve nasıl kullanılacağına işçilerin kendisi değil patronlar karar veriyor! Birçok işyerinde patron üretimin yoğunluğunu, izne çıkacak işçiden başka o işi yapabilecek biri olmadığını bahane ederek yıllık izinleri işçinin istediği zamanda kullandırtmıyor. İşçilerin yıllık izinleri kimi zaman yıllarca birikiyor. İşçilere biriken yıllık izinleri ya işten çıkarılmadan önce kullandırılıyor ya da işten çıkarıldıktan sonra para olarak ödeniyor. Patronların gelişi güzel yıllık izin kullandırması karşısında işçilerin söz söyleyebilmesinin tek koşulu birlik olmaktır. Tatil yapmak biz işçilerin de hakkıdır. Yıllık izinlerini nasıl kullanacaklarına işçilerin kendisi karar vermelidir.
Patronlar ve hükümet yıllık izin hakkında neden değişiklik yapmak istiyorlar?
İznin nasıl kullandırılacağı ve bir parçasının 10 günden az kullandırılamayacağı maddeleri İş Kanununda yer alıyor. İş Kanunun 56. ve 60. maddeleri yıllık izin hükümlerine uymayan patronlara idari para cezası veriyor. 56. maddeye göre yıllık ücretli izni yasaya aykırı olarak bölünen her işçi için, 60. maddeye göre ise izin yönetmeliğine aykırı olarak izin kullandırılmayan veya eksik kullandırılan her işçi için 285 lira idari para cezası ödenmek zorunda. Ayrıca patronlar, yıllık izin ücreti yasaya aykırı şekilde veya eksik ödenen ve iş sözleşmesinin sona ermesinde kullanmadığı iznin ücreti ödenmeyen her bir işçi için de para cezası ödemek zorunda. Patronlar, yeni yapılacak değişiklikle istedikleri şekilde işçinin yıllık iznini bölecek, toplu bir şekilde izin kullanmasının önüne geçecekler. Patronlar da böylece para cezası ödemekten kurtulacaklar. İşin az olduğu zamanlarda işçileri yıllık izne çıkaracaklar.
Zehir Saçan Tesisler
1 Mayıs!
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- İşçi Dayanışması 196. Sayı Çıktı!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Umut Şarkılarını Birlikte Söyleyelim!
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- İşçi Dayanışması 195. Sayı Çıktı!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- İcra ve İflas Yasasındaki değişiklik ne anlama geliyor?
- Covid-19, Kısa Çalışma ve Ücretsiz İzin Gerçeği
- AKP’nin Torba Yasası: Patronlara Kıyak, İşçilere Saldırı
- Pandemi, Ücretsiz İzinler ve Hak Gaspları
- İş Güvenliği Yasasına 4. Kez Erteleme Ne Anlama Geliyor?
- Kronik Hastalığı Olan İşçilerin ve Hamile Kadınların Yasal Hakları
- Koronavirüs ve Yasal Haklarımız
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/2
- Avukat Mesut Badem ile Arabuluculuk Üzerine/1
- İşçilerin Sordukları/78
- Emeklilik Hakkımız İçin Topyekûn Mücadele Edelim!
- Yargıtay’ın Hamile İşçiler İçin Emsal Kararı
- İşçilerin Sordukları/75
- İşçilerin Sordukları/74
- İşçilerin Sordukları/73
- İşçilerin Sordukları/72
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Sendikal Örgütlülük Kâğıt Üstünde Kalmasın
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Bu Fikirleri Kimler Üretiyor?
- Kamuda Tasarruf Paketinden Payımıza Düşenler
- Kapitalizm Yıkılmadan İnsanlık Nefes Alamaz!
- Bir Müthiş Bahtiyarlık: “Anlamak Gideni ve Gelmekte Olanı”
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
Son Eklenenler
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 44 yıl geçti. Darbeyle hesaplaşamayan Türkiye işçi sınıfı uğradığı hak kayıplarını telafi edemediği gibi yeni kayıplar yaşadı, yaşıyor. Sınıfsal hafızaya vurulan ağır darbe yüzünden 1980 sonrası işçi...
- 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle egemenler geçmişle gelecek arasındaki köprüleri yıkmak, işçilerin mücadele deneyimlerini unutturmak istediler. Toplumu baskı ve şiddetle susturdular, yıllarca sürecek bir karanlığa hapsettiler. Çekilen tüm...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 10 Eylülde Gebze Kent Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu, DİSK Birleşik Metal...
- Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustostan beri kayıp olan 8 yaşındaki Narin, 19 gün sonra yapılan bir ihbar sonucunda, öldürülmüş ve cansız bedeni bir torba içinde dere kenarına bırakılmış olarak bulundu. Narin’in...
- Polisin saldırılarına, Emniyet Müdürünün tehdidine boyun eğmeyen direnişçi Polonez işçileri halaylarla, türkülerle, sloganlarla, dayanışmayla direnişlerini sürdürüyorlar. Tüm emek dostlarını direnişleriyle dayanışmaya çağırıyorlar.
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi işçilerin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Siyasi iktidarın ekonomik yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesen ekonomi programları ise sorunlarımızı katlanarak büyütüyor. Bu...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yaptı. Hem su sarfiyatını azaltacak hem de aile bütçesine katkı sağlayacak tasarruf önerilerini sıraladı. Aşırı kurak bir dönem...
- Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesinde bulunan, Selüloz-İş Sendikasının örgütlendiği MKB Rondo grevinin 11. gününde, UİD-DER coşkulu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor” pankartı taşıyan UİD-DER’li işçiler, “...
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...