Buradasınız
Suriyeli Göçmen İşçiler Kardeşimizdir

Suriye’de dört yıldır, emperyalist-kapitalist güçlerin de dâhil olduğu savaşta hayatını kaybedenlerin sayısı 200 bini aştı. Milyonlarca Suriyeli ise savaş cehenneminden kurtulmak için evlerini barklarını geride bırakarak başka ülkelere sığındılar.
Suriyeli işçi ve emekçiler, sığındıkları ülkelerde hayata tutunmaya çalışıyor, ucuz, ağır işçiliğe, tacize, tecavüze, aşağılanmaya ve ırkçı saldırılara maruz kalıyorlar. Esad rejiminin ve IŞİD gibi vahşi örgütlerin zulmü yüzünden yaşadığı toprakları terk etmek zorunda kalan Suriyelilerin, göç ettikleri yerlerde de acı, ıstırap ve zulüm peşini bırakmıyor. Türkiye’deki Suriyeli mülteci sayısı tahmini olarak 2 milyona ulaşmış bulunuyor. Sadece İstanbul’daki Suriyelilerin sayısının 300 bini bulduğu ifade ediliyor.
İş bulabilenler asgari ücretin çok altında ücretlerle çalışmak zorunda bırakılıyorlar. Kayıtsız, sigortasız olarak çalıştırılıyor, inşaatlarda, madenlerde, fabrikalarda iş cinayetlerine kurban gidiyorlar, meslek hastalıklarında sağlıklarını yitiriyorlar. Birçok Suriyeli genç kız, cinsel istismara uğruyor, Türk erkekleriyle ikinci eş olarak imam nikâhıyla evlendiriliyor.
Suriyeli emekçiler, kiralarını ve günlük ihtiyaçlarını karşılayabilmek için buldukları işlerde çok düşük ücretlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. Türkiye’nin mülteci politikası nedeniyle mülteci statüsünde kabul edilmiyorlar, bu nedenle yasal olarak çalışma hakları da yok. Sonradan çıkarılan çalışma izinleri de, rahat iş bulabilmelerini sağlamadı, çalışma koşullarını ve ücretlerini iyileştirmedi. “Misafir olarak ağırlandıkları” AKP hükümeti yetkililerince birçok defa tekrarlanan Suriyeli emekçiler, Türkiyeli patronlar için ucuz işgücü kaynağı olarak görülüyor, patronların kâr iştahını kabartıyor. AKP hükümeti, “Suriyeliler için şu kadar milyar dolar harcadık. Onlar bizim misafirimiz” diyor. Oysa Suriyeli işçilerin kayıt dışı ve düşük ücretlerle çalıştırılmasına göz yumarak sermaye sınıfının bu harcamaların birkaç misli kâr etmesini sağladı.
Savaş Suriye’yi sarmaya başlayıp Suriyeli işçiler Türkiye topraklarına aktığında, egemenler güya büyük bir cömertlikle sınır kapılarını açtılar. Fakat gerçekte ucuz işgücü kaynağı göçmen işçilerin ekonomiye sağlayacağı “katkı” onları daha çok ilgilendiriyordu. Nitekim savaşın başladığı 2011’den bu yana, köle gibi çalıştırılan göçmen işçilerden milyarlarca lira kâr sağlandığı tahmin ediliyor. Ucuz işgücü konusunda Çin’e bakarak hayıflanan Türkiyeli kapitalistler, göçmen işçilerin durumunu fırsata çevirdiler. Ancak buradan sağladıkları kâr yeterli gelmemiş olacak ki, Bangladeş’ten işçi getirtmeyi gündemlerine almış durumdalar. Tekstil patronları, “Maliyetlerimizi düşürüyorlar. Bir süre sonra onlar da yetmez ve Bangladeş’ten de işçi getirilir” diyerek niyetlerini açıkça ifade ediyorlar. Patronların bu tutumu örgütsüz ve bilinçsiz işçilerin Suriyeli işçilere tepki göstermesine neden oluyor.
Ev kiralarının yükselmesini, ücretlerin düşmesini, işsizliğin artmasını, hırsızlık olaylarını Suriyelilere bağlayan Türkiyeli işçiler, kafaları düzen ideolojisiyle bulandığı için sorunun Suriyeli emekçilerden kaynaklandığını zannediyor. Patronlar sınıfı bu durumu bilinçli olarak kullanıp aradan sıyrılıyor. Türkiyeli işçi ve emekçiler Suriyeli sınıf kardeşlerine tepki göstersin istiyor.
İzmir Ayakkabıcılar Sitesinde çalışan Türk işçiler, Suriyelilerin çalıştırılmasına karşı protesto eylemleri gerçekleştirdiler. Antalya, Ankara, Antep, Urfa, Maraş, Hatay gibi şehirlerde ise saldırılar oldu. Suriyeliler bu tür saldırıların ardından ya kamplara gönderiliyor ya da sınır dışı ediliyorlar. Urfa Akçakale’deki çadır kentte çıkan yangınlarda 7 kişi hayatını kaybetti. Sonuncusunda 7 yaşındaki küçük bir kızın ölmesini ve iki ablasının yaralanmasını 600 Suriyeli protesto etti. Suriyelilerin tamamı sınırdışı edildi.
Suriyeli, Iraklı, Çinli, Bangladeşli… Tüm göçmen işçilerin içinde bulundukları durumun, ülkelerini saran savaşın ve yoksulluğun nedeni kapitalist sistemdir. İşsizliğin, düşen ücretlerin ve iş cinayetlerinin nedeni de kapitalist düzendir. Tüm dünyanın işçileri, kapitalistlerin düzenine karşı birlik olup mücadeleyi yükselttiklerinde savaşların, göçün, açlığın, yoksulluğun olmadığı bir dünyanın kapısını da birlikte açacaklardır.
Kapitalist Çürümeye Mahkûm Değiliz!
Neden Korkuyorsun Ali?
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
- İşçi Dayanışması 205. Sayı Çıktı!
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- Bu Kadar Çok Parayı Nereden Buluyorlar?
- “Çingene Kızı” ve İşçi Sınıfının Birliği
- Nefes Almak İçin…
- Sadeleştirince Açığa Çıkanlar…
- Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!
- 1 Mayıs: Gün Gelir Zorbalar Kalmaz Gider!
- İşçi Dayanışması 204. Sayı Çıktı!
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- Türkiye’deki Suriyeliler ve Almanya’daki Türkiyeliler
- Göçmen Düşmanlığı Kimin İşine Geliyor?
- Maden Ruhsatsız, Göçmen Sahipsiz!
- Göçmen İşçilerin Katili Sermaye Düzenidir!
- Hiçbirimiz Yerli Değiliz, Hepimiz Göçmeniz...
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Hem Yurtdışına Gitmek İste Hem de Göçmenlere Demediğini Bırakma!
- Genç Bir Göçmen, Eziklik Duygusu ve Yitirilen Vicdanlar!
- Göçmen Kıyımı Bu Kez de Teksas’ta Yaşandı
- Kapitalizmde Güvenli Liman Yoktur!
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- İki Yıl Önce Bugün ve Kapitalizmin Fotoğrafı
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Umut Yolculuğu
- Hindistanlı Göçmen İşçilerin Eve Dönüş Mücadelesi
- Yunanistan’da ve Almanya’da Mültecilerle Dayanışma Eylemleri
- Bu Sistem Acı Üretiyor!
- Önyargı ve Suriyeliler Meselesi
- Fakir Baykurt’un Gece Vardiyası; Türk, Alman ve Suriyeli İşçiler
- “Suriyeliler Kendi Ellerinin Ekmeğini Yiyor”
- “Mülteci Düşmanlığı Yapan Tezgâhıma Gelmesin”
- “Bizi Soyanlar Göçmen ve Yoksul Değil, Buralı ve Zengin”
- Göçmen Düşmanlığı Kimin İşine Geliyor?
- Emekçilerin Mülteci Düşmanlığından Çıkarı Yoktur!
- “İstanbul’da Herkes Yabancı”
- İnsanlık Aya’nın Gözlerinde Saklı
- Umut Tekneleri Ölüm Tekneleri Olmaya Devam Ediyor
- Dümen Yelpazesinde Yaşam Savaşı
- Bu Düzen Çocuklarımıza Bir Oyuncak Bile Veremez
- Bursa’da Göçmen Faciasının Hatırlattığı Acı Gerçekler
- Ortak Duygular Yapay Duvarları Yıkar
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Göç Sorunu: Hangi Yola Girmeli, Kime Karşı Durmalı?
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Kimin Yanındayız, Kime Karşı Duracağız?
- Adu: Bir Çocuk ve Mültecilik
- Mülteci İşçilerle Biz Bir Sınıfız
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Sınıf Kardeşliğini Yükseltelim
Son Eklenenler
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...