Buradasınız
“Hadi Voltran’ı Oluşturalım!”
İstanbul’dan bir işçi
1980’li yıllarda çocuk olanların iyi bildiği bir çizgi dizi vardır: “Voltran; Evrenin Koruyucusu.” Bu çizgi dizide her biri dev mekanik aslanlara, yani robotlara kumanda eden 5 genç pilotun kahramanlıkları anlatılır. Bu kahraman pilotlar, her bölümde robot aslanlar aracılığıyla amansız bir savaş yürütürlerdi. Tek başlarına alt edemedikleri düşmanları karşısında birlik olmanın verdiği güçle zafer kazanırlardı. Bunun için içlerinden birinin “Hadi Voltran’ı oluşturalım” demesi yeterliydi. Bu işaretle birleşerek tek ama çok daha güçlü bir savaşçı robota dönüşüyor, yenilmez oluyorlardı!
Bu çizgi dizi, yayınlandığı yıllarda adeta efsane olmuştu. Heyecanla ekran karşısına oturan çocuklar, çoğu defa birlikte izledikleri Voltran’dan büyük haz alırlardı. O kadar güçlüydü ki hikâyenin etkisi, meselâ daldan bir yemiş toplamak istediklerinde yahut dayanışma içerisinde bir oyun oynadıklarında “hadi Voltran’ı oluşturalım!” derlerdi. “Şu işe bir el at”, “hadi beraber yapalım”, “gücümüzü birleştirelim” gibi yerleşik kalıpları kullanmak akıllara pek gelmezdi. Bunun neden akıllara gelmediği ya da Evrenin Koruyucusu sloganıyla Voltran dizisini yapanların ne mesaj vermek istediği, bu yazımızın konusu değil. Nihayetinde “Voltran oluşturmak” gayet olumlu anlama sahip bir söz öbeği…
Her halkın dilinde birlik, birleşme, dayanışma ve buradan doğan güç kavramı vardır. Meselâ “gücümüz birliğimizden gelir!” sloganını ele alalım. Bu slogan geçmiş işçi kuşaklarından bize miras kalmıştır. Sermaye sınıfının karşısına tek vücut olarak çıkmanın zorunluluğunu anlatır. Örgütlenen, birleşen ve bilinçli hareket eden işçilerin ortaya çıkardığı enerji muazzamdır. Bu enerji tek tek işçilerin gücünün aritmetik ortalamasının çok çok daha fazlasıdır. İşçilerden oluşan bir Voltran gücüdür. Geçmiş yıllarda işçilerin böyle bir gücü vardı, bugün ise yok. Zaten sorunlarımızın büyümesinin, haklarımızın elimizden alınmasının nedeni de bu değil mi?
Siyasi iktidar işsizliğin tanımını daraltarak milyonlarca insanı işsiz saymıyor. Ama buna rağmen resmi işsiz sayısı bugün 4 milyon 308 bini aşmıştır. Oysa 2003 yılında bu sayı 580 bin civarındaydı, yani AKP’li yıllarda kayıtlı işsiz sayısı tam tamına 8 kat arttı! Üniversite mezunu işsiz sayısında da benzeri bir tablo var; 2004 yılında 100 bini bile bulmayan diplomalı işsiz sayısı, bugün 1 milyon 40 bin civarındadır. Her 4 üniversite mezunundan biri işsizdir. Peki ya hasbelkader iş bulabilenler? Hepimizin bildiği gibi burada da durum değişmiyor. Bugün Türkiye’de her üç işçiden biri kayıt dışı yani güvencesiz çalışmaktayken, milyonlarca işçiye açlık sınırının altında bir ücret reva görülüyor. Milyonlarca EYT’linin hakları tanınmıyor.
Her iki ayda bir Soma katliamı yaşanıyor Türkiye’de, çünkü ayda ortalama 150 işçi kardeşimiz iş cinayetlerinin kurbanı oluyor. Şu çelişkiye ve adaletsizliğe bakın: İşsizlerin oldukça az bir kısmının yararlanabildiği işsizlik fonundan patronlar sınıfı “teşvik” adı altında her yıl 10-15 milyar lira çalıyor! 100 şirketin 45 milyar liralık vergi borcunu silen iktidar, emekçilerin sırtındaki vergi yükünü her geçen gün arttırıyor. Üstelik bunun adına da “vergide adalet” diyor! Kıdem tazminatımıza göz dikiliyor, grevler yasaklanıyor, baskılar ve yasaklar artıyor… Tablo ortada fakat gerçeklere takla attırma noktasında pek mahir olan siyasi iktidara ve sermaye medyasına bakacak olursak her şey güllük gülistanlık!
İnsan ayakta kalabilmek, yaşama tutunabilmek için bir başka insana ya da insanlara ihtiyaç duyar. Tarih boyunca bu böyle olmuştur, insanlar kimi zorlukları birbirlerinden yardım alarak aşmışlardır. Bu davranışlarına uygun sözcükler de üretmişlerdir; birlik, dayanışma, ortaklaşma, kenetlenme, imece… İşçi ve emekçilerin birlik olmaya, dayanışmaya bugün oldukça fazla ihtiyacı var. Üstelik yemiş toplamak ya da oyun oynamak için de değil, bu sömürü sisteminin hayatımıza boca ettiği acılardan, sorunlardan kurtulmak için! Her ne kadar çetrefilli gibi görülse de karşılaştığımız tablo kaderimiz değil. Yeter ki onların bizim fikir dünyamıza aşıladığı “ben tek başına ne yapabilirim ki” düşüncesinden sıyrılalım. Tek başına değilsin, değiliz! Biz işçi sınıfıyız, üreten sınıfız ve milyonlarız. Yeter ki birleşelim, şu işe bir el atalım ya da Voltran’ı Oluşturalım. Her nasıl adlandırmak istersek öyle olsun, yeter ki olsun!
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
- Son Gülen İyi Güler!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- İşçi Dayanışması 190. Sayı Çıktı!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Saldırılara Karşı Durmanın Yolu Birlik ve Dayanışmadır
- 2024’e Girerken: Her Şeye Rağmen Mücadele
- Değişim Küçük Adımlarımızla Başlar
- Zaman Kasvette Asılı Kalmaz, Sen Geleceği Düşle
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sermayenin Planları Hazır, Peki İşçi Sınıfınınki?
- İsrail’i, Savaşı, Katliamı Kim Durdurabilir?
Son Eklenenler
- Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük sakız ve şekerleme üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul Esenyurt’ta bulunan fabrikasında sendikal baskılar devam ediyor. Mentos, Vivident gibi markaları bünyesinde barındıran şirket sendika...
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...