Buradasınız
Patronlar İşçi Örgütlerine Neden Karşı?
İş görüşmelerinde işçilere sıklıkla sorulan bir soru var: Herhangi bir derneğe veya sendikaya üye misiniz? Türkiye’nin en büyük sermaye grubu Koç Holding işe aldığı işçilere, kendilerine danışmadan herhangi bir işçi derneğine üye olmamayı şart koşuyor. Birçok patron yeni işe aldığı işçilere sendikaya üye olmayacağına dair imza attırıyor. Kendileri sendika, dernek, vakıf, kooperatif gibi birçok örgüte üye olan patronlar, işçilerin herhangi bir kuruma üye olmasına neden izin vermiyor, engelliyor hatta yasaklıyorlar?
Sermaye sahiplerinin çok iyi bildiği bir gerçek var: Birlik ve örgütlü olmak güçlü olmak demektir. Türkiye’nin en güçlü sermaye gruplarının hepsi derneklere, vakıflara, sendikalara üyedirler. Bizzat Koç, Sabancı, Eczacıbaşı ve diğerleri 1960’lı yıllarda TİSK’i ve 1970’te ise TÜSİAD’ı kurmuşlardı. Bugün MÜSİAD, TOBB, TUSKON gibi birçok patron derneği ve sendikası var. Patronlar paraları, bankaları, fabrikaları olmasına rağmen bu örgütlere üye olurlar. Her ay aidatlarını öder ve çalışmalarına düzenli olarak katılırlar. Bunu aralarındaki rekabete, pazar kavgasına ve piyasada en yüksek kârı elde etme yarışına rağmen yaparlar. Sermaye bir araya geliyor; çünkü işçileri daha iyi sömürmek, işçilerin direnişini engellemek, örgütlenmelerini kırmak istiyor. Örneğin deri sanayi bölgesinde işçiler sendikaya üye olduklarında deri patronları işçilerin kazanmaması için birbirleriyle her türlü dayanışmada bulunuyorlar. Bu dayanışmayı da Türkiye Deri Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜDİS) adı altında kurumsallaştırıyor, örgütlü hale getiriyorlar.
Patronların kendilerine hak işçiye ise yasak ettiği örgütlülüğe en somut örnek MESS’tir. Metal patronları tek çatı altında güçlerini birleştirmiş ve üçe bölünmüş işçi sendikalarına istedikleri sözleşmeleri dayatmışlardır. Metal fırtınası sürecinde MESS’le işbirliği içinde olan Türk Metal’den istifaların önüne geçmek isteyen patronlar, Türk Metal’e kol kanat gerdiler. Kendilerini MESS gibi bir sendikada örgütlemiş metal patronları, bir kez daha işçilerin hangi işçi sendikasına üye olup olmayacağını belirlemeye çalıştılar. İşçilerin kendi istedikleri bir sendikaya üye olmasını engellemeye giriştiler.
Patronların, işçilerin derneklere üye olmasını istememelerini işçiler iyi sorgulamalı. Sömürü ve rekabete dayanan bu kapitalist sistem işçilerin birbirine olan güven duygusunu acımazsızca yok ediyor. İşçileri yalnızlaştırıyor. İşçi sınıfını bölüp parçalıyor. Bu nedenle işçilerin sendikalara, derneklere, mücadele örgütlerine üye olması çok önemlidir. İşçi dernekleri veya sendikalar, işçilerin dayanışma ve mücadele örgütleridir. İşçilerin ortak hedefler için bir araya geldikleri yerlerdir. Dayanışma ve örgütlenme işçiler arasında güven duygusunu besler. Her bir işçinin kendine, sınıfına ve haklı davasına olan inancını pekiştirir.
Bütün işçiler ücretlerinin arttırılmasını ve çalışma koşullarının iyileştirilmesini ister. Bu talepleri patronlara ve hükümete kabul ettirmek için işçilerin kendi birliklerinde, mücadele örgütlerinde bir araya gelmesi gerekiyor. UİD-DER işkolu ayrımı yapmadan kapılarını bütün işçilere açıyor ve işçi sınıfının tarihsel deneyimlerini genç işçilere aktarıyor. Türkiye ve dünyada işçilerin sömürüye karşı verdikleri nice mücadeleyi bugünün işçi kuşaklarına aktarıyor. UİD-DER, nasıl bir toplumda yaşadığımızı, yaşanan savaş ve krizlerin nedenlerini ve bu konuda işçilerin ne yapması gerektiğini işçilere kavratıyor. UİD-DER’de bilinçlenen ve kendine güveni artan işçiler, işyerlerindeki sorunlarını çözmek üzere harekete geçiyorlar.
İşçilerin ortak amaçları için bir araya gelmesi patronları çok korkutuyor. Çünkü birleşen işçiler ağır çalışma ve yaşam koşullarına boyun eğmezler. Birleşen işçileri hiçbir güç durduramaz. Bu gerçeği çok iyi bilen patronlar her türlü yol ve yöntemi kullanarak işçilerin bir araya gelmesine engel olmaya devam ediyorlar. İşçilerin evi ve okulu olan işçi örgütlerini karalayan patronların mesajını işçiler çok iyi anlamalıdır. Patronların karalamalarına inat; işçiler kendi birliklerine, yani işçi derneklerine ve sendikalarına sahip çıkmalıdırlar. İşçilerin birliği ve örgütlülüğü güçlendikçe patronların gücü azalacak ve işçilerin her türlü kazanımı artacaktır.
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- İşçi Dayanışması 190. Sayı Çıktı!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
- Barış İstemenin Suç Olduğu Yerde İnsanca Yaşam Olur mu?
- Saldırılara Karşı Durmanın Yolu Birlik ve Dayanışmadır
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Çıkışsızlık Sarmalındaki Gençler
- İş Kazaları Kader Ya da Fıtrat Olamaz
- Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu Kuruldu
- Sel Gider Kum Kalır
- İlet’ten İliç’e Mükellefiyetten Bugüne
- Bizim Çocuklarımız Onlar
- “Eşimle Birlikte Kahvaltı Ancak Yıllık İzinde”
- İliç Maden Faciası Kadıköy’de Protesto Edildi
- DERİTEKS’e Yapılan Saldırı Eylemlerle Protesto Edildi
- İliç’te Maden Faciası: Tonlarca Siyanürlü Toprak Çöktü, İşçiler Altında Kaldı
- DİSK 17. Genel Kurulu Gerçekleştirildi
- Patronların Sendika Düşmanlığına Karşı İşçiler Direnişte
- Avcılar’da 6 Şubat Depremleri Anması
- Beşiktaş’ta 6 Şubat Anması: Unutmadık!
- 6 Şubat Depremlerinde Hayatını Kaybedenler Sarıgazi’de Anıldı
- Mersin Emek ve Demokrasi Platformu: “Can Atalay Seçilmiş Milletvekilidir!”
- Can Atalay Şahsında Hedef İşçi ve Emekçilerdir
- 24 Ocak Kararlarından Bugüne Sermaye İktidarlarının Zihniyeti Değişmiyor
- EMADDER Emeklilikte Kademeli Geçiş Talebiyle Eylem Yaptı
Son Eklenenler
- Siyasi iktidar ve sermaye sınıfı yasa kural tanımadan işçilerin haklarını gasp ediyor. Bu saldırılara işçilerin cevabı ise mücadele etmek, boyun eğmemek oluyor. 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta Manisa Turgutlu’da yürüyüş ve basın...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in, “Geçmişten Geleceğe Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” şiarıyla düzenlediği etkinlikler dizisi İstanbul Avrupa Yakası ve Mersin’deki etkinliklerle son buldu.
- Kocaeli İSİG Meclisi ve Eğitim-Sen 1 No’lu Şube, MESEM aracılığıyla öğrencilerin sermaye için çocuk işçi yapılmasına karşı 16 Martta basın açıklaması düzenledi.
- Patronlar iş barışını “patronla işçi arasında uyum, saygı ve güven ortamı” olarak tanımlıyorlar. Peki, patronun işçiyi sömürmesi üzerine kurulu bir sistemde saygıdan, barıştan söz edebilir miyiz? İş barışı söylemini dillerinden düşürmeyen patronlar...
- Malum, Şubat ayını geride bırakıp baharın gelişini müjdeleyen Mart ayına girdik. Fakat içimiz bahar sevinciyle dolmak bir yana daha da kararıyor. Ama bunun tek nedeni hava değil. Atalarımız “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” demişler....
- Ücretlerimizin yükseltilmesini talep ettiğimiz her dönemde, biz işçilere “açgözlü”, “nankör” yaftası yapıştırılır. İktidar sahiplerinden tutun da, daha fazla kâr etmek için hayatlarımızı cehenneme çeviren patronlara kadar sermaye sınıfının zihniyeti...
- İşçilerin pek çok sektörde hak gasplarına karşı verdikleri mücadeleler sürüyor. Antep’te bulunan Sayın Tekstil fabrikasında 200’ü aşkın işçinin ek zam talebiyle 9 Martta başlattığı iş bırakma eylemi devam ediyor. 14 Martta sendikaları BİRTEK-SEN’le...
- Toplumun ezenler ve ezilenler olarak ikiye bölündüğü bir sistemde gerçek adalet ve barış olamaz. Ama gerçek adaleti ve barışı isteyenler olur ve onlar ezilen sınıflardır, kadın erkek işçiler ve emekçilerdir. Dünden bugüne Fransa’dan Türkiye’ye...
- Hepimizin bildiği üzere kısa bir süre önce 2023-2025 MESS Grup Toplu İş Sözleşmesi grev aşamasında son buldu. Birden çok fabrikada MESS’e bağlı olsun veya olmasın hareketli süreçler yaşandı. Çünkü alınacak ücret başka fabrikadaki işçilerin alacağı...
- Pek çok işçi kardeşimiz grev ve direnişlerde “biz ekmeğimizin peşindeyiz” derler. Bununla ekmeklerini korumak dışında bir amaçları olmadığını anlatmaya çalışırlar. Fakat kısa zamanda ekmeklerini koruyabilmek için sendikaya üye olma, grev, gösteri,...
- TÜİK’e göre Türkiye’de göreli yoksullaşma da azalıyormuş! Ülkedeki ortalama gelirin yüzde 50’si yoksulluk sınırı olarak kabul edildiğinde 2013 yılında göreli yoksulluk oranı yüzde 15 iken 2023 yılında yüzde 13,9’a düşmüş. Pek çok uzman Cumhuriyet...
- Erzincan İliç’te bulunan siyanürlü altın madeninde meydana gelen faciada 9 madenci kardeşimiz hâlâ göçük altında. Siyanürlü liç yığınının çökmesinin ardından siyanürün yanı sıra çeşitli ağır metaller de suya ve toprağa karıştı. Madenin sahibi yerli-...
- Çalıştığım işyerinde Tuncay isimli bir arkadaşımız var. Tuncay eşinden ayrılmış, çok şeker bir oğlu var, hayatta belki de tek tutunacağı dal o kalmış. Gözlerinde “şişe dibi” diye tabir edilen bir gözlük, ayağının biri topal, iki kulağında da işitme...