Buradasınız
Yüreğindeki Sese Kulak Ver!
Gebze’den bir öğrenci
Gençlik dönemi insanın hayal kurduğu, bitmez tükenmez bir merakla kendisini ve çevresini sorguladığı, yüreğinde özgür bir dünya kurma cesaretini taşıdığı dönemdir. Bu yüzden egemenler istemezler gençlerin yüreğindeki sesi dinlemelerini. Kaygıyı ve korkuyu körükleyerek o sesi bastırmak, ev ve okul arasında süregiden rutin bir döngünün içine hapsederek yalnızca kendi çıkarları peşinde koşan bireyler yaratmak isterler. Gençleri kendi düzenlerine uydurmak, sınıfsal temellerinden koparmak için kapitalizmin bir doğa yasası gibi olduğu yalanını empoze etmek isterler.
UİD-DER’li gençler olarak şunu çok iyi biliyoruz ki kapitalist sistem tarihinde hiç görmediği kadar büyük bir krizle sarsılıyor. Sistemin egemenleri, bu krizin bedelini işçi sınıfına ödetmek için koronavirüs bahanesi ardına sığınarak topyekûn bir saldırı başlatmış bulunuyor. Uluslararası kapitalist kurumlar bile dünya ölçeğinde 200 milyona yakın işçinin işini kaybedeceğini söylüyor. Kapitalist sistemin dünyayı sürüklediği durum buyken, bu süreçte okulunu bitiren veya üniversite için hazırlanan milyonlarca genci hiç de söylendiği gibi parlak bir gelecek beklemiyor.
İşçi sınıfının önderlerinden öğrendiğimiz, burada da bize defalarca hatırlatılan bir ders var: “Her şeyi öğren ama hiçbir şeyi unutma”. Peki, dönüp hatırlayacak olursak, yıllarca oturduğumuz sıralarda, televizyonlarda bize neler öğretilmişti? Kapitalist sistemin efendilerine göre dünya milenyumla birlikte yeni bir çağa girmişti; artık krizler, savaşlar ve işsizlik bitmişti. Gelişen teknoloji yeni istihdam alanları yaratacak, hatta üretim araçlarının gelişmesiyle birlikte açlığa ve yoksulluğa da çözüm bulunacaktı! Üstelik ’90 nesli zekiydi, teknoloji ile arası iyiydi; bu gençlerin hepsi ileride iyi üniversitelerde okuyacak, iyi işlerde çalışacaktı! Yardımlaşma, dayanışma gibi kavramlar eskide kalmıştı, hatta “enayilik”ti. Bu yüzden çevremizde olup bitenlere kulak vermek yerine kendi sorunlarımızla ilgilenmeli, çok çalışıp bu “bataklık”tan kurtulmalıydık! Değil mi?
Sonuçlarını her gün yaşayarak gördüğümüz üzere, egemenlerin yalanları birer birer gün yüzüne çıkıyor. Krizler derinleşiyor, savaşlar büyümeye, milyonlarca insanı yerinden yurdundan etmeye devam ediyor. Her geçen gün daha da gelişen teknoloji milyonlarca yoksulun ihtiyaçlarına değil, kapitalistlerin ihtiyaçlarına hizmet ediyor. Özellikle genç işsizlik oranları son yıllarda tüm ülkelerde rekor üstüne rekor kırıyor. Kısacası bunca zaman bize söylenen yalanların aksine, kapitalist sistem altında bizi hiç de parlak bir gelecek beklemiyor. Tam da bu nedenle egemenler işçi sınıfının gençlerini toplumsal meselelerden, yani sınıfımızın gerçeklerinden uzak tutmak, yalnızlaştırmak için başta “eğitim” olmak üzere ellerindeki tüm araçları kullanıyor. Taze beyinleri istediği doğrultuda şekillendirirken, ihtiyaç duyduğu nitelikli işgücünü de böylece yaratmış oluyor.
Gençlerin gerçekleri görmesini engellemek için, egemenler eğitimde de herkesin eşit olduğu yalanını söylemekten geri durmuyor. Örneğin birkaç hafta önce koronavirüs gerekçe gösterilerek derslere uzaktan eğitim yoluyla devam edileceği açıklandı ancak ülkenin dört bir yanında yüzbinlerce genç bu duruma karşı çıktı. Teknik ödevleri yapabilmek için gereken cihazları bir kenara bırakalım, dersleri takip edebilecek internete dahi bütçesi yetmeyen yüz binlerce öğrencinin olduğu bir sistemde nasıl bir eşitlikten söz edilebilir? Koronavirüs gerekçesiyle ileri tarihe ertelenen üniversite giriş sınavları da “turizm sezonunun etkilenmemesi için” önceki tarihe geri alındı. Açıkça görülüyor ki kapitalistlerin çıkarları söz konusu olduğunda yüzbinlerce gencin hayatını doğrudan etkileyecek bir karar onlar için hiçbir önem taşımıyor.
Ancak egemenlerin yarattığı bu yalan imparatorluğu sonsuza dek sürmeyecek! Onlar yalanlarını katmerlendirdikçe, her geçen gün daha çok sayıda insan bu yalanları sorguluyor. Bundan birkaç ay öncesine kadar dünyanın farklı coğrafyalarında işçi kitleleri meydanları dolduruyor ve artık onların yalanlara kanmayacaklarını haykırıyorlardı. Egemenler bugün koronavirüs bahanesinin ardına saklanıp 1 Mayıs meydanlarını işçi sınıfına kapatabilirler, ancak işçi sınıfının içindeki öfkenin büyümesine asla engel olamazlar. Bir sonraki 1 Mayıs’ta, yüreğinde özgür bir dünya düşü taşıyan milyonlarca genç yeniden dünya meydanlarını dolduracak ve haykıracak:
“Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz!”
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Greve Hazırlanırken Sohbetler
- Fırtınalar Yaratan Kelebekler!
- Sömürü Çarklarında Kaybolan Genç Yaşamlar
- MESEM: “Genç Eller” Üretiyor, Patronlar Sömürüyor!
- Sorunlarımız Ortak, Peki Ya Mücadelemiz?
- “Aman Çocuğum Sağa Sola Bulaşma” mı?
- “Enflasyon Canavarı”nı Üzerimize Salan Kim?
- Bir İlmek de MESEM Çıraklarından
- KYK Yurtlarında Ölmek İstemiyoruz!
- Bu Düzeni Yıkmak Boynumuzun Borcu
- Arel Üniversitesi Öğrencileri Servis Ücretine Neden İtiraz Ediyor?
- Aileler İstemese de Gençler Sorunları Görüyor
- Bizim Onlara İhtiyacımız Yok!
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
- Dünden Bugüne 1 Mayıs Ruhunu Yaşatanlara Selam Olsun
- Selam Olsun Dünü Bugüne, Bugünü Yarınlara Bağlayacak Olanlara!
- UİD-DER Birlikte Çarpan Yüreklerin Sesi Oldu
- Rehberimiz UİD-DER
- UİD-DER’li Gençler: 1 Mayıs Coşkumuzu UİD-DER’e Borçluyuz!
- Ruhumuzda Var Kimse Unutturamaz!
- 1 Mayıs’ı Elimizden Alanların Oyunlarına Kanmayalım!
- Yaşasın 1 Mayıs!
- Tek Bir Gün Değil, 365 Gün Mücadele! Teşekkürler UİD-DER!
- Yine Yeniden 1 Mayıs Ruhunda, UİD-DER’ de!
- Emekçi Kadınların Coşkusu Yüreklerimizi Tutuşturdu
- Biz Bu Oyunu Bozduk!
- Sınıf Mücadelesinde Karamsarlığa Yer Olmadığını Gösteren UİD-DER’e Teşekkürler
- 1 Mayıs UİD-DER’le Güzel
- Yüreğindeki Sese Kulak Ver!
- 1 Mayıs Mesajları İnancımızı ve Bilincimizi Pekiştirdi
- UİD-DER 1 Mayıs Kürsümüz Oldu
- 1 Mayıs Coşkusu Her Yerde!
- Geçmişi Bugüne, Bugünü Yarına Bağlayanlara Selam Olsun!
- Emekçi Kadınlar 1 Mayıs Geleneğine Sahip Çıkıyor!
Son Eklenenler
- Arjantin’de sendikaların çağrısıyla işçiler 9 Mayısta 24 saatliğine genel greve gitti. Faşist devlet başkanı Javier Milei ve hükümetine karşı yapılan genel grev çağrısına çeşitli sektörlerden işçiler karşılık verdi. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT...
- Zorlu bir yıldan geçerken işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ı, heyecan ve coşku içinde karşıladık. UİD-DER olarak 1 Mayıs’a işçi kentleri Lüleburgaz ve Bursa’da katıldık. Lüleburgaz’da geçirdiğimiz ilk 1 Mayıs’ımız...
- Emekli bir işçi: Bu 1 Mayıs’ta da sınıf kardeşlerimizle kol kola yürüdük. Sınıfımızın taleplerini hep birlikte haykırdık. İyi ki önümüzde bizlere yolu açan sınıfımızın mücadele örgütü UİD-DER var. Kendini, sınıfın taleplerine ve sadece sınıfın...
- Bugün 13 Mayıs 2024. Soma madenci katliamının 10. yıldönümü. 10 yıldır dinmeyen bir acı ve öfkedir Soma Türkiye işçi sınıfının kalbinde. Çünkü Soma’nın hesabı sorulmadı, çünkü Somalar devam ediyor, çünkü kapitalistlerin kâr hırsı yeni Somaların...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- Çorum’un Dodurga ilçesinde bulunan maden ocağında faaliyet gösteren ODAŞ Elektrik bünyesindeki Yel Enerji’de çalışan işçiler patronun sendika düşmanlığına karşı 9 Mayısta direnişe başladı. Yel Enerji işçileri kötü çalışma koşulları ve düşük...
- Sınıfımızın uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Mücadele örgütümüz UİD-DER, bu sene 1 Mayıs’ı işçi kentleri olan Bursa ve Lüleburgaz’da kutlama kararı aldı. Bizler de bu doğrultuda tüm hazırlıklarımızı yaparak...
- Öz İplik-İş Sendikası, Başkanlar Kurulunu, direnişteki Durak Tekstil işçileriyle dayanışmak amacıyla Bursa’da gerçekleştirdi. Kurulun ardından sendika yöneticileri direnişlerinin 83. gününde Durak Tekstil işçilerini ziyaret etti. Burada yapılan...
- 1 Mayıs işçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü. Her 1 Mayıs’ta UİD-DER’li mücadeleci işçiler bir gelincik tarlasını andırır gibi dolduruyorlar meydanları. Her 1 Mayıs’ta, işçi sınıfının bu çalışkan evlatları coşku dolu, disiplinli...
- Merhaba dostlar, uzun zamandan beri çalışma şartlarım nedeniyle birçok etkinliğe katılamıyordum. Yaşımın genç olmasına rağmen heyecanımı yitirmiştim. Hem yaşadığım şehirlerde etkinliklerin olmaması hem de maddi imkânsızlıklar yüzünden uzak kalmıştım...
- İstanbul Eyüpsultan’da özel bir lisenin müdürü 74 yaşındaki emekli öğretmen İbrahim Oktugan öğrencisi tarafından silahla vurularak öldürüldü. Öğretmenler “Can Güvenliğimiz Sağlansın, Gerekli Tedbirler alınsın!” talebiyle İzmir’den Bursa’ya, Mardin’...
- 21-28 Nisan Ebeler Haftası ve 12-18 Mayıs Dünya Hemşireler Haftası vesilesiyle 10 Mayısta İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hemşire ve ebeler basın açıklaması gerçekleştirdi.
- Bu sene 1 Mayıs’a UİD-DER’le birlikte bir işçi kenti olan Lüleburgaz’da katıldım. 1 Mayıs heyecanımız sabah saatlerinde başladı. Yol boyunca türkülerimizle, marşlarımızla 1 Mayıs alanına gittik. Tabii içimizde İstanbul’da kitlesel ve birleşik bir 1...